Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Nisan 2019

AK Parti, ANAP olamaz!..

Mersin’den bir “AK Partili” aradı.

“AK Parti, ANAP olamaz, olmamalı!” diye haykırdı.

Uzun uzun konuştuktan sonra…

“Kimileri kendilerini AK Parti’de değil de, ANAP’ta zannediyor; zamanın sonradan görme tavırlarını buralarda sergilemeye çalışıyor… Aman ne lüks, ne şatafat, ne karşılama merasimi!” diyerek bitirdi.

Evet…

“Lükse, gösterişe, ihtişamlı karşılama merasimlerine, sıraya dizilişlere, çarpık menfaat ilişkilerine hayır!..

AK Parti, ANAP olamaz…

Olmamalı!..” deniyor.

Birileri ne kadar oralara çekmeye çalışırsa çalışsın, Sayın Erdoğan’ın ve kadronun nice isminin “kaynak kodları”, klâsik merkez sağ parti anlayışını reddediyor.

“Yerel seçim”den bu yana, “ilgili yerlere iletilmek üzere” tepkilerini dile getiren nice vatan evlâdının hücumuna uğramış haldeyiz.

Allah eksik etmesin; dertlerini paylaşıp düşüncelerimizi almak ve bizim aracılığımızla mesajlarının duyulmasını sağlamak istiyorlar. Sitemleri de bol; “Bunları niçin gerekli yerlere iletmiyorsunuz!” makamında.

Arayan, soran “dost”larımızın üzerinde en çok durdukları mesele, “Reis çok yalnız kalıyor!” cümlesiyle ifade ediliyor.

Buradaki “yalnız”lıktan kasıt elbette “tek başına” olma durumu değil…

AK Parti’nin sağladığı imkânlarla bir yerlere gelenlerin, çok yerlere gelenlerin ve çok şey elde edenlerin yeterince mücadele etmediklerine…

Bırakın mücadele etmeyi, çoğu vakit zarar verdiklerine dair şikâyetler…

Kraldan çok kralcılar!

Bir “dost” şöyle diyor meselâ:

“Milletvekili bir geliyor, sanki kral, öylesine bir hava, belediye başkanı öyle, ilçe başkanı öyle. Bakanlar geldiğinde, havaalanlarında uzun karşılama kuyrukları, caddelerde en lüksünden arabalar, arabalar, arabalar… Vatandaş bir fakir sofrasına misafir olan Cumhurbaşkanı’na bakıyor, bir de bunlara…”

Böyle deniyor, bu mesele çok önemli, vatandaş her anı kayda alıyor zihninde… “Sıradan vatandaşa tepeden bakıyorlar, burunları kaf dağında!” yargısı yerleşmiş durumda ve “menfaat halkaları”na tepki had safhada.

Belli mevkilerde bulunanların kendilerine ve etraflarına çeki düzen vermeleri gerekiyor ama…

Ne bileyim zor işler bu işler; vatandaşın derdiyle dertlenmeyenleri bünyeden söküp atacak ve yerlerine “gönül insanlarını” yerleştirecek bir büyük hamle…

Olabilir mi?..

Bilgiler saptırılıyor mu?

Bize gelen “dost”lar, “Bilgiler yukarıya giderken yine saptırılır; yine iyiler kötü, kötüler iyi tanıtılır” diyorlar ki…

Endişelerine tamamen yersiz bulmak mümkün değil.

Bilgiler “Külliye”ye ulaşana kadar ne hallere geliyor, kimbilir?..

Bu “vatandaşa kulak vermek, derdiyle dertlenmek!” meselesi çok mühim, Sayın Erdoğan’ı her durumda destekleme kararlılığındaki nice memleket evlâdı bunu dile getiriyor, getiriyor, getiriyor…

Demek ki bir yerlerde büyük sıkıntılar var; vatandaş kendisini kendi mekânında “garip” hissediyor olmalı ki, bolca bunlardan bahsediyor.

Burası mühim; milletvekilleri, elde kalan veya elde edilen belediyelerdeki yöneticiler, il ve ilçe başkanları, çerçeve içindeki herkes sonuçlardan sorumlu!..

