Dolar (USD)
32.20
Euro (EUR)
35.07
Gram Altın
2468.56
BIST 100
10161.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Haziran 2014

Çocukluk Bitmez

Hayatta karşılaştığımız sıkıntılardan, üzüntülerden ve kederlerden sonra galiba sığındığımız biricik liman çocukluk yıllarımızdır. Bir bakıma ana kucağı gibidir. Aile ocağı, memleket havasıdır gibi özlediğimiz çocuksu şölen. Bu hasreti duymayan yok gibi. Gerek Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları'nda, gerekse Yazar Olacak Çocuklar ve şimdi de Şair Olacak Çocuklar isimli kitaplarımda aydınlarımızın, edebiyatçılarımızın çocukluk yıllarını her zaman sevgiyle andıklarını gördüm. Niçin insanlar çocukluk yıllarını özler, hatta o günlere dönmek ister? Niçin bazen rüyalarımızda çelik çomak oynarız. Zira çocukluk dönemi bir bakıma insanın en temiz, en doğru, en erdemli hatta en mutlu yıllarıdır da ondan.

Bugünlerde elime çok güzel bir kitap geçti. İsmi Çocukluk Bitmez. Edebiyatımızda "Hisarcılar" olarak bilinen grubun 'en iyi şairi' Mustafa Necati Karaer'in oğlu Cem Karaer kaleme almış. 1952 Burca Karacabey doğumlu olan Cem Karaer, eczacı. Hayat hikayesini, hatıralarını, ailesini, çevresini ve tanıdığı şahsiyetleri anlatıyor. Güzel bir üslu00fbp. Kitap, fotoğraflarla süslenmiş. İlk yazısı 1980 yılında Hisardergisinde yayımlanan Cem Karaer'in yazılarının yer aldığı başlıca dergiler arasında Türk Dili, İnanç, Milli Kültür ve Türk Edebiyatı da bulunuyor. Sinemaya büyük ilgi duyan Karaer, uzun yıllar sinema eleştirileri yazdı. 1995 yılında deneme ve makalelerini bir araya getirdiği Anlatamadıklarım'ı okumuştum. O kitabı okuyunca kapıldığım duygu şu oldu: "Aslında Türkiye'de gizli bir çok değerli edebiyatçı var. Ama onlar ne yazık ki tanınamıyor, okunamıyor ve edebiyatımızda hak ettikleri yeri alamıyorlar. Cem Karaer de onlardan biridir."

Birinci Bölümün adı "Hatıraların Uyanma Vakti". "Sarıkamış'ın Karları" başlığı dikkati çekiyor. İlk satırlar şöyle: "Yıl 1957, beşimi doldurmuş muyum yoksa hala dört yaşımı mı sürmekteyim bilemiyorumu2026 Subay olan babamın tayin edildiği Sarıkamış'a gitmek üzere yola çıkmışız ve tren Erzurum'da mola vermiş. Bir kompartımanın penceresinden korkulu gözlerle bakınıyorum. Etraf, gür ve uzun bıyıklı adamlarla dolu. İşte film, o istasyonda başlamıştı benim için. Evet, evet hayatımdan hatırlayabildiğim ilk kare bu. Ondan öncesi simsiyah bir boşluk."

Cem Karaer sinemayla haşir neşir. Beyazperdeye olan bu ilgisi üslu00fbbuna da yansımış. u00c2deta bir sinema salonuna girmiş gibi oluyoruz. Kapakta küçük Cem'in sevimli ve arabalı bir fotoğrafı. Aile çevresini tanıyoruz önce. İlk meraklar, ilk oyunlar/oyuncaklar ve kitaplarla kurulan ilk dostluk. Sonra baba dostu olan şairler, hikayeciler, romancılar. Doğum Bursa Karacabey olsa da yazarımızın çocukluk ve gençlik yılları Ankara'da geçiyor. Varlık ve Bahçelievler mahalleleri sıklıkla anılıyor. Ankara, Karaer'in "elinin kalem tuttuğu şehir" aynı zamanda. Dıranas, Saba gibi şairler eşlik ediyor yolculuğumuza ve Ziya Osman'ın şu mısraları: "Az yanımda kal, çocukluğum / Temiz yürekli, uysal çocukluğumu2026 / Açılın, açılın tekrar / Çocuk dizlerimdeki yaralar."

