Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ermeniler soykırım yapmaktan vazgeçmiyor

Osmanlı'nın tüm hoşgörüsüne rağmen arkasına Rusya'yı alan Ermeniler, "Türk'ü, Kürt'ü her yerde, her türlü koşul altında vur" emri veren çeteleri aracılığıyla Müslüman ahalinin gözlerini oydu, tecavüz etti, yaktı, karnını deşti. Doğu'da Osmanlı halkına soykırım yapan Ermenilerin torunları bugün de Azerbaycan topraklarında aynı alçaklığı yapıyor.
Ermeniler soykırım yapmaktan vazgeçmiyor
19 Ekim 2020 01:00:00
Osmanlı'nın tüm hoşgörüsüne rağmen arkasına Rusya'yı alan Ermeniler, "Türk'ü, Kürt'ü her yerde, her türlü koşul altında vur" emri veren çeteleri aracılığıyla Müslüman ahalinin gözlerini oydu, tecavüz etti, yaktı, karnını deşti. Doğu'da Osmanlı halkına soykırım yapan Ermenilerin torunları bugün de Azerbaycan topraklarında aynı alçaklığı yapıyor.

HABER: ÖZLEM DOĞAN

Azerbaycan topraklarını işgal eden ve tarihi utanç vesikalarıyla dolu olan Ermenistan sivillere saldırıyor, katlediyor. Birinci Dünya Savaşı öncesinden başlayarak Türkiye’nin doğusunda Müslüman Türk, Kürt halkına soykırım yapan Ermeniler, dünyanın gözünün içine baka baka, yaptıkları mezalime kendilerinin uğradığı yalanını söylüyor. Oysa belge ve kanıtlar Ermeni mezalimini tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor. Osmanlı döneminde huzur içinde yaşayan, ‘millet-i sadıka’ olarak adlandırılan, devlette önemli görevlere ve rütbelere yükseldiği halde Rus, Fransız ve diğer Batılı ülkelerin maşası olup katil sürüsüne dönüşen Ermeniler işgal ettikleri Azerbaycan topraklarında bugün de bebek, kadın demeden cinayet işlemeye devam ediyor. 1992 yılında M.E.B tarafından yayınlanan “Türkiye’nin Siyasi Tarihinde Ermeniler ve Ermeni Olayları” adlı kitapta yer alan bilgiler, tarihini kan ve vahşetle yazan Ermenilerin bugün Azerbaycan topraklarında yaptıkları katliam ve işgalin adeta bir yansıması.

Türklerin gelişini bayram gibi karşılamışlardı

Ermeniler, uğradıkları Bizans baskısı nedeniyle Türklerin Anadolu’ya gelmelerini bir bayram havası içerisinde karşıladılar. Selçuklular Bizans’ın ezmeye ve yok etmeye çalıştığı Ermeni kilisesini korumuş, Ermeni manastırlarına ve ruhban sınıfına Bizans tarafından konan ağır vergileri kaldırarak vergi dışı tuttu. Ermeni ruhani lideri Selçukluların bu tutumu karşısında Sultan Melikşah’ı ziyaret ederek şükranlarını sundu. Ermeni Tarihçi Urfalı Mateos, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın Ermeni halkına çok iyi davrandığını yazarak Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçaslan’ın ölümünün Hristiyanları yasa boğduğunu belirtmiştir. Selçuklu Türklerinin Ermenilere ne kadar iyi davrandığı Taşirk ailesi gibi bazı Ermeni beyliklerinin Müslümanlığı kabul edip Bizans’la savaşmalarından bellidir.

Osmanlı döneminde Ermeniler zengindi

Osmanlı döneminde

Doğu Anadolu’nun bazı kasaba ve köylerinde yaşayan Ermeniler genellikle çiftçilik, yöresel endüstri ve ticaretle uğraşıyordu. Şehirlerde yaşayan Ermeniler ise iç-dış ticaret, sarraflık, kuyumculuk, bankerlik, müteahhitlik, mültezimlik gibi ekonomik ve mali işler yapıyorlardı. Askerlik yapmadıkları için çok az bir vergi vererek kendi işleriyle uğraştıkları için Osmanlı döneminde Ermeniler Türklerin çoğunluğundan daha iyi durumdaydı. Bu, bazı Müslüman Türklerde tepki yaratmış olmasına karşın Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan yıkılışına kadar Ermenilerle Türkler yan yana, huzur ve güven içinde yaşadılar.

Sonun başlangıcı: Islahat Fermanı

Sonun başlangıcı

1856 tarihli Islahat Fermanı’yla gayrimüslimlere bütün devlet memurluklarına atanmak, eyalet meclislerinde ve Meclis-i Vâlâ’da temsil edilmek gibi siyasi haklar verildi. Bu ferman Ermenilerin siyasi bakımdan da gelişmelerine yol açtı, eşitlik perdesi altında Ermeniler arasında sınıf savaşı başladı. Ermeni Patrik Meclisleri birçok tartışmadan sonra “Ermeni Milleti Nizamnamesi” hazırlayarak 29 Mart 1862’de Osmanlı Hükümeti’ne onaylattılar. Bu tüzük ile örgütlenen Ermeniler kendilerini sonu gelmeyen bir maceraya atarak birçok suçsuz Türk’ün ölmesine neden oldular.

