Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2439.85
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Kasım 2019

Dünyanın altın oranı ve adalet dengesi Türkiye

Kısmen de olsa, son yüz yıl içerisindeki adaletsizlikler değerlendirildiğinde, daha adil bir dünyadayız şu anda. Kararlar sadece süper güçlerin kendi aralarında alınamıyor artık. Adil bir dünya için yeterli olmamakla birlikte, iyi bir başlangıç sayılabilir. Bunda elbette Türkiye’nin büyük bir etkisi var. Daha adil (Selam) bir dünya mümkün. Bu da ancak Türkiye liderliğinde gerçekleşebilir. Türkiye (Erdoğan), ‘dünya 5’ten büyüktür’ derken, aslında dünyanın altın oranını da belirliyor. Dünyanın altın oranı (İslam/Şeriat) adalettir. Türkiye liderliğindeki dünya, 5‘ten büyüktür. Bu da dünyanın altın oranıdır. Türkiye bütün dünyaya, dünyanın altın oranı (adalet) üzerinden, adil bir yeni dünya düzeni (Anadolu Barışı/Selam) kuralım diyor aslında.

*

Bağımsız Merkez Denge (Pax-Anadolu) Stratejisi

Uluslar arası ilişkilerde, tek başına (bağımsız) hareket etmek artık imkansız hale gelmiştir.

Dünyanın en bağımsız ülkeleri; Moğolistan, Togo, Gine, Kongo, Nepal, Papua Yeni Gine, Madagaskar olabilir.

Dünyanın en bağımlı ülkeleri; NATO, AB, ŞANGAY, ARAP Birliği ülkeleri olabilir.

Yani bir Moğolistan ya da Nepal bağımsız hareket edebilirken, … ABD, Rusya, Almanya gibi bir ülke bağımsız hareket edememektedir. Çünkü bir birliğin içerisindedir.

Dünyanın en büyük süper güçleri bile artık tam bağımsız hareket edemez haldeler. Dünya birbirine bağımlı bir ilişkiler bütünüdür bugün. ABD merkezli bir küreselleşmeden, Anadolu (Türkiye) merkezli bir küreselleşmeye doğru gidiyoruz.

Yeni güçlerin (Türkiye) daha etkili olmasıyla, süper güçlerin politikaları da değişmeye başladı. Bunu en çok Suriye krizinde görüyoruz.

Türkiye’nin Suriye krizinde etkili olması, süper güçlerin kendi aralarında aldıkları (sykes picot gibi gizli anlaşmalar) kararları da uygulayamaz hale getirdi.

Dünya artık iki (ABD-Rusya) kutuplu değil. Türkiye, Rusya ve ABD (AB, İsrail)’den oluşan 3 kutuplu bir dünya var.

Türkiye artık ABD ve Rusya arasında bir dengedir. Dahası, Türkiye artık dünyanın ADALET dengesi ve muhteşem altın oranıdır.

Erdoğan’ın 13 Kasım ABD seyahati ile bir kez daha gördük ki; Türkiye, büyük güçler (ABD, Rusya, AB) arasında bir denge politikası yürütmelidir. En makul olanı da budur. Oyunun parçası olup, büyük oyunu bozma stratejisi ile hareket etmeliyiz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda oyunun (İngiltere) bir parçası olup, büyük oyunu bozarak, Türkiye’nin sömürge bir toprak parçası olmasını engellemiş ve Osmanlı’nın bir devamı olarak, Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur.

Tarih bugün, Erdoğan’a da bu fırsatı vermiştir.

Erdoğan da bir oyunun (BOP) parçası olup, büyük oyunu önemli ölçüde bozarak, Türkiye’yi; Irak, Libya, Suriye gibi parçalanmaktan (şimdilik) kurtarmıştır. Ama bu mücadele bitmiş değil ve devam edecektir.

İlişkileri tamamen koparmanın bir faydası yoktur. ABD ile işimizi bileceğiz. Saman altından su yürüteceğiz. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK de bir oyunun (İngiliz) parçası olup büyük oyunları bozdu.

Gazi Recep Tayyip ERDOĞAN da bir oyunun (BOP) parçası olup, büyük oyunu bozma yoluna gitmelidir.

Bu sadece basit bir işbirliği, ittifak, taviz falan değil. İşini bileceksin. Gücüne göre hareket edeceksin.

Bu strateji, Anadolu (Pax-Anadolu) Dış Politika Doktrini Stratejisidir. Bağımsız Merkez Denge (BMD) Stratejisi Doktrinidir. Yeni bir dünya düzeni kurma girişimi ve stratejisidir. Oyunun parçası olmadan oyunu bozamazsın. Uzlaşır gibi görünüp, kendi işine bakacaksın.

