Bir ülke hayal ediyorum… ( 1 )
Bir ülke hayal ediyorum hayallere değer veren insanlarla dolup taşan. Hayaller kuran, hayal kuranların hayallerinin gerçekleşmesi için çaba gösterenlerin değer gördüğü bir ülke hayal ediyorum. Acıları dindirme, ağıtları susturma, ağrıları durdurma gayesiyle sabahlayan gönüllülerin olduğu bir ülke hayal ediyorum. Gönül ahbaplarının olduğu, gönülhaneye davet edenlerin olduğu, durmadan aşkı, maşuku dillendirenlerin varlığına önem veren insanların dolup aştığı bir ülke hayal ediyorum.
Yetimin elinden tutan, öksüzün başını okşayan, fakirin sofrasında olan, fukaranın dostu olan, mağdurun hakkını koruyan, zayıfın hukukunu kollayan, kendini adalete ve merhamete adayan yöneticilerin olduğu bir ülke hayal ediyorum. Milleti için uykusu kaçan, memleket için hayal kuran, halk için gecesini gündüzüne katıp, canını dişine takıp ve bunu kalbi bir samimiyetle yapan devlet adamlarının olduğu bir ülke hayal ediyorum. Devletin imkânlarını, milletin parasını muhafaza eden, bu uğurda gerekirse savaşmayı göze alan mertlerin cihangirlerin olduğu bir kutlu ülke hayal ediyorum.
Bir dağ başındaki çobanın kulübesinde kaynayan çorbanın, tüten bacanın durumunu kendine dert edinen, evine rızık götürüp çocuklarını okutma telaşında olan babaların hâlini kendine dert edinen, okula evlatlarını gönderip onlara harçlık veremeyen bir annenin iç sızısıyla hayata bakan yönetici sayısının durmadan arttığı bir ülke hayal ediyorum. Devletin imkânlarını anasının namusu olarak gören, bu bilinç ve bu şuurla davranan, makamına gelen vatandaşı amir, kendini memur gören devlet büyüklerine emanet edilen bir ülke hayal ediyorum.
Adaleti Allah’ın saltanatı görüp, böyle yaşayan, böyle yaşatan, böyle davranan, adalete muhalefet etmektense herkesi karşısına alıp milletten memleketten ve devletten yana olan bir eğitim ve adalet sistemi hayal ediyorum.
Dağ başındaki hayvanın aç kalmaması için dağlara buğday serpen bir devlet sistemi düşlüyorum. Hayvan haklarını en üst düzeyde değerlendiren, çiçeğin böceğin kopartılmaması için nizamlar üreten, sudaki balığı, bağdaki filizi, filizdeki böceği bile düşünen bu hassasiyetle sistemler geliştiren ve yaptırım üreten bir devlet hayal ediyorum.
Şiiri, edebiyatı, tiyatroyu, sanatı önemseyen nesiller dolusu bir ülke düşünüyorum. Devasa kütüphaneleri, kütüphanelerin içinde kitap dolu gönüller yetiştiren bir devlet düşlüyorum. Sadece ekmeğini kazanmak için değil, aynı zamanda ilim aşığı nesillere imkân sunan ve bu gençleri göz önünde, el üstünde tutan bir düzen inşa edilsin istiyorum…
Irkın, rengin, dilin, dinin, mezhebin, meşrebin sorgulanmadığı, herkesin herkesi koruma telaşında olduğu, bir gönül incinirse gök kubbe yıkılır hassasiyetiyle davran bir güzel ülke istiyorum. Adalet bir kerecik bile incinirse âlem elem doluşur kaygısıyla yaşayan insanların elinden öpmek, onların kapısında hademe olmak istiyorum. Vicdanını merkeze alan bir düzen istiyorum; ama müeyyidelerin vicdanlara bırakılmadığı, hak edene hakkının tastamam verildiği, hak etmeyene paşanın oğlu bile olsa imkânların esirgendiği bir sistem için inim inim inliyorum…
