Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2408.25
BIST 100
10104.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Haziran 2020

Atatürk Maskesi!..

Bir CHP’linin kullandığı “Atatürk Maskesi”, “Kemalizm Zihniyet Dünyası”nın“gerçek yüzünü” göremeyenler için “öğretici” olmuştur herhalde.

Biz yıllaaar yıllar evvel...

Tam tarihini de vereyim, 23 Kasım 1990’da bir “Kapak” yapmıştık.

Cuma Dergisi’ndeki “Kapak”ta, Atatürk’ü maske olarak kullanan bir “Kemalist” vardı…

“Atatürk Maskeli Kemalist”inhemen yanına da şu cümleyi oturtmuştuk:

“Ülkemin ayak bağları”

*

Atatürk’ün adını ve şânını istismar ederek “Kemalizm Yarıİdeolojisi”ni dayatanlar, Atatürk’ün hatırasını “maske” olarak kullanmışlardır.

Bunun tarihteki en belirgin misallerinden biri de Kenan Evren’dir.

Kenan Evren, her haliyle, kendisini Atatürk’ün izinde yürüyen bir “Devlet Adamı” olarak “satmaya” çalışmıştır.

Ve Atatürk için ne azap verici bir durumdur ki…

O Kenan Evren,

Atatürk Barış Ödülü’ne “lâyık” görülmüştür, hem de Uğur Mumcu’nun isyanına rağmen!..

*

İzmir’deki “Atatürk Maskesi”nin, “Bak ve Gör!” dedirten bir “mesaj” olarak yolumuza çıktığını gözden uzak tutmamak gerekir.

Memleketi milli iradenin yönetmesi için yarım asırdan fazla süredir “demokrasi mücadelesi” veren “çizgi”nin son vakitlerde “şartların da dayattığı” büyük bir kırılmaya uğradığını görüyorum.

Tarihteki Mustafa Kemal Atatürk’ü maske olarak kullanan bir takım “yapı”ların değiştiklerini düşünmek için hiçbir sebep yoktur!..

Devlet’in “Beka”sı için mücadele ederken, Devlet’e her darbede en az elli yıl kaybettiren zihniyetle mücadeleyi, en azından “mücadele şuurunu” kaybetmek çok büyük bir yanlışlık olur.

Tarihteki Atatürk ile alâkası olmayan, Atatürk’ü maske olarak kullanan bu zihniyetin fırsatını bulduğunda neler yapabileceğini gözden kaçırma gafletine düşen Millet Adamları’nın ne bedeller ödediklerini gözden uzak tutmamakta büyük faydalar olduğunu ifade etmek isterim.

Öte yandan;

Şuurun “sosyal medyada” iyice boğulduğu bir süreçte, Kemalizm ile Atatürk’ü birbirinden ayırmak son derece önemli.

Atatürk öldü.

İsmi ise hiç ölmeyecek.

Cumhuriyet’in İlk Cumhurbaşkanı’nın olumlu işlerinden “faydalanmak”, yanlışlarından da “ders çıkartmak”, tarihe mâl olmuş her “Devlet Büyüğü” için uygulanması gereken tarifedir.

“İdeolojik çekişmeleri”, “politik hesapları” ölmüşler üzerinden yürütmek, acziyete işaret eder.

Atalarımızdan biri, hele Fatih Sultan Mehmet Han gibi “çok genç yaşında” muazzam işlere imza atmışsa…

Bugünün insanının yapması gereken, bu durumla “övünmekten” ziyade, kendisine dönüp;

“Atan o yaşta bunları yaptı, peki ya sen!” sorusuyla yüzleşmektir.

Bomboş hayatlar geçiren insanlar, geçmişteki başarılarla övünmeyi ne kadar hak etmiş olabilirler ki?

Geçmişte yaşamışlardan birinin, bazı konularda büyük hatalar yaptığına düşünenler de, bunu “kendisini savunma imkânı olmayan” bir insanı hedef alarak yapmak yerine, bu “hatalar”dan ders çıkartmaya çalışmalıdır.

Her dönem kendi şartları içinde değerlendirilmelidir.

Olumlu işlerden istifade edilmeli, olumsuz işlerden ise “ders” çıkartılmalıdır.

Bununla birlikte…

Atatürk ile Kemalizm arasındaki, Atatürk ile “Kemalist Zihniyet Dünyası” arasındaki “derin farklar” da gözden kaçırılmamalıdır.

O şartlar altında çok büyük, yerli ve milli müesseselerin kurulmasına öncülük edebilen…

İşi “Yerli Uçak Üretme” noktasına kadar getirtebilen Atatürk, bugün yaşıyor olsaydı, bütün dünyanın gıptayla baktığı “Yerli İHA, Yerli SİHA” hamlelerini var gücüyle desteklemez miydi?..

Batı’nın krizlerden krizlere sürüklendiği, en büyük Batılı Devlet olan ABD’nin alt-üst olduğu bir süreci “sağlam duruşla” yöneten Türkiyemiz ile gurur duymaz mıydı?

Kemalist zihniyet dünyası bunlara“Hayır” cevabını verir elbette, bazen dile getiremese de böyle düşünür.

Zira…

O dünya için Atatürk bir maskedir.

Benim için ise…

Atatürk, artılarıyla eksileriyle tarihe mâl olmuş bir “Devlet Adamı”dır.

Tarih, övme veya karalama malzemesi değildir.

Tarih, eğer doğru yazılmışsa…

Ve “iyi niyetle” okunursa…

En güzel Muallimdir, Muallimedir.