Eğitim, eğitim, eğitim…

Ebeveynlerin kahir ekseriyeti, okullarda verilen eğitimden memnun değil.

Çocuklarımızı manen ve maddeden hayata hazırlayacak bir eğitim sisteminin bir türlü ortaya konulamamasından, eğitimde neler yapıldığından bahsedilirken hep “niceliklere” vurgu yapılmasından, “nitelik” meselesinin bir türlü yoluna konulamamasından şikâyetler, şikâyetler…

Artık bir büyük “Şûra” mı yapılır, ne yapılır, eğitim meselemizin bir hal yoluna konulması şart…

Şart yoksa bunun faturası ağır oluyor ve tabii “siyasi faturası” da ağır oluyor…

Üçüncü, ikinci ve ilk defa oy kullananların “tercihlerini”nin ağırlıklı olarak ne yönde olduğunu görmek için büyük araştırmalara girişmeye gerek yok, ayan beyan ortaya her şey.

Geçim sıkıntısı ve işsizlik

Vatandaşın geçim sıkıntısı malûm; işsizlik meselesi de öyle, bu konularda bakalım ne gibi adımlar atılacak?..

Sayın Berat Albayrak’ın yarın açıklayacağı 'Reform Paketi'ni merakla bekliyor milyonlar; gayet net mesajlar gelmeli, her cümlenin içi sağlam bir şekilde doldurulmalı.

Enflasyonu arttırmadan üretimi arttırmak mesele, piyasalara moral vermek için “farklı alanlarda” da rahatlatıcı ataklar yapmak gerekiyor.

Gerilimi düşürecek, toplumsal mutabakat alanını genişletecek adımları atmak…

Vatandaş “gerilim” havasından çok rahatsız… Yukarılardaki sert söylemler aşağıdakileri birbirine düşürüyor, komşular birbirleriyle dargın hale geliyor.

“Yıkıcı muhalefet” anlayışının “toplumsal mutabakat alanını” genişletmek ve gerilimi düşürmek gibi bir derdi olmayabilir çünkü sorumlulukları yok.

Toplumdaki gerilimin düşürülmesi için kararlı adımları atmak iktidarın işi.

Medya ve sivil toplum

Vatandaşla sohbetlere devam edelim:

Şu “medyamız”a ve “sivil toplum örgütlerimiz”e bolca tepki gösteriyor, “AK Partili” seçmen.

Nice sivil toplum örgütünün tamamen “rant”a yöneldiği, kendi işlerinden başka her işle uğraşır hale geldiği yolundaki eleştirilere kulak veriyoruz…

“Sivil toplum örgütleri ile İktidar Partisi arasında ne alâka var; yakın gibi görünen kimi sivil toplum örgütlerindeki sıkıntıların bedelini niçin AK Parti ödesin!” dense de…

AK Parti’ye “yakın” sivil toplum örgütlerinin yaptıkları bir ölçüde bağlıyor AK Parti’yi, mecburen.

Medyamız…

Orada da, kimi zaman çok “cıvık”, kimi zaman da gayedeki hikmete zarar veren ölçüde “sert” tavırlar dikkat çekiyor.

Karşı olduklarınızı kıyasıya eleştirebilir, onların ilişkilerini gözler önüne seren haberler yapabilirsiniz ama hakaret, istihza olmaz.

Bu yanlış.

Zarar verir üstelik.

Öte yandan, bazı programlar adeta aile yapımızı hedef almak üzere tasarlanmış izlenimi uyandırıyor…

Bu alana da tepkiler var, yoğun tepkiler…

Vatandaş çok şeyden şikâyet ediyor ama…

Nihayetinde şunu ifade etmeden de geçemiyor:

“Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti. Memleketin meselelerinin çözümü burada.

Alternatifsizlik durumu devam ediyor.

Seçim işbirliği daha doğrusu ‘yıkım işbirliği’ için bir araya gelen yapılar, memlekete zarardan başka bir şey veremezler!”

Böyle bir durum var, “İkaz ediyorum, dostça” kıvamında nice tepki.