Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Eylül 2023

Anne ben deist oldum!

Son yılların en çok tartışılan konusudur DEİZM. Okullarda, evlerde, dükkânlarda, kıraathanelerde, dostlar arasında; “gençlerimiz deist oluyor, ne yapsak acaba” endişesi hâkim.

Endişelerinde haklı olsalar da bu soruyu sormadan önce “biz ne yaptık veya ne yapmadık ki çocuklarımız deist hatta ateist oluyorlar?” demeleri gerekiyor insanımızın.

Elbette hiçbir mazeret insanın tanrıtanımaz ya da –hâşâ- etkisiz ve yetkisiz kalmış bir tanrı tasavvuruna sahip olmasını haklı kılmaz ancak bu gençleri de anlamak gerek.

Dedik ya,

Önce kendimize sormamız lazım:

Biz Müslüman büyükler ne yaptık veya ne yapmadık ki gençlerimiz dinden çıkıyorlar?

Ama evvela gençleri anlamamız gereken yere varalım ve soralım:

Gençlerimiz okuyorlar mı?

Ya da gençlerimiz ne okuyor?

Hatta gençlerimiz kullandıkları akıllı telefonlarda girdikleri sosyal medya platformlarında kısa ve manipülatif paylaşımlara ne kadar maruz kaldıklarının farkındalar mı? Örneğin X ya da TikTok’u ansiklopedi seviyesinde gören, orada dolaşıma sokulan kasıtlı, art niyetli, direkt olarak bilgi kirliliği yayan paylaşımları doğru kabul eden gençlik mazur sayılabilir mi?

Elbette tümüyle gençliği zan altında bırakmak istemiyoruz ancak kültürden, sanattan, bilimden uzaklaşan gençlerimizin, sosyal medya malumatlarıyla hareket ettiklerini ve böyle hareket edenlerin her gün daha da artmakta olduğunu unutmayalım. Tabi ki onlara sağlam zemin, sağlıklı ortam, yeterli imkân sunmadığımız için kendimizi daha çok eleştirelim ama “gençliğimizin hali iyidir” dersek gençliğe yani onların şimdilerine, yarınlarına bir kötülük (daha) yapmış oluruz.

Biz büyükler kendi payımıza düşen kusur ve eksikliklerimizi kabul ediyoruz. Ancak gençlerimizin bütün kusur ve eksikliklerimize rağmen hayata anlam katan konularda TikTok ile yetinmelerini kabul etmemiz için bir neden göremiyorum. Çünkü;

Gençlik kitap okumuyor. Burada kimi art niyetli hatta iyi niyetliler de, “Kitap alacak maddi imkân mı kaldı?” gibi son derece sığ bir eleştiri getirebilirler. Akıllı telefona indirilen (kimi paralı) programlardan bilginin doğrusunu alma imkânı varken, deist olmalarını “kolaylaştıran” paylaşımlara rağbet etmeleri ekstra bir ücret indirimine tabi olmasından kaynaklanmadığı da bir gerçek.

Anlıyoruz ki gençlik ateist ve deist olmakla “yük”ten kurtulmayı tercih ediyor çünkü Allah’a ve gönderdiği dinine inanmak genci bazı sorumluluklarla karşı karşıya bırakıyor. Ama ateist ya da deist olmak dinin istediği sorumluluktan kurtulmak anlamına geliyor.

Ne gibi mi?

İnanan insan yaşlı olsun, genç olsun “hududu” aşmamak üzere inanır. İstediği gibi yaşayamaz. Şayet istediği gibi yaşar ve bu yaşantısı ile Allah’ın sınırlarını ihlal ediyorsa o insan günah işlemiş olur. Lakin;

Ateist ve deist olmak ya da olduğunu açıklamak onu bu “sınırlar”dan mesul tutmaz. Mesela namaz kılmaz çünkü deist, oruç tutmaz çünkü ateist, yardım etmez çünkü böyle bir mecburiyeti yoktur. Burada derhal sahte hümanist damarı kabaranın, ”Biz zaten insan olduğumuz için yardım ederiz” sesini duyar gibiyim ancak kişiyi bağlamayan, sorulamayan, hesap ödetmeyen bir “zaten” yoktur olsa da ihmal edildiğinde bundan sorumlu tutulmaz.

Biz çok mu masumuz?

Değiliz, hiçbirimiz masum değiliz, en çok da Diyanet İşleri Başkanlığı, dini Vakıf ve dernekler, cemaatler masumiyete sığınamazlar. Çünkü son 20 yılda devletin tüm imkânlarını kullanma hakkına sahip DİB onbinlerce İmam-Hatibi ile gençliği çok daha iyi bir dini anlayışa sahip kılabilirdi, yapmadı. Dernekler, cemaatler de üzerlerine düşeni hakkıyla yerine getirmekten uzak kaldılar.

İşte bu şartlar altında gençlik çeşitli platformlarda baş başa kaldığı manipülatif bilgiye karşı nasıl mücadele edeceğini bilmiyordu. Onlar bilmiyorlar ama bu sorunları konusunda saydığım kurumlar da gençlere öncülük etmekte yetersiz kaldılar.

Kanaatimce gençlik, teknolojik görsel platformlarda daha önce hiç karşılaşmadığı kadar bir cenderenin tam ortasında kalmış durumdadır. Gelin görün ki içine düştüğü bu cendereden habersiz olmaları bir yana bunu fark edenler bile bu cendereden nasıl kurtulacağını bilmiyor.

Dinlerin ama bilhassa 3 büyük Semavî Dinin müntesipleri olarak kendi hatalarımızla deizme malzeme vermemiz de ayrı bir handikabımızdır. Biliyorum, bazı teologlar, “deizm bizim sorunumuz değil, batılı gençliğin teolojik bir meydan okumasıdır” diyecektir. Ancak kafamızı kumdan çıkarıp gerçeğimizle yüzleşseydik –iddialarının içi boş olsa da- fevc fevc deist evlatlarımızın yetiştiğini görmüş olurduk.