Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Nisan 2020

Değerini Bilmek

Korona ile birlikte bazı kısıtlama ve yasaklamalardan sonra pek çok şeyin hayatımızda ne kadar kıymetli olduğunu anladık. Gözümüzün önünde çabucak büyüyüp giden çocuklarımızın aslında o kadar da çabuk büyümediklerini öğrenmiş olduk. Çünkü onlarla zaman geçirdikçe her gün bakıp geçtiğimiz ama çok da farkına varamadığımız dünyalar güzeli çocuklarımızın bizim için ne kadar değerli, ne kadar kıymetli olduğunu kavradık.

Her akşam yüzüne şöyle hızlıca bakıp geçtiğimiz eşlerimizin belki bugüne kadar öğrenemediğimiz huylarını, özelliklerini öğrendik. Aile olmanın ne demek olduğunu daha iyi anladık. Allah’ın emaneti eşlerimiz ve çocuklarımızla daha fazla zaman geçirerek insani yönümüzün bazı gizli sırlarını yeni yeni keşfettik.

Camiler kapandı, caminin ve cemaatin ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Cemaate camiye pek devam etmeyenlerimiz bile ıssız kalan camilerimizin hüznü karşısında gözyaşlarını tutamadılar. Evet, günde belki 5 vakit ezanlarımız yankılandı semalarda ama camiler mahsun kalınca bizim de bir yanımız yarım kaldı sanki.

Rızkımızı kazandığımız ekmek teknelerimizin ne kadar kıymetli olduğunu anladık. Bu süreçte kimimiz işini kaybetti, kimimiz belki dükkanının kepenklerini kapatmak zorunda kaldı. Maişet kapımız işyerlerinin ne kadar kıymetli, çoluğumuza çocuğumuza ekmek götürdüğümüz işlerimizin ne denli önemli olduğunu anladık. Mehmed Akif merhumun dediği gibi ““Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası / Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.” Allah kimseyi dosta düşmana maskara etmesin.

Sonra gökyüzünün ve güneşin kıymetini anladık. Aman başkalarından mikrop kapmayalım, başkalarına da mikrop kaptırmayalım diye evlerimize çekildiğimiz günlerde güneşi ve gökyüzünü sadece pencerelerimizden izleyebildik. İnsanın içini ısıtan o güzelim bahar günlerinde evlere kapandığımızda dışarıdaki hayatın havasıyla suyuyla, taşıyla toprağıyla, esasında ne kadar kıymetli olduğunu anladık.

Seyahat özgürlüklerimiz kısıtlandığında bir yerden bir yere gidebilmenin, yeryüzünde özgürce gezip dolaşabilmenin ne kadar kıymetli olduğunu anladık. Belki sılada yolumuzu bekleyen ana babalarımızın yüzüne hasret kaldık, belki yolumuzu gözleyen yavuklumuzun hasretiyle nice geceler tükettik. Gurbet ellerde ayaklarımıza vurulan prangalar belki o kadar ağır geldi ki artık bu yükü taşıyacak takatimiz kalmadı.

Ana babalarımızın, akrabalarımızın, kardeşlerimizin kıymetini anladık. Belki 2 km. ötede yaşayan ama “gidersem hastalanmalarına sebep olurum” düşüncesiyle kapılarını çalmaktan korktuğumuz ana babalarımızın, akrabalarımızın kıymetini anladık. Onların bizim için ne kadar kıymetli olduğunu şimdi daha iyi idrak ettik. Akşam eve bir saat geç kalsak yolumuzu gözlemeye başlayan analarımız, şimdi mecburi hasretlere mahkûm oldular.

Tabiat ise bu işten kazançlı çıkan tek taraf belki de. Zalim, nankör ve cahil insanlık yokken rahat bir nefes aldı. İlk defa atmosfer, tarihinde görülmediği kadar temiz bir havaya sahip oldu. Denizler adeta bayram ettiler. Yunus balıkları neredeyse kıyılara kadar gelip balkonlarında oturan insanları selamladılar. Egzoz dumanlarından nefes alamaz hale gelen bitkiler daha gür ve daha heyecanlı selamladılar baharı. Çiçekler ilk defa bu kadar hızlı büyüdüler.

Şimdi sokağa, normal hayata geri döndüğümüzde kıymetini bilip baş üstünde taşıyacağımız çok şey birikti. Aile, iş, akraba, dostluk, çalışma, tabiata saygı, cami, cemaat vs. İnşallah bu süreç bizim için bir ibret olur da eski boş vermişliğimize tekrar geri dönmeyiz. Hepimize gelecek güzel günleri sevgi ve saygıyla yaşamak nasip olur inşallah.