Cihangirov
Rus uçağının vurulması üzerine, Çeçenistan'ın kukla Başkanı Kadirov;
"Hiç şüphem yok ki Türkiye, Rus uçağını düşürdüğü için pişman olacak. Her defasında dostluk ve iş birliğinden bahsedenler, böyle sinsice davranmaz."
Dedi.
İçerdeki pek çok Rus muhibbi de pek fena öfkelendiler, Özellikle 68 kuşağı kalıntıları, "Siz, bizim Rus uçağını nasıl vurursunuz" anlamında öfke patlaması yaşadılar.
Bizim 68 kuşağı pek Rus dostudur. 68 lerdeki faaliyetlerini Rus gizli servisi KGB güdümünde yürüttükleri bugün pek sıradan bir bilgidir. Bu ilişkiyi Yalçın Küçük açıkça yazmıştır.(Tekelistan sh. 556)
Bugün efsaneleştirdikleri "68 kuşağı" nın omurgasını Sabatayistler oluşturuyordu. Yani "68 kuşağı" nı Sabatayistler gaza getirmişlerdi.
68 kuşağı 12 Mart' ın arifesinde darbeye teşebbüs etmişler, darbe akim kalmıştı. Başarsalardı Türkiye'yi "Sovyet" yani "Rusya'ya Eyalet" yapacaklardı.
Sokaklarda koşturup gezerken çığlık attıkları "Bağımsız Türkiye" "Sovyet Türkiye" demekti.
Onlardan kalıntı PKK ve HDP nin sloganları olan "Barış" da aynı şekilde "Katliam" anlamına gelmektedir.
O güruh kelimeleri silah olarak kullanmada pek mahirdir.
1967 ve 1973 deki Arap-İsrail harplerinde, ABD İsrail'i, Rusya Arapları tutuyordu. Rusya'nın hesabı Arapları Sovyet yapmaktı. Bu sözde ittifaka rağmen 67 harbinde Mısır Ordusunda görevli dost(!) Rus teknisyenler, "Gavur" luk yapıp, Mısır radarlarını bloke ederek, Mısır'ı İsrail uçaklarına bombalattılar. Mısır bu nedenle hezimete uğramıştı.
Bu harplerde, İsrail mutlak başarı gösterince, artık bu devletin tuttuğuna, yaşayacağına kanaat getiren Sabatayistler, sözde Arapları destekleyen Rusya ve onun ideolojisi olan "Sol" u terk edip, İsrail ve ABD tarafına kaydılar. İskeletini oluşturdukları "68 kuşağı" nın içini boşalttılar, tabiri caizse bu kuşağa bir anda sırt döndüler.
"68 kuşağı" nın duayenleri buna pek içerlediler. 2000 li yıllarda Sabatayistlerin "cemaziyülevvellerini" yani "soyağaçalarını" sayıp döken kitaplar yazarak onları deşifre ettiler, intikam peşine düştüler. Bu kitaplarla epey bir sansasyon yarattılar.
Bahsettiğim kuşağın ve "Türk Solu" nun Rus hayranlığı pek coşkundur. Çıplanıp denize girmeyi Türkiye'ye sığınan Beyaz Ruslardan öğrendiklerini ileri sürüp kendilerini pek borçlu hissederler. Daha pek çok aristokrat ritüeli de Beyaz Ruslardan tevarüs etmişlerdir.
Eski başbakanlarımızdan birinin eşi gezmeye gittiği Kremlini dolaşırken kendine ilham geldiğini(!) reinkarnasyon yoluyla bir "Rus Çarının ruhunu taşıdığını" ileri sürmüştü. "Rus Ruhu" taşımakla şerefleniyordu.
"Cihangir" e de "Rus Ruhu" reinkarnasyon yoluyla(!) hülul etmiştir. Bu nedenle uçaklarının düşmesinden pek ziyade müteessirdirler.
Kadirov gibi bir tehditler savurmaktadırlar.
Rusya, İslam ve Türk dünyasının en azılı düşmanıdır. Yüz milyonlarca Müslüman Türkü asırlarca esaret altında tutmuştur. Bu ülkelerde onbinlerce camiyi, medreseyi yıkmış, yok etmiştir.
Bugün bağımsızlığını kazanan Türki ülkelerdeki insanların soyadlarındaki "ov" , "ev" ekleriyle o ülkeler ve isimler hala Rus işgalindedir.
Rusya nerdeyse kesintisiz 250 yıl Türkiye ile savaşmıştır. Her Türk ailesinden bir fert mutlaka bir Rus tarafından öldürülmüştür.
Bütün bunlar elbette Rusya ile düşman kalmamızı gerektirmez. Ama teyakkuzda olmamızı gerektirir.
Rusların Türk dostu bir "Cihangir"(!) leri var mı?
Türklerin en büyük bahtsızlıkları bir "Cihangir" lerinin olmasıdır.