***

ABD şirketleri (PKK, DEAŞ) zorda, yeni şirketler kurulabilir

ABD; İslam dünyasını sömürmek ve kontrol altında tutmak, İsrail’in güvenliğini sağlamak, dünya hakimiyetini sağlamlaştırmak, kriz bölgeleri oluşturup oralara müdahale etmek için (kurduğu) desteklediği şirketleri olan; DEAŞ ve PKK üzerinden hareket ediyor. Şirketlerini de sürekli yeniliyor. IŞİD’e atadığı CEO Ebubekir El Bağdadi’yi bir operasyonla öldürdü. Diğer şirketin CEO’su Ferhat Abdi Şahin/Cilo (Mazlum Kobani) ise, şimdilik generalliğe terfi ettirildi. ABD, istediği verimi alamazsa, CEO General Abdi’yi değiştirebilir. Belki de yeni CEO Nurettin DEMİRTAŞ olur.

Buradan uyarıyoruz. ABD, yeni şirketler (terör örgütleri) kuracak. ABD'nin yeni şirketlere (terör örgütleri) ihtiyacı var. Çocuklarınıza sahip çıkın. Kürtlük üzerinden, Ermenilik üzerinden, Çerkezlik üzerinden, Zazalık üzerinden, Alevilik üzerinden çocuklarınızı kandırmaya çalışanlara karşı uyanık olun. Çocuklarınıza sahip çıkın. Çocuklarınız ABD (PKK, DEAŞ) şirketlerinin ameleleri, parasız askerleri olmasın.

***

Ali Baba İmparatorluğu mu Anadolu İmparatorluğu mu?

Alibaba bu yılki Bekarlar Günü'nde 31 milyar dolarlık satış rekorunu aştı. Çinli e-ticaret devi Alibaba, alışveriş çılgınlığının yaşandığı "Bekarlar Günü"nde büyük bir rekora imza attı. Satışlar Bekarlar Günü'nde geçen yılın rekor seviyesini aştı. Alibaba'nın "Bekarlar Günü" satışları geçen yıla göre yüzde 27 artarak 30.7 milyar dolara denk olan 213.5 milyar yuana çıktı.

Dünya ekonomisini büyük şirketler en az devletler kadar etkiliyor. Alibaba bu büyük şirketlerden biri. Amazon diğer bir dev olarak, dünyayı etkiliyor. Türkiye’nin de bir e-ticaret devine ihtiyacı var. Anadolu’dan, bir e-ticaret devi çıkarmanın zamanı gelmiştir. Türkiye’nin 100 yıllık zenginleri maalesef bu vizyondan yoksundur. Üretim yerine bayi olmayı tercih ediyorlar. Son yıllarda Türkiye’nin uluslar arası ilişkilerde etkili olması, e-ticaret devi kurmanın da yolunu açmıştır. Yeni nesil işadamları, güçlerini birleştirerek bu konuya el atmalıdır. Her işte olduğu gibi yine Erdoğan’ın teşviki gerekiyor.

*

Cımbız siyaseti (şortlu mahallesi-başörtülü mahallesi)

Artık tekil olaylarla harekete diyoruz. Şortlu, başörtülü birinin başına bir şey geldiğinde, kendi mahalleleri harekete geçerek genelleme yapıyor. Bir kesimin tamamı suçlanıyor. Cımbız siyasetinden adil sonuçlar çıkmaz. Kim haksızlığa uğrarsa yanında olmalıyız. Kimse kimsenin (kanunlarla belirlenmiş) giyim kuşamına karışma hakkına da sahip değildir. Bu şekilde Laik-Antilaik (Alevi-Sünni) çatışmasının temelleri atılıyor. Kimi bir sözde şeyhin hatasını bütün cemaat/tarikatlara mal ederken, kimi Müslümanın hatasını İslam dinine mal ediyor. Kimi İslam’a, kimi de Atatürk’e zarar veriyor. Bundan hayır çıkmaz. Yapılması gereken, olaya hukukun müdahale etmesidir. Vatandaş kendisini kolluk kuvvetinin yerine koymamalı. Bu son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilir.

*

Selam mı Netflix mi?

Netflix şu anda dünyada çok popüler ve yaygın. Çocuklarımız Netflix ile büyüyor. Batı merkezli kültür emperyalizmi ile büyüyor.

