Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2394.93
BIST 100
10203.13
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 May 2016

28 Şubat mağduru Baha Joughel'e özgürlük!

2012'de basına şöyle bir haber düşer. "Türkiye'de bir dönem faaliyet gösteren İslami Cihat Hareketi adlı örgütün 12 yıldır aranan lideri Baha Joughel, Ankara'da yakalandı. Dönemin Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in sorumluluğundaki soruşturma dosyası çerçevesinde 2000 yılında İslami Cihad Hareketi'ne yönelik gerçekleştirilen operasyonda örgütün lideri konumundaki Joughel'in izine kısa süre önce Ankara'da ulaşıldı. Başkent polisi firari örgüt liderini yakalayıp gözaltına aldı." Haber böyle. Geçenlerde Hilal TV'de Bahadır Kurbanoğlu'na konuk olan Gülmisal Joughel ise 1999-2012 yılları arasında yaşanan ve haberde bir cümleyle özetlenen bu hadiseyi ayrıntılı bir biçimde, somut delillere dayandırarak çok farklı bir pencereden aktardı.

Baha Joughel'in filmlere konu olabilecek hazin bir yaşam öyküsü var. 1976 Şam doğumlu olan Baha, cumhuriyet döneminde şapka inkılabı dayatmasından kaçarak Suriye'ye göç eden Konyalı bir alimin torunudur. Baha, Türk asıllı bir hanımla evlenerek akrabalarının da bulunduğu Ankara'da oturmaya karar verir. Baha'nın 1999 yılında yani 28 Şubat'ın yaşandığı o buhranlı günlerde düğününden iki ay kadar sonra dini derslere katıldığı gerekçesiyle MİT tarafından kaçırılarak işkence ve tehditler altında kendisinden örgüt kurması ve bu doğrultuda bazı eylemler yapmaya zorlanıldığı iddia ediliyor. Davanın sonraki aşamalarında MİT, mahkeme heyetine gönderdiği yazıda bir dönem Joughel'i tutukladığını doğrulayacak fakat örgüt kurma ve bu doğrultuda eylem yaptırmaya zorlamanın söz konusu olmadığını bildirecektir. Devam edelimu2026

Gözaltından sonra serbest bırakılan Baha, eşi Gülmisal Hanım'a böyle bir şeyi gerçekleştirmesinin mümkün olmayacağını eğer ülkeyi terk etmezse öldürülebileceğini söyler. Ailesi 1980 olaylarında Suriye'den kaçan ve ülkesine dönemeyen Baha, kara yoluyla Pakistan'a gitmeye karar verir. Bir süre sonra eşini de yanına aldırır. Ne var ki bu sefer de 11 Eylül saldırılarının doğurduğu malum kaotik ortam sebebiyle zor günler geçirir. Suriyeli olduğu için tutuklanan önce ABD sonra da Pakistan emniyet birimlerince sorgulanan Baha, herhangi bir örgütle ilişkisi olmadığı anlaşılmasına rağmen serbest bırakılmaz ve Suriye'ye teslim edilir.

Esed rejimine bağlı emniyet güçleri ise Baha'nın ellerinde olduğunu gizleyerek tek kişilik hücrelerde onu aylarca işkenceden geçirir. Baha için 2002-2011 yılları kara yıllardır. Tabi bu süreçte ailesi uluslararası toplumun dikkatini çekmek ve seslerini duyurmak için kampanyalar başlatır. Çünkü Baha, mahkemeye çıkarılmadan tutuklanmış ve işkence görmektedir. Neticede 2011 yılında ülke genelinde çıkan ayaklanmalar sebebiyle birçok tutuklu gibi Baha da serbest bırakılır. Asıl hadise de bundan sonra başlıyor. Suriye'de tekrar tutuklanmaktan korkan Baha, ailesinin bulunduğu Ankara'ya gelmeye karar verir. MİT'in 90'lı yıllarda zorla adam kaçırarak istediğini yaptırdığı bir Türkiye'nin geride kaldığını düşünmektedir. Ne var ki gelir gelmez tutuklanır ve Nuh Mete Yüksel'in sorumluluğunda olan dava dosyası tekrar açılır.

Netice itibariyle 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 6.12.2012 tarihinde, 2000 yılında terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlarından hakkında açılan davada Baha'yı suçlu bularak 12 yıl hapis cezasına çarptırır. Gülmisal Hanım, 12 yıl mahku00fbmiyet kararı veren hakimin aynı zamanda kozmik oda davasından açığa alınan hakim olduğunu ifade ediyor. Ayrıca hiçbir somut delil aranmadan, uydurma delillerle ve itiraz dilekçelerinin bile kabul edilmediği bu davanın bir hukuk skandalı olduğunu beyan ediyor. İlginç olan mahkemenin 2000 yılında dinlediği şahitlerin tekrar dinlenmesi talebine olumlu yanıt vermemesiu2026 Hatta mahkeme tutanaklarında MİT'ten istenen bir cevabi yazıda MİT'in Baha Joughel'ı gözaltına aldığı doğrulanıyor ancak örgüt kurma ve yönetme hususunda herhangi bir bilginin yer almadığı ifade ediliyor.

Baha Joughel , şu an içeride ve 4 yıldır hukuk mücadelesi yürütüyor. Başvurusunu değerlendiren AYM, 21.01.2016 yılında lehine hak ihlali karar veriyor. Baha'nın ifadesine göre Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yargılama yapmak yerine dosyayı Yargıtay'a göndermiş. Yargıtay'ın bu hak ihlaline imza atmadan kararı bozmasını umut ediyorlar. Türkiye, Ergenekon Davası'nda olduğu gibi uydurma delillerle, sahte kimlikli şahitlerle birçok insanın haksız yere mahku00fbmiyet aldığı örneklerle dolu. Keza Yakup Köse örneğinde olduğu gibi 28 Şubat zaten başlı başına mağduriyetlerin yaşandığı bir zaman dilimi. 28 Şubat'ta din derslerine katıldığı gerekçesiyle alınan ve hayatı zindan edilen Baha'nın tek istediği artık bu haksızlığın son bulması.

@ufukcoskunn