Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2400.23
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Nisan 2023

​Demokrasi Zirvesi Demokratik miydi?

ABD, Aralık 2021’de ‘’Otoriterliğe karşı Demokrasi’’ ana temasıyla ‘’Demokrasi Zirvesi’’ düzenlemişti. Bu yıl 28-29 Mart’a ikincisini düzenledi. Joe Biden’ın önemli dış politika girişimi olan bu zirvenin hedefini farklı açıklasa da temel amacı ABD’nin dünya siyaseti üzerindeki azalan etkisini durdurmaktı. Ancak her iki zirvede de beklediği etkiyi yaratamadı.

Çünkü Amerika şimdiye kadar sürekli demokrasi ve İnsan Hakları kavramlarını istismar ederek istediği ülkede rejim değiştirerek istikrarsızlık çıkarttı. Irak, Afganistan, Libya ve Suriye ilk akla gelen somut örneklerdir. ABD’nin Zirve’den beklediği etkiyi yaratamamasının temel nedenlerini şu üç başlık altında özetleyebiliriz.

Birincisi, Zirve de demokratik sistemin yapısını, işleyişini ve acil küresel sorunları ele alan bir forumdan çok ABD hegemonyasını dayatmaya çalıştığı görüldü. İkincisi, ABD dünyada en çok darbe yaptıran, teröristleri destekleyen kötü bir sicile sahiptir. Bu nedenle ‘’demokratik idealler konusunda’’ inandırıcı olamadı ve olamaz. Üçüncüsü, ABD, kapsayıcılıktan uzak, artık gelenekselleşmiş kutuplaştırıcı tutumunu ikinci Zirvede de sürdürdü.

Hâlbuki demokrasi, farlılıklara rağmen bütünlüğü sağlamayı hedefler. Oysa Biden’ın ‘’Demokrasi Zirvesi’’ bölen, ötekileştiren bir niteliğe sahip. Dünya da yaşanan kargaşaların temel nedeni ABD’nin ısrarla sürdürdüğü çatışmacı eğiliminden kaynaklanmıyor mu?

ABD, başka ülkeler de bireysel hak ve özgürlükleri sözde desteklerken, aynı hakları kendi içinde boğuyor. Örneğin, siyahlara yapılan haksızlıkları protesto eden göstericilere karşı polisin orantısız güç kullanması bu gerçeği çok çarpıcı bir şekilde göstermişti.

CGNT sitesinde yayınlanan 30 Mart 2023 tarihli bir analizde: ‘’ABD içinde bu yıl 100’den fazla toplu infazlar yaşandı. Veriler 10 yıllık bir rekoru aştığını gösteriyor.’’ Endişe verici bu tür haberleri son zamanlarda başka sitelerde de görüyoruz. Amerikan demokrasisi tarihteki en büyük yalan fabrikasıdır.

Dolayısıyla ABD, öyle iddia ettiği gibi demokrasi savunucusu filan değildir. Tam aksine dünyanın en baskıcı diktatörlüklerinin birçoğunu kuran ve koruyandır. ABD’nin seçilmiş hükümet ve liderlere karşı darbe tertipleyen bir ülke olduğunu kim inkâr edebilir?

2021’de ‘’Demokrasi Zirvesi’nden’’ sonra Ukrayna ile Rusya arasında savaş çıktı. Acaba 2023’teki Demokrasi Zirvesi’nden sonra, ‘’nerede savaş çıkacak?’’ diye insan düşünüyor ister istemez. Bu ve bunun gibi daha pek çok soru zihnimizi meşgul ediyor.

‘’Demokrasi Zirve’nin’’ davet listesine baktığımızda tamamen ABD çıkarlarına göre belirlendiğini görüyoruz. Örneğin, Irak, Filipinler, Angola, Kongo Cumhuriyeti gibi ülkeler ‘’demokratik’’ ülkeler olarak ‘’Zirve’ye’’ davet edilirken, Türkiye ve Macaristan davet edilmedi. Bu iki ülkenin biri AB içinde diğeri katılmaya çalışıyor ve üstelik ikisi de NATO üyesidir. Bu olay tek başına bile, ABD’nin ‘’demokrasi’’ konusunda ne kadar çifte standart ve inandırıcı olmaktan uzak olduğunu göstermeye yeter. Kısacası ‘’Demokrasi Zirvesi'nin’’ kendisi demokratik değildi!

ABD sadece ‘’itaatkâr’’ ülkeleri davet ederken ‘’itiraz’’ etme potansiyeli olan Türkiye gibi ülkeleri bu nedenle davet etmedi. Çünkü ABD emperyalizmi, toplumları bölerek, boyun eğdirerek tekrar siyasi hâkimiyet sağlama amacını taşımaktadır. Bu niyetini de ‘’Demokrasi Zirvesi’’ kılıfıyla gizlemek istiyor.