İttihat ve Terakki-Ermeni işbirliği

ttihat ve Terakki

Prens Sabahattin öncülüğünde 1902’de Paris’te toplanan I. Jöntürk Kongresi’ne Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler de katılmış, kongrede Taşnaksutyun ve Reforma Hınçak Temsilcileri de hazır bulunmuştu. Ermeni komiteleri bir taraftan genç Türkler’le görüşüp birlikte karar veriyor diğer taraftan kendi propagandalarını da yapıyorlardı. II. Jöntürk Kongresi de Taşnaksutyun Cemiyeti, Teşebbüsü Şahsi’yle İttihat ve Terakki cemiyeti temsilcilerinin katılımıyla 1907’de Paris’te yapıldı. Ermeni çetecilerle işbirliği yapan İttihat ve Terakki Cemiyeti, gizli bir organ olarak meydana gelirken Masonların kullandığı birçok yol ve kuralları da kabul etmiştir.

Haçlı dünyası Ermenilerin yanında

Haçlı dünyası

Anadolu toprakları üzerinde ekonomik nüfuz kurmak isteyen Fransa, Ermenilerle ilk ilgilenen ülkedir. Ortadoğu ve Akdeniz’deki çıkarları için ‘Ermeni sorunu’ yaratarak bunu uzun yıllar kullanan Fransa’nın yanı sıra ABD de daha 1918 yılında Ermeni Cumhuriyeti’ni ‘De Facto’ olarak tanıdı. Berlin Kongresi’nden sonra iyice azıtan Ermeniler 1895’te Bab-ı Âli’ye karşı gösteriler düzenledi. Amaçları İstanbul’da büyük bir olay çıkartıp Avrupa’nın kendileriyle ilgilenmesini sağlamaktı. Nitekim büyükelçiler İstanbul olayları dolayısıyla Osmanlı Devleti’ne nota verdi.

Ermeniler Ruslarla birlikte katliama başlıyor

Ermeniler ruslarla

1908’den sonra Ermeni komiteler, özellikle Taşnaksutyun, illerde örgütünü büyük ölçüde tamamladı. Komiteciler silah depolarını kurup çetecilerinin sayısını artırdı. Rusya’da yaşayan Ermenilerin durumlarının kendilerinden iyi olmadığını bilen Ermeniler, Rus orduları Plevne hattını yararak ilerleyince Rus ordularına Doğu Anadolu’da yardımcı olmuş ve onlarla işbirliği yaparak Türklere soykırım yapmaya başladı. Anadolu’daki misyoner okulları da Ermeni katillere yardım ediyor ve destek veriyordu.

Türk’ü, Kürt’ü her koşulda öldür!

Türkü, Kürdü

Hınçak Komitesi hayatlarında Osmanlı topraklarına hiç ayak basmamış olan ve eğitimini Paris’te yapan Kafkas Ermenilerinden Avetis Nazarbekian ve eşi Marian Vardaniyan tarafından kurulmuştu. Bu örgütte birçok Rusyalı Ermeni de bulunuyordu. Taşnaksutyun da Hınçak’la aynı amacı güdüyordu. Komitenin örgütüne verdiği emir şu idi: “Türk’ü, Kürt’ü her yerde, her türlü koşul altında vur. Mürtecileri, ahdinden dönenleri, Ermeni hafiyelerini, hainleri öldür, intikam al.”

Türklerin dinine, evlerine saldırdılar

Türklerin

Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Ermeniler okullarından Osmanlı Hükümeti’ni temsil eden tek varlık olan tuğraları da kaldırıp yerine Ermeni arması, bombalı mavzerli resimler koydu. Ermeni gazeteleri Türk hükümet adamlar ve Türk değerleri üzerinde ağıza alınmayacak küfürler yazmaya, Türklerin onurunu ve dinini aşağılamaya, sokakta Müslüman ahaliye sataşıp evlere haç işareti çizmeye başladılar.

Sırtlarını haçlılara dayayan katiller

Sırtlarını

Yabancı ülkelerdeki Ermeniler müttefik devletlerin paralarıyla silahlandırılarak öç alma alayları halinde sürü halinde Kafkas ve İran sınırına yığıldılar. 1914 Ocak ayında Bitlis Hizan kazasının Akhis tarafındaki Sekur köyüne giden jandarma müfrezesi Ermenilerin yaylım ateşiyle karşılaştı. Yakılan yüzlerce mermi ile öldürülen jandarmaların cesetleri gözleri oyulmuş ve taşlar arasında ezilmiş olarak bulundu. Aslında bunlar, Ermenilerin alışılagelmiş isyan ve soykırımları yanında çok basit kalıyordu.

Ermeni canavarların korkunç katliamları

Ermeni canavarlarıı

Ermeniler 1915 yılında Çatak, Van ve Bitlis’in telgraf hatlarını kestiler. Kürt köylerine, yolculara, rast geldikleri Müslüman çoluk çocuğa saldırarak vahşice öldürüyorlardı. Şehre yardım ulaşmaması için yollara siper kazıyorlardı. Rus Topçu Subayı Riaboff’un raporları erkek, kadın, çocuk demeden suçsuz Türklerin Ermeniler tarafından nasıl feci şekilde öldürüldüklerinin kanıtlarındandır. Ermeni çeteciler Van’dan Bayburt’a yakıp yıkmadık köy bırakmadı. Kadınlara tecavüz ettiler, hamilelerin karınlarını deştiler, içlerinden bebekleri çıkarıp ateşte kızarttılar, zorla annelerine yedirmeye çalıştılar. Süt veren annelerin göğüslerini kestiler. Çocukların derilerini soydular, gözlerini oydular. İnsanları topluca yaktılar. Tarihin en vahşi ve alçakça katliamlarını Müslüman Türk halkına uyguladılar. Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da 185 toplu mezar yer alırken bu barbarca katliamlar fotoğrafları ve belgeleriyle birlikte arşivlerimizde bulunmaktadır.