Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2422.26
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Nisan 2019

Eli Kulağında

İsmi lazım değil vukuatlı bir sözlüğe baktım “eli kulağında” deyiminin anlamına ne diyor, diye.Gerçekleşmek üzere olan işler için kullanılan sözcük anlamı diye tarif edip altına da şu şiiri yazmışlar;

Bir heyecan var içimde
Soluk soluğa yaşıyorum
Bir kararla apar topar
Sana gelmek istiyorum

Hemen şimdi hemen bugün
İçim dışım düğüm düğüm
Sorma bana neden diye
Bir bildigim var elbette

Gündem seçim olunca dış dünyada olan bitene kulak tıkayamayacağımız bir coğrafyada hamlelere elbette kulak kabartmak zorunlu olmaktadır. Yukarıdaki şiirin her kelimesi Türkiye’nin içinde bulunduğu hali anlatıyor. Ortadoğu satrancında bir yanda ittifaklar kuruluyor bir yanda çatırdıyor. Çatırdayan bizim de içinde olduğumuz NATO, kurulan ise ARAP NATOSU. Türkiye’yi ve İslam Dünyasını boğma , ezme yok etme stratejisine hız veren Amerikan İsrail ikilisi Arapların eli ile Suriye’yi İsrail’e peşkeş çekme hazırlığı yapmaktadır. Batı Bizi Biz ile vurmak için Arap diktatörlerini kullanarak Türkiye ve İran’a karşı örgütlüyor.Güya Arap Ordularından oluşan askeri güç ile Arap topraklarındaki sorun olan yerlere müdahale edecekmiş. Oysa hedefte Türkiye’nin Suriye’de oluşan terör koridoruna müdahale etmesinin önüne geçmek, İran’ı bölgeden çıkarmak, İsrail’in istediği bir savunmasız Suriye’de istediği gibi at oynatmasını sağlamak var. Fakat Türkiye bu oyunu görmüştür. Eli kulağında dediğim de tam da bu. Suriye’ye müdahale eli kulağındadır. Bu hayati bir var olmak veya yok olmak noktasıdır. Geciktirilmez, ertelenemez, ihmal edilemez.

Kudüs’ü başkent ilan etmekle başlayan yeni süreç Golan tepelerinin ilhak kararını tanımak ile hız kazanmıştır. Binlerce tır silah ile terörü destekleyen Amerika NATO’nun bitiş düdüğünü çalmıştır.
Trump ile yeni bir söylem geliştiren Amerika liberalizmin ölüm fermanını da imzalamıştır. Kaosa dayalı, işgale dayalı bu yeni düzene karşı Türkiye dik bir duruş gayretinde İran’ı, Irak’ı, Suriye’yi, Rusya’yı, Pakistan’ı yanına almalıdır, alıyoruz da.
Bundan daha önemlisi Türkiye kurulan bu tuzaklara karşı Medeniyet köklerini keşfetme çabasını artırmalıdır. İslamın kardeşlik hukukunu ekonomik, siyasi ve coğrafi temellerle yeniden inşa etmelidir. Bölgemiz güç birliğini zorunlu kılmaktadır. Vakit kaybetmeden mezhep eksenli ayrıştırıcı özellikleri bir yana koyarak köklü iki Devlet geleneği olan İran ve Türkiye konfederal bir yapı ile Ortadoğu’da başka ülkelerinde katılacağı gönüllü, adil, ekonomik akılcılık ilkelerini esas alarak bir araya gelmelidir. Bu modelde Suriye’ye, Irak’a da yer açılmalıdır.

Görünen o ki Ortadoğu’da Osmanlı Gücünde veya onun hinterlandı gibi bir güç doğmadan bu coğrafyaya huzur gelmeyecektir.S-400 ile bağımsızlığımız test edilmek isteniyor. Türkiye liderliği,seçimlerde karşısına örgütlenerek çıkarılan muhalefetin onca gayretine rağmen aldığı halk desteği ile iç politik zaafları ortadan kaldırmakla, milletimizin emperyalist siyonist ittifakına gereken cevabını Ortadoğu’da verecektir.

Türk Ordusu son rötuşları yapmaktadır. Türkiye’nin Güney’inde varlığımızı tehdit eden emperyalistlerin uşaklarına geçit vermeyecektir. Müdahale an meselesidir. Suriye’ye seyirci kalırsak Anadolu açık hedef olacaktır. Suriye’ye barış gelmelidir. Bu barış Türk ordusunun olduğu yerde olabilir ancak.