Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2433.95
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Şubat 2023

Kolon kesenler

Deprem…

Darbe…

Terör…

AFAD’dan yapılan son açıklamaya göre 6 Şubat’taki depremde vefat edenlerimizin sayısı 45 bini geçmiş durumda.

Bu sayının artmasından endişe ediliyor…

Sağlam binalar, depremle mücadelede yol gösterici…

Yıkılan binaların çoğunda kolonların kesildiğiyle ilgili ciddi iddialar ve bilgiler var.

Üç beş metrelik yer kazanmak için kolon kesmek nasıl bir cehalet ki izah edilir gibi değil. Aracın fren pedalını fazlalık görüp çıkarıp atmak gibi bir şey bu.

Hırsız müteahhit, darbeci ve terörist: şeytan üçgeni …

Bunların siyasi cazgırları da var.

Malzemeden çalan da yağmacıdan daha adi, daha alçak…

Çünkü, hırsız yağmalarken hasis müteahhit ise aynı zamanda tasarlayarak cinayet işliyor.

Depremi afete dönüştüren işte bu ahlaksızlıktır.

Toplumun manevi kolonlarını kesenler de bunlar.

Enkaz üzerinde tepiniyorlar.

Devletin kurtarma faaliyeti yapmadığını, yapanları da engellediğini, tutukladığını söylemekten daha yıkıcı saldırı olamaz.

Kim bunlar?

Darbeciler, terör örgütleri ve bunların legal görünümlü uzantıları.

Aynı zamanda uluslar arası yapının tetikçileri…

Zaten darbeleri ve terörü besleyen ülkelerin bunlarla iş birliği içinde oldukları ortada…

Darbe ve terör aynı…

İkisinin de amacı; devleti ele geçirmektir.

Türkiye’nin insan ve ekonomik kayıpları depremdeki kayıplardan daha fazla.

Bu öyle bir afet ki 70 yıldır kesintisiz devam ediyor.

Toplumu ayrıştırmak için şeytanın bile aklına gelemeyecek planlar kuruyorlar.

15 Temmuz’a “tiyatro” demişlerdi.

Şimdi de depremi “abartılı” buluyorlar.

Toplumun kolonları (direkleri) olan kurumlarını, değerlerini itibarsızlaştırma telaşındalar.

Mehmetçik ve Diyanet ilk hedefleri…

Ezandan, tekbirden, salâdan rahatsızlar.

Ezanı, Allah ve ahlak kelimsini yasaklayan bir zihniyet, bugün enkaz üstünde tepiniyor.

Bu da toplumun kolonlarını kesmektir.

Darbe ve terör, sosyal dokuyu zehirleyen en korkunç kitle imha silahıdır.

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyenle, parası ve çocuğu gasp edilen toplum arasında fark yoktur.

Türkiye’nin terörle mücadeleye harcamak zorunda bırakıldığı para; 2 trilyon dolardan fazla. Terör örgütlerinin katlettiği insan, 50 bine yakın…

11 ili kapsayan afetteki kayıplarla aynı…

Türkiye’nin son yıllarda terörle mücadeleye 44 milyar dolar harcadığı düşünülürse, karşı karşıya olduğumuz tehlikenin büyüklüğü anlaşılabilir.

Bu 44 milyar dolarla 11 ilin deprem konutları ya da 300 yüzden fazla şehir hastanesi yapılabiliyor.

Türkiye’nin en az 30 yıl ihtiyacını karşılayacak Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın bugünkü değeri de 1.5 trilyon dolardan fazla…

Eğer darbeler yapılmasa ve terör olmasaydı, Türkiye’nin tamamında depreme dayanıklı konutlar yapılmış olacaktı.

26 yıl önce bugün…

28 Şubat 1997…

Post Modern darbe olarak tarihin utanç sayfasında yerini alan olay da toplumun kolonlarına yapılmış en acımasız saldırılarından biriydi.

Kıyafetlerinden, inançlarından dolayı renklendirilen, yerlerde sürüklenen, okullarından, işlerinden, hastanelerden, adliyelerden kovulanlar da birer afetzedeydiler.

26 bankanın içini boşaltıp 300 milyar doları çalanlarla depremde halkın malını yağmalayanlar aynıdır.

28 Şubat 1997’de 9 saat süren toplantıda alınan kararların tamamı, toplumun imhasına yönelikti.

Millî irade, enkaz edildi.

İmam-hatiplerin orta kısımları kapatıldı. Yaz Kur’an kursları 12 yaşından küçüklere yasaklandı.

Üniversiteye girişlerde meslek liselerine “katsayı” getirilerek çocukların hakları, istikballeri çalındı.

Ülkenin siyasi hafızası, kadroları imha edildi.

Darbeci yasakladı, terör örgütleri bu yasaklardan beslendi.

O gün, iş birliği yapanlar bugün de deprem üzerinde tepiniyorlar, cinsi sapıklarla saf tutup toplumun kolonu hükmünde olan aile yapısına savaş açtılar.

Ama…

Başaramayacaklar!..

Bu millete diz çöktüremeyecekler!..