ABD (Holywood), neredeyse dünya tarihinin bütün önemli olaylarıyla ilgili filmler yapmıştır. Ama, Osmanlı ve Osmanlı padişahları ile ilgili etkili filmler yapmadı bugüne kadar. Türkiye dünya siyasetini etkiliyor. Holywood, bundan böyle Osmanlı (Fatih, Yavuz, Kanuni, ...) ile ilgili filmler de yapabilir. Holywood’un Osmanlı açılımı yapacağını tahmin ediyorum. Buna hazırlıklı olmak lazım. Senaryolar hazırlamak lazım. PaxOttomana film serisi, her padişah dönemi bir sinema filmi olmayı hakkediyor. Netflix yerine, PaxOttomana alternatifi hazır aslında. Payitaht Abdülhamid, Diriliş Ertuğrul ile iyi bir başlangıç yaptık. Kuruluş Osmanlı ile de bunun altyapısı kurulabilir. VAN ve Konya’da PaxOttomana (Netflix) serisi için film setleri kurulabilir. Holywood Osmanlı’ya el atmadan önce, biz el atmalıyız.

Netflix’e alternatif olarak kurulacak Selam Sistemi ile özellikle bütün İslam tarihi (sahabe hayatları, Selçuklu, Eyyubi, Osmanlı , …) ve dünya tarihi dizi olarak yapılabilir. Bütün dünya; sahabe, İslam büyükleri, peygamberler, Osmanlı padişahları, … dizileri izleyebilir. Netflix’ten daha büyük ve daha iyi bir sistem (SELAM) kurulabilir. Selam’ı bütün dünyaya yaymak lazım. Bu da ancak çağın şartlarıyla olabilir.

*

Kayyum fırsatı iyi değerlendirilmeli

PKK ile mücadelede kayyum fırsatı iyi değerlendirilmelidir. Her mahalle (köy), stat, havaalanı, cadde,… sokak isimleri, değiştirilmeli. Buralara, PKK ile mücadelede kaybedilen (asker, polis, Güvenlik Korucusu) Kürtlerin isimleri verilmelidir. PKK’nın kaldırdığı, değiştirdiği isimler tekrar geri verilmelidir.

*

Merkez ve yerel iktidar dengesi

Türkiye'de şua anda AK Parti ve CHP iktidarı var. İki parti de olan her şeyden sorumludur. Türkiye'yi iki parti yönetiyor. Merkezi iktidar, AK Parti. Yerel iktidar, CHP’dir. CHP çoğu büyükşehir belediyesini yönetiyor. Dolayısıyla CHP, enflasyondan da, diğer sorunlardan da sorumludur. Belediyeleri yönettiği illerden siyanürlü intiharlardan, AK Parti’yi suçlayarak kurtulamaz. CHP ve CHP belediyeleri de bütün olaylardan sorumludur.

*

Atatürk olmasaydı ne olurdu?

Sürekli Atatürk olmasaydı; şu olurdunuz, bu olurdunuz, adınız bu olurdu, dininiz bu olurdu, … diyerek, insanları tahrik eden marjinal bir zümre var. Daha doğrusu, insanları Atatürk düşmanı yapmaya çalışan bir zümre var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, yerine bir başkası memleketi kurtarmaya öncülük edecekti.

Mesela;

Gazi Mustafa Fevzi Çakmak ATATÜRK olurdu ya da Gazi Musa Kazım Karabekir ATATÜRK olurdu.

Sonuçta ALLAH, Mustafa Kemal’e bu ülkeyi kurtarmaya öncülük etmeyi nasip etmiştir. Bunu böyle olduğu gibi kabul etmek gerekiyor.

*

İslam Aile Modeli

Aslında bütün dünyanın gündemi, aileyi korumak olmalı. Bu konuda Türkiye bütün dünyaya öncülük edebilir. Emine Erdoğan’ın ‘Sıfır Atık Projesi’ bütün dünyada ilgi gördü. Emine Erdoğan bundan sonra, aile konusuna el atmalıdır. İslam Aile Modeli bütün dünyaya etkili bir şekilde anlatılabilir. Huzurlu aile, İslam (Selam) ailesidir.

*

Muhalefet proje ve siyaset üretemiyor

Muhalefetimiz proje üretmek yerine, Erdoğan ve ailesiyle uğraşıyor. AK Parti'nin en büyük avantajı (şansı), ana muhalefetin siyaset, proje, ... üretememesidir. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te bunu diyebiliyor. “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa, bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Bizim görevimiz bu kardeşim…” Muhalefetin görevi proje üretmek değil. Erdoğan ve ailesini kötülemek. Böyle bir muhalefetten hayır gelir mi?

*

Şeyh Ekrem’in kerameti

Geçen haftanın en büyük komedisi buydu herhalde. Şeyh Ekrem Bey, temel atmama töreni düzenledi ve tam bir rezalete imza attı. Biyolojik atık tesisinin temellerini atması gerekirken, temel atmaktan vazgeçme merasimi düzenledi. Ayrıca bir kerametini de açıkladı. Meğer ağaç yaprakları kendisini alkışlıyormuş. Şeyh Ekrem, bir kerametini basit bir şekilde açıkladı.