Tezgah
İŞİD denen terör örgütünün kim tarafından ve nasıl ortaya çıkarıldığını anlayabilmek için alim olmak gerekmiyor. İŞİD'in Irak içlerine doğru ilerlerken hiçbir mukavemet ile karşılaşmaması ve kendileri için bölgeye önceden bırakılmış tankları ve silahları teslim aldıktan sonra sadece Müslüman Sünnilerin üzerine yürümesine baktığımızda sergilenen oyunun yapımcılarını görmemiz mümkün olacaktır. ''Sözde'' sünni islam inancına sahip olduğunu belirten İŞİD'ten beklenen Sünnileri koruma altına alarak Şİİ rejim ile idare edilen devletler üzerine yürümesiydi. Lakin İŞİD yanı başındaki İran dahil hiçbir Şİİ devlete karşı en ufak bir taaruzda bulunmadı. Esed rejimine de bulaşmayan yada bulaşamayan bu terör örgütü başka hiçbir yer kalmamış gibi Kürtlerin Kobane dediği Ayn u2013 el Arap'a saldırdı.
Buradan ve izlenimlerden tek bir sonuç ortaya çıkıyor ;
İŞİD dünyada rağbet görmeye başlayan sünni islamı dünyaya terörist olarak tanıtmakla görevlendirilmiş maşa bir örgüttür.
***
Şimdi bu gelişmeler üzerinden ülkemiz de son günlerde yaşanmakta olan olayları değerlendirelim. HDP kürt halkına ve özellikle gençlere alanlara , sokaklara çıkın çağrısı yaptı. Bunun neticesinde sokaklara çıkan HDP sempatizanları ülkenin bir çok yerinde ortalığı savaş alanlarına çevirdi. Bir kere hiçbir surette şunu anlayabilmek mümkün değil. Vatandaşa hizmet amacıyla vatandaşın paraları ile alınan kamu mallarını yakıp yıkarak ne elde etmek istiyorlar ? Vandallık yaparak , sivil halka ve esnafa zarar vererek nasıl bir eylem gerçekleştirdiklerini düşünüyorlar?
Bunun cevabı açıktır. Provakasyon ile görevli şahıslar yine sokaklara inmişlerdir. Amaçları ise ülkeyi yangın yerine çevirerek ülkede ki sükuneti bozmak ve barış sürecini sabote ederek ülkeyi ve hükümeti zor durumda bırakmaktır. Bu süreçte elbette ki bazı kesimlerin çözümsüzlük üzerinden beslendiği ve yine çözümsüzlük üzerinden siyaset yaptıkları da açıkça ortaya çıkmıştır.
Diğer bir ortaya çıkan gerçek ise, kürtler siyasal temsillerini laik seküler ve anti islamcı zümrelerin ellerinden almadıkça Türkiye halkları için gerçek bir barış mümkün değildir. Kürtlerin siyasal temsili kendi değerleri ile bağdaşan islamcı ve muhafazakar siyasilerin ellerinde olur ise ortak söylem ve istekler artacak, gerçek bir barış bu topraklarda mümkün olacaktır.
***
HDP tezkereye hayır derken eş zamanlı olarak Türkiye neden sınır ötesi operasyon yapmıyor diyerek Kürt milliyetçilerine sokağa çıkın çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde '' en aklı başında olanı '' diyerek halkın sempatisini kazanan Demirtaş , süreçte yanlış eyilimler yaşayarak toplum da oluşan sempatisini de böylece bitirmiş oldu. HDP içerisinde ki mekanizmanın barış ve çözümden bahseden siyasileri itibarsızlaştırarak pasifize ettiği gerçeği de böylece su yüzüne çıkmış oldu.
***
Şimdi Demirtaş ve HDP yönetimine şu sualleri sormakta vacip olmuştur.
İşgalci TC askerleri diye nitelediğiniz bu vatan evlatlarını PKK'nın hain pusularına kurban ettirirken aklın neredeydi ?
Gerilla diye övdüğün çapulcuların nerede ? Neden Kobaniye girip İŞİD ile savaşmıyorlar ?
Türkiye ordusuna karşı 30 yıldır savaştığını zanneden çapulcularının İran ve maşası olduğunu devletlerden aldığı silah ve para yardımı kesildiği için mi ortadan kayboldular ? Yoksa eş zamanlı olarak ülkeyi sabote etmekle mi meşguller ?
Haydi kahraman gerillalar gitsin kobaniye savaşsın şimdi ! Neden Türkiye ordusu Suriye ye girmediği için ağlıyorsun?
Bu suallerin cevabı da aslında son derece basittir. PKK maşası olduğu devletler izin vermediği , silah ve mühimmat temini yapmadığı ve parasız bırakıldığı için reaksiyon veremediği gibi Türkiye içinde ki terör olaylarını tetiklemek içinde yine maşası olduğu devletler tarafından görevlendirilmiş olabilir.
***
Tüm mağdur ve mazlumlara sınırlarını açan , onların iaşesini temin eden devletimize karşı başlatılan bu itibarsızlaştırma operasyonu , sokaklarında karıştırılmasıyla gezi olaylarından sonra ikinci bir post u2013 modern darbe girişimine dönüşmüştür. Bu süreçte sap ve saman kesinlikle ayrılmalı, masum ve mazlum durumda bekleyen Kürtler bu olayların dışında tutulmalıdır. Barış söyleminden asla geri adım atılmamalı ve fitne ateşini yeniden yakmak isteyenlere de prim verilmemelidir.
Yakılan bu fitne ateşini söndürecek feraset Müslüman Anadolu halklarında mevcuttur. Bizler geri adım atmamalı ve halkların kardeşliğini , daha demokrat bir Türkiye'yi kurmak için çalışmaya gayret etmeliyiz. Bu ülkemiz üzerinde oynanan ne ilk ne de son oyun olacaktır. Türkiye büyümeye devam ettikçe, güçlü Türkiye davası güttükçe ayağımızı kaydırmak isteyenlerde eksik olmayacaktır. Büyük devlet olmak bu oyunları bozmayı gerektirir.
Mustafa Alpay
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.