Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Şubat 2017

ABD'ye makyaj tutmaz, Trump'a maske olmaz!

Önce altını çizerek belirtelimu2026

ABD, ırkçıdır.

ABD, önyargılıdır.

ABD, İslamofobinin merkezidir.

ABD, hayata hiç başkasının açısından bakmaz.

ABD, her zaman kendi çıkarlarını önceler.

Söylediklerimizin belgesi; Kızılderili soykırımı, zenci katliamlarıdır. Bu kadar da değildir. Meksika'dan toprak çaldılar, Nikaragua'yı işgal ettiler. Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası attılar, Korelileri de hedef aldılar.

Durmadı.

Zulüm üretmekten ABD, hiç vazgeçmedi.

Binlerce Guatemalalı'yı öldürdü, Endonezya, Laos ve Kamboçya'da örtülü ve açık operasyonlar yaptı. Küba'da 60 bin kişiyi işbirlikçileriyle birlikte katletti, 10 binlerce Dominikliyi ve Şililiyi öldürdü. Vietnam'da yenildi ama milyonlarca insanın ölmesine neden oldu.

Her bir katliam sürecinde farklı yönetimler, farklı liderleri vardı ABD'nin! Hiçbir zaman değişmedi. Değişmesini bekleyenleri hep ters köşe yaptı. Kamboçya ve Laos'ta milyonlarca, Lübnan, Libya ve Panama'da binlerce insanı katletti. Metodu değişmiyordu. Dedik ya değişmezdi. ABD'nin bulaşmadığı savaş, katliam, insan hakları ihlali neredeyse yok gibi.

Nikaragua ve Somali'de gizli operasyonları ile Irak ve Afganistan'da yüzbinlerce Müslümanı şehit edişi ise unutulmadı. Kendi içinde kişilerin ten rengine göre kimlik soran bir polise sahip olan ABD'den şimdilerde beklenti yüksek! Bu doğal bir durum. Obama'nın gelişini CHP'de koltuk değiştiğinde Kılıçdaroğlu'nun gelişi gibi allayıp pullayan kadrolar hep vardır. Obama'yı ezilen hakların yanında olacak şeklinde mühendislik yapanlar, kısa süre sonra katliamlara sessiz kalarak ortak oldular, CHP'de koltuk değişimi sırasında demokrasi gelişecek şeklinde propaganda yapanlar ise yasaklardan yana taraf oldular. Çünkü hepsi statükodan yanaydılar ve statükolarını kaybetmemek için tersten propaganda yapıyorlardı. Propaganda o kadar etkiliydi ki toplumda büyük bir beklenti oluşuyor, gerçek ile yalan ayırt edilemeyecek hale geliyordu. Aradan sadece 1 yıl geçtiğinde ise gerçek ortaya çıkıyor, toplum mühendisleri buharlaşıyordu. Genelde bu çevrenin liberallerden oluşması da ayrı bir sorun. Bu süreçlerde neo-liberallerin peşine düşenlerin ise hemen her düşünceden insanların olması ayrıca üzerine düşünülmesi gereken bir konuu2026

Elbette devletler Trump'a çağrı yapacak. Elbette hükümetler Trump'tan politika değişimi bekleyecek. Bunu bir baskı olarak ya da iyi niyet beklentisi olarak sunmak dünyadaki tüm siyasilerin en temel hakkı. Ancak bu hakkı devletler ve siyaset kullanırken, toplum mühendislerinin ABD'nin Başkanı Donald Trump'ı bir kurtarıcı olarak sunması ve bu sunuşa bu çağda da aldanılması kabul edilir bir durum değil. Hepimiz isteriz ki ABD zulümlerden vazgeçsin. Hepimiz isteriz ki ABD dünya barışına katkı sunsun. Ama hepimiz de iyi biliriz ki bu oldukça zordur. Yakın ve geçmiş tarihten aldığımız dersler bu tezimizi haklı çıkartıyor, bir ABD rüyası görülmesinin doğru olmadığını tarih bize belgeliyor. Trump'ın, görevi başındaki ilk haftasında attığı adımlar da bizi haklı çıkartıyor. ABD'de çevreciler ve kadınlar ayakta. Daha vahim olanı Meksika sınırına duvar örülmesi için verdiği talimatu2026 Tam "neler oluyor?" diye kamuoyu soru sorarken, Trump'ın nükleer silahlarının artırılmasına destek vereceğinin ortaya çıkması finalde ise Irak, İran, Suriye, Yemen, Sudan, Somali ve Libya vatandaşlarına vize verilmesini durdurma talimatı ABD'nin yaşam hakkı, insanın seyahat, ifade, inanç özgürlüklerine saygısının olmadığını yeniden gözler önüne serdi. 'Sende mi Brütüs' demeden önce düşünelim lütfen!