Bir Kere Daha…
İlkokula başladığımda ihtilal kelimesini duymuştum. Anayasa’nın tozlu raflara kaldırıldığı Adnan Menderes iktidarının indirildiği27 Mayıs 1960 günü millî irade ağır yara almıştı. Tarihimize kara bir leke olarak geçen bu günü milletimize zorunlu olarak bayram diye yıllarca kutlatmışlardı. Bu sebeple milletimize yapılmış darbenin oluşmasına katkısı olan zihniyeti hiç sevmedik.
Yassıada
mahkemelerinde başbakan ve bakanların idama mahkûm edilme kararlarına da çocuk
aklımızla bile kabullenmemiz mümkün değildi. Demokrat Parti geleneğinden kırat amblemli Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’ni destekleyen babamın
aldığı Hayat dergisi kapağındaki beyaz
örtü ile elleri bağlı Adnan Menderes’in iki tarafında yürüyen görevlilerle idam
sehpasına giderken çekilmiş fotoğraf sahnesi hafızamda yer tutmuştu
O
günlerde halkın tek uğrak yeri kahvehanelerdi. Partiler propagandalarını bu
mekânlarda yapardı. Öyle ki tahta sandalye üzerine çıkıp propagandalarını yapan
siyasiler, istekleri ‘Unutmayınız’ kartlarına
değil ‘Yenice’ sigarası kutusuna yazarlardı. Seçimden seçime hatırlandığımız yıllarda
en kârlı çıkanlar şüphesiz kahvehane işletmecileriydi. Yaşları benim gibi
müsait olmayanlar partililerin dışarıda dağıttığı el ilanlarını kapmak için yarışırdık.
27
Mayıs Darbesi, başlangıcı olmuş ardından 22 Şubat 1962, 20 Mayıs 1963 ve 12
Mart 1971 de cuntaların yeni darbe teşebbüsleriyle yüz yüze kalınmış, ordu her
seferinde üstüne vazife olduğunu iddia ederek siyasete müdahale etmiştir. 12
Eylül 1980’de insan hakları ihlalinin yaşandığı bir darbe sonrası 28 Şubat 1997
de millet iradesini ortadan kaldırma teşebbüsü ve son olarak 15 Temmuz 2016
kalkışması derken yıllar yılları kovaladı bugünlere geldik.
Darbelerle
yıllarımız çalınmış, vesayet mekanizmaları ile milletin iradesini kullanması
engellenmiştir. Siz bakmayınız bugünlerde “helalleşelim”
denilerek hafızamızla dalga geçilmesine, geçmişin hesabını ödeme gayretinde olanları
halkımız gayet iyi biliyor. Onlarda suçlarını biliyor ama pişman olmadıkları aşikâr.
Nereden mi biliyoruz? Şöyle birazcık düşünelim inanç ve değerlerimize nasıl
baktıklarını bir düşünelim kolayca bulacaksınız. Alacakları ‘oy’ uğruna söylemlerini
değiştirenlerin zihniyetleri sabit duruyor. Fırsat ellerine geçtiğinde daha
şiddetlisini uygularlar, hiç şüpheniz olmasın.
Yirmi
yılı aşkın bir süredir sistem içindeki vesayetin izlerinin silinmesi için yapılanları
milletimiz görmektedir. Kendilerini muhafazakâr addedenlerin peşinde gidenler özellikle
daha dikkatli olmaları gerekir. Bu kardeşlerimize hatırlatmada bulunmayı görev
addediyor,bu maksatla hukuk sistemimizdeki vesayet düzenlemeleri ortadan
kaldırılırmış, acı hatıralarımızın olumsuz yönlerinin silinmesi için adımlar
atılmış olduğunu bir kere daha hatırlatma ihtiyacı duyuyoruz.
Darbeci
zihniyetine en güzel cevap 14 Mayıs 2023 de verileceğinin altını kalınca
çizerken, feraset sahibi insanlarımıza 22 yıldır ülke yönetiminde örnek olmuş
lider Recep Tayyip Erdoğan’a,
ülkemizin yaşadığı olumsuzluklarının dağılması için bir kere daha güvenerek Ak Parti ve kadrolarına tam destek verilmesini
istirham ederek yazımızı noktalıyoruz ve’s-selam.