Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2462.34
BIST 100
9883.27
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Kasım 2022

1400 bilim adamı iklim krizini yalanladı

WEF’in iklim krizi aktivistleri geçenlerde BM'ye "küresel iklim acil durumu" çağrısı yaptı. Büyük Sıfırlama’nın merkezi konumundaki WEF ise iklim krizini küresel risklerin en başına koydu.

Ülkemiz de bu çerçevede diğer ülkeler gibi Paris İklim Anlaşmasını imzaladı ve hatta bir bakanlığa “iklim değişikliği bakanlığı” ilave etti.

Önce bir kıyamet senaryosu çiziyorlar ve sonra bu kıyametin nedeninin insan faaliyetleri tarafından üretilen karbondioksit miktarı olduğunu iddia ediyorlar.

Önerilen çözüm ise karbon emisyonlarını 1700'lerin sonlarındaki sanayi öncesi dönem seviyelerine indirmeyi amaçlayan net-sıfır emisyon politikasıdır.

Sonra da insanların paniğe kapılması gerektiğini ve zamanın tükenmekte olduğunu iddia ediyorlar.

Ancak iklim değişikliği ve iklim politikası alanlarında bağımsız çalışan Climate Intelligence (CLINTEL) adlı bir kuruluş bu görüşe katılmıyor.

İçlerinde Nobel ödüllü Profesör Ivar Giaever de olmak üzere yaklaşık 1.400 bilim adamı iklim acil durumunun olmadığını söylüyor. Yakın bir zamanda bu duruma doğal faktörlerin etkili olduğu ve uyum sağlamak için zamanımız olduğu konusunda bir de bildiri yayınladılar.

Dünya İklim Bildirgesi dünyanın her yerinden çeşitli ve yetkin bilim adamlarını bir araya getirmiş oldu.

CLINTEL Group bundan böyle “Küresel İklim İstihbarat Grubu” olarak görev yapacak. Dünya çapındaki hükümetlere ve şirketlere iklim değişikliği ve enerji geçişi konusunda talep edilen ya da edilmeyen bazı tavsiyelerde bulunacak.

1400'den fazla bilim adamı şunu diyor; öncelikle iklim bilimi daha az politik olmalı, iklim politikaları ise daha bilimsel olmalıdır.

Onlara göre, jeolojik arşiv, Dünya'nın ikliminin, gezegen var olduğu sürece, doğal soğuk ve sıcak evrelerle değiştiğini ortaya koymaktadır. Küçük Buz Devri 1850 gibi yakın bir tarihte sona erdi. Bu nedenle, şu anda bir ısınma dönemi yaşıyor olmamız şaşırtıcı değil.

Sanayi döneminin başlangıcından (1850) günümüze (2020) kadar yapılan ölçümler bize 2020'deki sıcaklığın 1850'den 1,1 derece daha yüksek olduğunu söylüyor.

Yaptıkları araştırmaya göre 2050’de sıcaklığın 1850'dekinden 1,5 derece daha yüksek olması bekleniyor. “Şimdi, 1.5 derecelik küresel ısınma korkutucu bir sonuç mu?” diye soruyorlar. Bu sonuç bize gerçekten dünyanın sonunun geldiğini mi söylüyor?

Dünya, modellenmiş antropojenik zorlama temelinde IPCC tarafından tahmin edilenden önemli ölçüde daha az ısındı. Gerçek dünya ile modellenen dünya arasındaki boşluk bize iklim değişikliğini anlamaktan çok uzak olduğumuzu söylüyor.

Ayrıca atmosferin karbondioksit ile zenginleştirilmesinin faydalı olduğu gerçeğini de görmezden geliyorlar. Oysa karbondioksit dünyadaki tüm yaşamın temeli olan bitki besinidir.

1400 bilim adamı şöyle diyor: “Karbondioksit kirletici değildir. Dünyadaki tüm yaşam için gereklidir. Fotosentez bir nimettir. Daha fazla karbondioksit doğa için faydalıdır, Dünya'yı yeşillendirir.

Havadaki ek karbondioksit, küresel bitki biyokütlesinin büyümesini desteklemiştir. Aynı zamanda tarım için de iyidir, dünya çapında mahsul verimini arttırır.”

Bu yüzden karbon vergileri gereksizdir ve iklim için hiçbir şey yapmaz.

Diğer taraftan küresel ısınmanın kasırga, sel, kuraklık ve benzeri doğal afetleri yoğunlaştırdığına veya sıklaştırdığına dair istatistiksel bir kanıt yok. Bununla birlikte, karbondioksit azaltma önlemlerinin maliyetli olduğu kadar zarar verici olduğuna dair çok sayıda kanıt bulunmaktadır.

Kısacası, “iklim acil durumu yok, bu nedenle, panik ve alarm için bir neden de yoktur.2050 için önerilen zararlı ve gerçekçi olmayan net-sıfır karbondioksit politikasına şiddetle karşı çıkıyoruz” diyorlar.

WEF, BM gibi kurumların ve medya patronlarından oluşan elitlerin, siyasetçilerin dünya vatandaşlarını korkuttuğu için bu noktada özür dilemesi gerektiğini de ifade ediyorlar.

Peki, tüm dünyada neden karbon hedefe konulmuştur? Bunu sakin bir kafayla düşünmenizi öneririm.