Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Eylül 2015

BAYRAMI FIRSAT BİLMEK

Bayram; kim ne derse desin, yaşanan çağ ne olursa olsun, bayramdır. Serzenişlerle, nerde o eski bayramlar demekle vakit geçirmek ancak bugünümüzün tadını kaçırmaya yarar. Bayramı bayram havasında yaşayanlar için değişen bir şey yok. Bayram şekerleri aynı lezzettedir, bayram sevinci aynı güzelliktedir, paylaşmak bayramı bayram yapmaktadır, büyüklerin gönlünü hoşnut etmek aynı değerde bir mutluluktur.

Bayramı bayram yapan diğer bir değerli öğe, çocuk sevincidir. Bir çocuğu sevindirmek en büyük bayram sevincidir. İşte bu yüzden bayram öncesinde dolup taşar çarşı pazar. Çocuğuna küçük bir hediye almaya çalışan anne babalar hiç olmazsa çocuklarının mutluluğuyla bayramı daha dolu dolu yaşamayı istemektedirler.

Şimdiki çocuklarda, bayramlığını koynuna alıp yatmak, ayakkabısını, elbisesini başucuna koymak, bayram sabahı herkesten erken kalkıp yeni giysilerini giymek pek de rastlanan davranışlardan değil. Eskinin yalnızca bayramdan bayrama yeni bir şeyler gören çocuklarıyla, şimdinin kendine her günü bayram ilan çocuklarını düşününce eski sevinçleri hatırlamamak da olmaz.

İş yine dönüp dolaşıp aileye dayanıyor. Bayramda çocuklarına büyükleri ziyaret etmeyi hatırlatmayan, bayramı şehirden kaçmak olarak gören ailelerin bayramla ne kadar ilgisi vardır, düşünmek gerek. Özellikle apartmanlarda bayramlaşmaya gelen çocuklara kapıyı açmayan, çocuklar için ayrı, misafirleri için ayrı şekerler alan kişilerin de bayram algıları farklı değildir.

Çocukken mahalle mahalle, sokak sokak dolaşırdık. Tanıdık tanımadık herkesin evine gider, bayramlaşırdık. Topladığımız bayram harçlıklarımızla da lunaparka gider ve gönlümüzce eğlenirdik. Paramız bitince, gitmediğimiz yerlere gidip bayramlaşmaya devam ederdik.

Şimdi bir bakıyorsunuz ki, çocuklar bayramda anne, baba, dede, nine dışında pek de dışarı açılmayı sevmiyorlar. Bilmiyorlar ki onları bir yerlerde bekleyen teyze, hala, amca, dayıları var. Ziyaret edilmekten kimse rahatsız olmaz. Bayram "hatırlamak"tır. Bayramdan bayrama bile olsa büyükleri hatırlamak onların haklarını ödemeye yetmese de bayramı fırsat bilmek bile bazen büyük bir nimettir. Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi;

"Ana, bu bayram mı? Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp, koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?"

Değerlerimize sahip çıkmadığımız müddetçe her gün bir damarımızı daha kaybederiz. Basit gibi görünen o kadar çok ayrıntı var ki bizi hayata sımsıkı bağlar. Bayramı basit bir el öpme olarak görmek, hem bayramın maneviyatını zedeler hem de bizim olan değerlerin elimizden bir bir kopup gitmesine sebep olur.

Bir yetimin başını okşamak için, yalnız bir kalbe konuk olmak için bu bayramı fırsat bilmek gerek. Kendimizden başkalarını da düşünürsek bayram şekeri tadında günler geçirmek mümkün olacaktır. Eskiyi yad etmeden bugünün hakkını vermek için yanımızdaki yöremizdeki her kapıyı çalarak bayram sevincini paylaşmak en güzeli. Elbette bu arada çocukların bayram harçlıklarını da unutmamak gerek. Onların gönüllerini almak o kadar da pahalı değil. Çocuk kalbi çabucak yumuşayan bir yapıya sahip. O kalpleri incitmeden bayramı bayram gibi yaşamak gerek.

Bayram, paylaşmaktır. Ziyaretler ve paylaşmak. Bu iki hassas dengeyi gözeterek bayramımızı dopdolu geçirebiliriz. Elimize bayram gibi bir fırsat geçmişken, paylaşmak denen o eşsiz güzelliği yaşamak ve değerlendirmek gerek.

Bir de bayram ziyaretlerinde yapılmaması gerekenler var. Malumdur ki önümüzde çok önemli bir seçim var. Ziyaretlerde konu dönüp dolaşıp bazen gelip siyasete dayanabiliyor. Konunun siyasete yaklaştığı yerde hemen konuyu değiştirmenin yollarına bakmalıyız. Çünkü bizler tartışma, fikirlere saygı duyma noktasında çok da yol kat etmiş bir millet değiliz. Bayramın tadının kaçmasını istemiyorsak; seçimden, adaylardan, yapılanlardan, yapılmayanlardan bir süreliğine de olsa uzak durmakta fayda var.

Kıyılara vuran çocuklar için üzülmek çok da makbule geçmiyor. Şehrimizde, sokağımızda önümüze çıkan bir çocuğa alacağımız küçücük bir bayram hediyesi, evini terk etmek zorunda bırakılan o minik yürekler için dünyalara bedel bir armağan olacaktır.

Ağzınızın tadıyla yaşayacağınız bir bayram geçirmenizi diliyorum. Bayramınız bayram olsun.