Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2433.10
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Temmuz 2022

Doktor Ekrem Karakaya'nın ardından

Görmek acıyı kanatsın! alıştırmasın…

Yıllarını mesleğine vermiş, merhametli, fedakâr mümtaz, ardından herkesin’’ iyi bilirdik’’ cümlesiyle andığı latif bir doktor Ekrem Karakaya’yı görevi başında amansız kurşunlarla kaybettik. Mazlumun kanı, biliriz ki Allah katında şehitlik rütbesidir.

Acının yüzü fotoğrafı görülse de daima medyada! İçimizin fotoğrafını sadece biz çekebiliriz. Herkesin merhamet ve vicdan duyguları eşdeğer değildir çünkü.

Aynı yerden yırtılmaz hiçbir bez, aynı yerden tırnaklanmaz acı. Her oylumda farklıdır frekansı.

Fıtraten sahip olduğumuz duygular bilendikçe ve bilindikçe yerini koruyacaktı. İyilik kazanacaktı. Savaşın çocuklarını görmek, terör yüzü, yangınlar, seller depremler, psikolojik cinayetler, tecavüzler …

‘Aynı fotoğraflar, hep aynı manzara’ diye acıya alışılır hale getiriyor isek ve vicdanlarımıza ulaşılamıyor ise! Bu ölenlerden çok, toplumun toplu ölümü demektir.

Görevini yaparken şiddete uğrayan nice vatan evladını ekranlardan izlemek, belki de kim bilir sıra kime gelecek düşüncesi kalbimizi zorluyor açıkçası.

‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin’ diyen Nazım Hikmet’in dizesinde gizli olan ‘sen acının resmini çekebilir misin’ ile özdeş duyguları içeriyor.

Mutluluk ve acıyı paylaşma adına, içinde bulunduğumuz ahvaldi resmi somut kılan…

Ve biz merhameti kuşanan, elindekini son raddesine kadar veren Resulullah’ın ümmeti idik, mutluluk ve acıyı paylaşma adına…

Savaşın, kanın, zulmün egemen olduğu, kapitalizmin ve üstüne eklenen psikolojik rahatsızlıklarla canların hiçe sayıldığı bir dünyada; asli vazifelerimizden uzak seyirci kalmak elbette alışma etkisi yapacaktır. Anlık ‘vahlanma’ ile seyircilik devam edecektir.

Oysa insan! kan dökmek, bozgunculuk fitne adına gelmemişti dünyaya. Dünyayı yaşanılır kılmak, rabbin onun için koyduğu sınırları aşmadan güzelliği hâkim kılmaktı amacı.

YAŞAMAK Kİ; NAHİFCE BİR PARMAK İZİ BIRAKIP ÇEKİLMEKTİ

DELMEDEN DÜNYAYI!

Denge bozulduğu anda da imtihan gereği! Kolları sıvayıp en küçük adımı bile önemseyerek yola koyulmalıydı.

Öyle bir kanat çırpacaktım ki

Gökler umut yüklenecek

Yağmurlar sabır...

Gör çocuk /Eller kanatlanır

Eller kanatlanır

Kanatanları kanatmak için…

İnsanlar öldürülürken, canlılara zarar verilirken sessiz kalmamaktı esas olan. Unutmamaktı ve de sonra…

Bizden bunu bekliyordu Rabbimiz, imtihan gereği düzeltmeyi. Şahitliğimizi artırıp hiçbir şey yapmıyor isek bunlardı bize vebal olan…Karanlığın içinden kaç tel aydınlık ayırdığımızdı bize mesuliyet olan.

Şahitlik arttı /Gök demir

Yer pas yağanla ...

Ne elimiz düzeltebiliyor/Ne kalem ...

Dilimiz ki suskun

Buğuz ettiğimiz hal-i ahval /Zayıf imanın sedası ...

Şahitlik arttı /Gök demir

Yer pas/Yağanla…

Unutmaktan korkmadığımız nice şeyle imtihan eder Rab bizi. Döner durur yine başımıza gelir.

Bir bayram öncesi ebedi yolculuğuna uğurlanan kardeşimizin evindeki acıyı kim tahayyül edebilir? Hemhal olmak bizim gönül hasletlerimizden biri ise; çözüm bulana kadar görmek idi derdimiz. Duymak acıyı kanatmalı.

Haber izlerken önce nefsimizde acının derunini yaşamalıydık düz bir seyirci olmadan.

Gözyaşı yakarsa, yakarken bir eyleme vesile olursa ancak ateşleri söndürür vesselam