Cem Karaer bu kitapla bir bakıma yüreğini de açıyor okuyucularına, duygu dünyasını, sevdiklerini, özlediklerini anlatıyor. Kitap edebiyat tarihimize de ışıklar düşürüyor. Mesela Cahit amcasını 12 yaşında tanıyor Cem Karaer. Sonradan "Rüzgar"ını, "Yeşeren Otları"nı çok seveceği şair Külebi Külebi'yi. Halit Fahri Ozansoy ile tanışması da ilginç. Cem Karaer asker çocuğu. Elbette tayin dolayısıyla yurdu bir baştan başa gezip dolaşacak. "Konya Günleri"ni de unutmaz yazarımız. Mevzana Müzesi'ni ziyaret edişini de. Alaettin Tepesi, Konya'nın meşhur etli ekmeği ve babanın rahatsızlığı. Sonra Kayseri yıllarıu2026

İlk öğretmenler unutulabilir mi? Ben de Tevfik Yargıcı'yı hiç unutmadım. Sefertası'nda bana okumayı, kitabı, edebiyatı sevdiren "Tevfik Öğretmen"imi yazdım. Cem Karaer'in 'örnek edebiyat öğretmeni' ise Hüseyin Gürtunca. Okuma macerasını ve edebiyat dünyası ile aşinalığını yazardan dinleyelim: "Küçüklükten beri okumayı severdim ama gerçek edebiyat ile ancak, ortaokulun son sınıfında geçirdiğim ve beni kırk gün yatağa çivileyen sarılık hastalığı sayesinde tanışabilmiştim. Öte yandan, babamın Hisar şairlerinden oluşu ve beni dergileri Hisar'ın idarehanesine ara sıra götürmesi, bu tanışıklığı bir çeşit aşka çevirmişti. Liseye geldiğimdeyse sıkı bir edebiyatsever idim artık."

Karaer Ailesi kedisever. Cem Bey de bu tutkuya sahip. Minnoş ile tanışmıştım, meğer şimdi evde Sokulgan var. İnşallah bir gün bizim Lokum ile tanıştırırız Sokulgan'ı. Kedimizin ismi Lokum ama doğrusu Isırgan dersek yeridir. Cem Beyin yurtiçi ve yurtdışı gezileri, yaşadıkları, tanıdıkları sayfalara serpiştirilmiş. Yazarımız vefalı. Yıllar sonra Ankara'ya ve Konya'ya çocukluk yıllarının izlerini bulmaya gidiyor. Bu sayfalarda hüzün hakim.

İkinci Bölüm 'aile'ye dair. "Sevgili Babam" geniş bir kısım. Bir bakıma Hisarcıların gayr-ı resmi tarihu00eeu2026 Sonra hüzün yüklü sayfalar. Cem Karaer'in genç yaşta vefat eden kardeşi Can'ın hikayesi yürek burkuyor. Sabır timsali, tevekkül abidesi anne Şükran Karaeru2026 "Edebiyatçılar Çevresi" bölümünde şair ve yazarların galerisi var. Arif Nihat Asya, Halide Nusret Zorlutuna, Tarık Buğra, Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Gültekin Samanoğlu, Ahmet Kabaklı, Hüsrev Hatemi, M. Fahri Oğuz ve Tahir Kutsi Makal hakkında ne çok bilmediklerimiz, duymadıklarımız var.

Cem Karaer popüler kültürün hakim olduğu günümüzde sahici bir yazar, titiz bir insan. Bu mizacı kalemine de yansımış. Çok az yazıyor. Mükemmeliyetçi bir edip. Yazıp kenarda demlendirdiği yazıları olduğunu biliyorum. Tiyatro, dil, sinema hakkındaki bu kıymetli yazıların da bir an önce kitaplaşması en büyük temennim. Cem Karaer iyi bir edebiyat ve sinema takipçisi, hayatı ve hatıraları zengin, naif, mütevazı ve hakikaten bir gönül insanıdır. Onun birikiminin ortaya çıkması kültür hayatımıza ciddi bir katkıdır. Mustafa Necati Karaer'in Bütün Şiirleri'ni de Cem Karaer'in bu eserini de edebiyat dünyamıza muhterem ve ideal yayıncı büyüğüm Ezel Erverdi kazandırdı. Binlerce teşekkür. (Çocukluk Bitmez, Cem Karaer, Ülke Yayınları, Molla Fenari Sokak, No. 28 Yıldız Han Giriş Kat. Tel. 0 212 526 99 41)