‘Bu Son Ordusudur İslamın’
Barış Pınarı Harekâtı başladığı andan itibaren dilime dolanıp duran dizeler bunlar.
"Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın."
Dünyanın dört bir yanından gelen destek haberleri kadar aykırı sesler de var bu harekâta karşı. Sadece kendi güvenliğini değil dünyanın da güvende olmasını arzulayan bir yüreklilikle sınırlar aşan ordumuz bir kez daha göstermiştir ki “Bu son ordusudur İslam’ın.”
Barış Pınarı adının da anlamı önemli. Yola çıkış amacı belli ordumuzun. Barış ortamını sadece sınırlarında değil sınır ötesinde de ikâme etmek. Bir pınar serinliğinde ve bereketinde barış rüzgârları estirmek bölgede.
Karşımızda yaşlı, genç, çocuk, bebek demeden önüne gelen her mazlumu katletmeyi bir amaç haline getirmiş teröristler varken onlardan gelen her ölü sayısı ile sevinmemizi de kimse yadırgamasın boşuna.
Barış Pınarı Harekâtı’na kimler tepki gösteriyor peki? Elbette hdp. Bu zaten bilinen bir gerçek. Her zaman terörün, teröristin, kanın ve gözyaşının yanında durmakta bir beis görmeyen hdp, hemen Barış Pınarı’nın karşısında olduğunu açıkladı.
Elbette Pensilvanya da Barış Pınarı’nın karşısında. Ardı ardına sosyal medya hesaplarından açıklama yapan terör seviciler yine bizi şaşırtmadı.
Can Dündar’ı hâlâ aşk yazılarının romantik yazarı olarak görenler için gelsin bu cümle:
“Madem işgal denmesini istemiyorsunuz, neden Fetih Suresi okuyorsunuz?”
Sosyal medya hesabında böyle diyor Dündar. Kimin yanında olduğunu bir kez daha gösteriyor bizi hiç şaşırtmadan. Hem de Fetih Suresi’nin ne zamanlarda okuduğunu bile bilmeden yapıyor bu açıklamayı.
Bu birliktelikleri görünce ordumuzun ne kadar değerli bir adım attığını da anlamış oluyoruz.
Türk ordusu o kadar istikrarlı bir duruş sergiledi ki Amerika bile ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırdı. Destek verenler olduğu gibi Amerika’nın bildik tehditleri de ardı ardına geldi. Elbette ordumuz çıktığı yoldan dönmeden Barış Pınarı’nı tüm bölgeye yaymaya devam ediyor ve edecek.
Beyaz Saray’ın açıklaması şu şekilde. "Türkiye yakında kuzey Suriye'ye uzun zamandır planladığı operasyon için harekete geçecek. ABD Silahlı Kuvvetler, bu operasyonu desteklemeyecek ya da dâhil olmayacak, Amerikan güçleri bu bölgede daha fazla yer almayacak."
Fırat’ın doğusu artık daha bir anlamlı bizim için. Amerika’nın bölgede olup olmaması çok önemli değil. Elbette biliyoruz ki teröre dünyanın gözü önünde destek veren, terör örgütlerinin her türlü mühimmatını sağlayan Amerika tehditlerine devam edecek. Türkiye’nin kararlı duruşu önce ülkemize daha sonra da bölgeye barış getirecek bir güce sahiptir.
Fetih Suresi’nden aldığı güç ile yola düşen ordumuzun amacı toprak ele geçirmek değil, bölgeye barış havasını estirmektir. Bizler Fetih Suresi’ni sadece toprak fethedeceğimiz zaman değil zafer elde edecek seferlere çıkarken de okuruz. Ayetleri çarpıtma hastalığı olanların şifa bulmaz zihniyetleri tabi ki anlamıyor bu hassas noktayı.
İslam’ın son ordusu olduğunun bilinciyle yollara düşüyor ordumuz. Doğudan, batıdan gelen aykırı sesleri duydukça ordumuzun attığı her adımı daha da önemsiyoruz.
Yalnızlığımızın farkındayız. Fitnenin tüm hızıyla yayıldığını görüyoruz. Bu harekâtı fırsat olarak görüp Filistin üzerinden fitne çıkarmak için “Filistin, Barış Pınarı Harekâtı’nı kınadı.” haberlerine Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki’den bir cevap geldi. "Filistin, Suriye'nin kuzey sınırında olanlara dair hiçbir açıklamada bulunmadı, bulunmayacak."
Ordumuzun dualarla yanındayız. Terör sevici sanat camiasını da bol ışıklı akşamlarıyla baş başa bırakarak “Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın." dizesini bir tesbih gibi dilimizden siperdeki yerimizi sağlamlaştırmaya devam ediyoruz.
