Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Ocak 2019

1 Nisan… Yeni bir ‘Gezi Hazırlığı’ mı?..

“Candaş Kanal” ve o çevrelerde acayip bir “propaganda” yürütülüyor:

“Daha seçime girmeden her yerden usulsüzlük fışkırıyor…”muş!..

Bir emekli asker, canlı yayında, “Bu seçimde de adaletsizlikler olacak, bir büyük boykot gerekiyor!” yollu laflar etti.

Bunların öncesinde “Top ve Pop” işleri üzerinden ortam hazırlamalar…

Kimi “sanatçılar” üzerinden ortam kızıştırmalar…

Özellikle “gençliğimizin” heyecanını istismara yönelik faaliyetler…

Aklımıza 1 Nisan ve sonrası geliyor; şaka değil, yeni bir “Gezi Kalkışması.”

Güvenlik birimlerimiz elbette bu konularda çok duyarlı ama milletçe “uyanık” olmamızda fayda var.

Bu sefer, geçen süredeki tecrübelerden de istifadeyle “şer operasyonları”nı çok daha “kurnaz” yöntemlerle yürütebilirler…

Önümüzdeki süreçte, ekonomimizi hedef alan suikastların etkisini daha da fazla hissedebiliriz.

Sınırlarımızın ötesindeki “sıkıntı” da gittikçe büyüyecek gibi; “Özgür Suriye Ordusu” iyice sıkıştırılmak isteniyor ve ABD-İsrail Plânı ilerliyor.

Doğu Akdeniz’de sular gittikçe ısınıyor ve orada, başını İsrail’in çektiği “İttifak” çok geniş boyutlara ulaştı

Siyonist İsrail’deyken, “Türkiye’yi Kürtleri öldürüyor!” diyen Danışman Bolton’a güzelce “ders” verdik ama Trump, “aynı küstahlığı sergilediği” son twitiyle, haddini bilmez Danışman’ın arkasında durduğunu gösterdi.

Trump’un iftira yüklü tehditlerine, bizim yetkililerden “ölçülü sertlikte” karşılıklar geldi, hepimiz çok öfkelendik…

Bununla birlikte, “tehdidin” büyüklüğünü bir kez daha görmüş olduk.

Yarın öbür gün “hoş bir hareket” çeker gibi yapsa da Trump, bu durum değişmeyecek:

Türkiye fena halde hedefte!..

Bu arada unutmadan, bir de Trump’ın twitinde, “20 Millik Güvenli Bölge Kuracağız.” cümlesi var.

“Güvenli bölge kulağa hoş gelmesin, İsrail için yeni bir ‘yerleşim bölgesi’ olmasın!” diyen uzmanlara da kulak verdik.

Ne zorluklar ne zorluklar…

Döviz kredi faizleri

Neden düşmüyor!

ABD-İsrail Evanjelist İttifakı, bize çok yüksek oranlarda “politika faizi” ödetiyor…

Derken…

Gözümüze takıldı:

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “TL kredi faizi iniyor ama ticari kredilerin neredeyse yüzde 50’sini oluşturan döviz kredi faizleri nedense bir türlü aşağıya gelmiyor!” dedikten sonra şöyle bir “mesaj” atmış:

“Döviz faizlerinde gerilememe olmamasını anlamakta zorlanıyoruz. Aklımıza gelen tek açıklama; herhalde unuttular, kimi bankalara hatırlatalım istedik!”

Evet, “hatırlatmalar” iyidir…

Türkiye, “üç kağıt ekonomisi”nin kıskacına alınmak isteniyor…

Gezi olaylarından bu yana, her biri “nice milyar dolarlık kayıplara” yol açan saldırıların muhatabı

Türkiye’miz, Yerel Seçim’i atlattıktan sonra birlik ve beraberliğe çok daha fazla ihtiyaç duyacağı bir sürece girecektir.

Bu süreçte…

Bol bol dua etmek…

“Birlik ve beraberliği güçlendirerek devam ettirmek ve her türlü girişime karşı çok dikkatli olmak” gerekiyor.

31 Mart şu veya bu şekilde aşılır, sonrası çok daha önemli.

Yeni bir Gezi Hazırlığı’nın “ayak sesleri” kulağımı epeyce rahatsız ediyor zira.

TRUMP’TAN HAVUÇ SOPA, HAVUÇ SOPA!..

“Eğer Türkiye Kürtlere saldırırsa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz!” tehdidini savurunca ABD Başkanı…

Bir okuyucumuz, sağ olsun, uyarı yüklü yazılarımıza ve konuşmalarımıza atıfla…

“ABD ile ilişkilerimiz düzeldi diye bayram yapan gazetecilere Allah akıl fikir versin!” demiş.

