Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2439.70
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Mart 2024

Çapsız ve zübük

Geçtiğimiz yıl bir vatandaş, İBB başkanı için çapsız sıfatını kullanmıştı. Dünde başka bir vatandaş zübük demez mi?

Görenlerin gördüğünü görmeyenlere anlatma niyetinde değilim. Beş yıl önce cek cak edebiyatı ile seçilen İBB başkanı aradan geçen 5 yıl içerisinde İstanbullunun gözü ile yapıp ettiklerine objektif olarak bakıldığında elle tutulur gözle görülür dişe dokunur bir icraat ile anılmayacak.

Kent lokantaları, süt dağıtımı gibi sosyal belediyeciliğin hesaba dahi katmayacağı ayıp sayılacak bir rutini olan üç beş icraat dışında seçim sürecindeki cafcaflı bol kepçeli vaatlerinin nerede ise hiçbirini gerçekleştirmedi.

Sırca köşk sakini bazı gazetecileri ve sanatçıları yanına alıp, kurduğu muazzam trol ordusu ile ilk günden başladığı icraatsız icraatlarını servis ederek bugünlere gelindi ama şimdi yumurta kapıya dayandı.

Her şey çok güzel olacak sloganı ile başlatılan kışın sonu bahar ile devam eden hamaset dolu vaatlerden bugün nerede ise hiçbir tanesi gerçekleşmeyince elde var bir kabili çorbadan sütten medet umularak vatandaşı enayi yerine koymanın bedeli önümüzdeki günlerde sandıkta önüne konulacak.

Yazık oldu İstanbullunun 5 yılına.

1994 yılında İstanbul çamur çöp ve susuzluktan mustarip ve İSKİ yolsuzluğu ile çalkalanıyordu. Çöp dağları, cadde ve sokakları işgal etmiş ve adeta Kerbela gibi de susuzdu. İhtisasımı yapmak üzere Kars ilimizden İstanbul’la tayinimin çıktığında üniversite okuduğum şehre gelme heyecanım bu yaşanmışlıklarla hüzne dönüşmüştü.

Kirada oturduğum evimize kaldığım süre içerisinde, bir gün olsun İSKİ suyunun gelmediğinin canlı şahidi olarak o yıllarda yağmur bombası da dâhil su için denenen yolların hepsi büyük bir hüsrandı ve İSKİ yolsuzluğu da cabası.

Değerli okurlar o güne göre çok şükür bugün nimet içinde yüzüyoruz. Çöp, çamur ve Kerbela susuzluğu yok. Ancak İstanbul’un trafik çilesi var. Deprem gibi her an beklenen ciddi bir sorunu var. İBB bu beş yıl içinde gerçekten ipe un sererek bu iki ciddi sorunla ilgili nerede ise bir adım dahi atmadı.

Aklıselim bu gerçekliğe elbette şapka çıkartır ama aklını kiraya verenler ve yalan üzerine doktora tezli akademisyenlerden aldığı derslerle koca koca yalanlar söylenerek vatandaşımıza cambaza bak deniyor.

1989 yılında İBB de iktidar olan malum zihniyet, 1994 yerel seçimlerinde İSKİ yolsuzluğu ve beceriksiz yönetimi nedeniyle milletin yakasından düşmüştü. Günümüzde de benzer bir yolsuzluğun ayak seslerinden anlıyoruz ki, malum zihniyette zerre kadar bir değişme yok.

İBB başkanına çapsız ve zübük diyenler için bir şey demem ama adamın açık seçik yalanı yalanla düzelme becerisinin olduğu aşikâr. Son günlerde bu maharetinde evrilme oldu ve hafıza kaybına uğramış olmalı ki, hatırlamıyorum demeye başladı.

Bu kalitesizliği maharet olarak kabul edip savunalar bile olabilir. Ancak yalan çok tehlikeli bir hastalık. Er yâda geç sahibini muhakkak açık eder ve millet önüne çıkamaz hale bile getirir.

Evrensel doğruların itibar kaybettiği bir zaman diliminde yaşadığımız doğru. Geçmişten günümüze yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözümüz anlamını kaybetmiş olmalı ki, günümüz yalancıları, yalanı sadece su gibi içmiyor aynı zamanda havasını içine çekerek sarhoş olup akıl sağlığını da kaybediyor.

Böyle bir savrulma ve garabet olmasa yalan bu kadar itibar kazanmaz ve en azından söyleyeni de mahcup ederdi. Özellikle seçim günü yaklaştıkça bu garabetin emarelerini daha yakından müşahede ediyoruz.

Yalanla deprem için tedbir alınamaz, yalanla İstanbul’un trafik çilesi çözülemez. Yalan saman alevi gibi belki kısa bir süre etrafa ışık saçarak bazı insanları kandırabilir ama gerçeklerin kendini gösterme gibi sağlam ve sağlıklı bir huyu vardır.

Sağlık mutluluk dileklerimle.