Hayır kendilerince “akıl”ları var…

“İki kulplu kazan, tut bir ucundan sen de kazan!” dünyası bu dünya, malûm.

Tavırlar anlık olarak değişiyor; bu “hızlı değişimlere” ayak uyduramayanlar da, Yahudi Bilim Adamı Neumann’ın icat ettiği “Suskunluk Sarmalı” kuramına uygun bir “tavır” belirliyor.

Neumann’ın yaklaşımını özetleyelim:

“İnsanlar, içinde bulundukları zaman diliminde hangi görüşlerin etkili olduğunu öğrenmek için etraflarını gözetlerler. Bu gözetleme sonucunda, kendi görüşünün az destek bulduğunu görenler, sessizliği tercih ederler veya genel görüşü benimsiyormuş gibi görünürler!”

Yani oynarlar!..

Neyse, konumuz kimin nasıl “oynadığı” değil, işlerin nereye gittiği…

Trump’un Twitter üzerinden tehditler savurduğunu görür görmez, nedense, Merkez Bankası’nın “Faiz Kararı”nı bu Çarşamba günü (yarın) açıklayacağı geldi aklıma.

Merkez Bankası, 2019 yılının ilk faiz kararını açıklayacak, hayırlı olsun!..

Özellikle Gezi Olayları’ndan bu yana “Faiz Hareketleri”ne dikkat kesiliyoruz…

Trump, “Papaz”ı bahanesiyle Evanjelistlere göz kırparak, Türkiye ekonomisini (Yine twitter üzerinden) mahvetmekle tehdit ettiğinde, Dolar patlamış…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da,

“Faizi radikal bir şekilde arttırmazsak Dolar’ın önünü alamayız!” endişesinden dolayı, faizde 625 baz puanlık “korkunç” bir artışa gitmişti.

O ana kadar her uygulamaya karşı çıkan Faiz Lobisi’nin, “Gezici TV kanalları” üzerinden bu karara alkış tutuşuna şahit olmuştuk, hey gidi günler…

O gün bugün, hangi yerli ve milli esnafla konuşsam, “Allah bu ülkeyi yönetenlere de, bizlere de kolaylık versin. Parası olan borcunu ödemektense, faize yatırıp avantadan ‘gelir’ elde etme yoluna gidiyor!” şikayetini işitiyorum.

Piyasa çok dertli:

“Banka müdürü getir paranı, ayda şu kadar bin lira ‘temiz’ (!) faiz geliri elde et!’ diyor. Herkes senin benim gibi, işin haramına helâline bakmaz ki” diyen nice dostumuz, faiz oranlarının düşmesine duacı!..

Bu nasıl olacak?..

İşini bilir iş adamı Trump’un bir süredir aklı sıra alay edercesine uyguladığı “Havuç-Sopa” politikasına bak; FETÖ üzerinden birkaç vaat, Esir tuttukları Halkbank Genel Müdür Yardımcımız Hakan Atilla meselesiyle ‘ilgilenme’ tavrı…

Ve Türkiye, terörün kafasına kafasına indirdikçe…

Son mesajda olduğu gibi:

“Sopa”

Bu “sopa”lar bizi ne kadar etkiler?..

Büyük bir milletiz, bu memleketi yedi düvelin elinden eşsiz fedakârlıklarla kurtarmışız, hem de kaç kere.

Bu bizim güvencemiz ama meselenin ne kadar ciddi olduğunu da görmeliyiz…

Mesele çok ciddidir, bu ciddiyeti “Trump’un son twiti” göstermemektedir sadece…

“Sistematik operasyon”un tıkır tıkır işletiliyor olmasındandır endişem…

Dahilde de çok derin sancılar vardır…

İçeride “Aile ve Eğitim” üzerinden yürütülen ve “tahrip kalıbı” etkisiyle, iktidarın tabii zeminini aşındıran yaklaşımlar…

Diğer yandan sözde “destekçi” takımından gelen ve oy kaybettirmekten başka bir işe yaramayan “vıcık vıcık” sözde destek gösterileri…

İstikrara oy verme eğilimindeki orta yaşlı ve yaşlı memleket evlâtlarımızla, “heyecan peşindeki” gençlerimiz arasındaki mesafenin gittikçe açılması…

Vatandaşın mesajlarının yukarıya ulaşmasını engelleyen sistemli “mekanizmalar”

Ve…

Gezi olaylarından bu yana uygulamada olan “berbat plân”ın yeni aşamalarla sürdürülmesi.

Memleketimizin potansiyeline, insanımızın yüreğine güveneceğiz…

Bununla birlikte “dikkati” de elden bırakmayacağız…

Zira…

2019 ile 2023 arasındaki mesafe çok uzun, yolda bir “kazaya” uğramamak için, dikkatleri “bine katlamak” şart!..