Dolar (USD)
32.41
Euro (EUR)
34.55
Gram Altın
2381.71
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Şubat 2024

Duyarlılık olarak sanat

Sanat, duyum ve duyarlılık tecrübesidir. Sanatı derinliğine yaşayanlar, sıra dışı bir şekilde üzüntüyü, neşeyi, coşkuyu, tutkuyu, ümitsizliği derinliğine yaşarlar. Herkesten daha fazla arzu etme, herkesten daha fazla coşku duyma, herkesten daha fazla üzülme sanat duyarlılığına ve duyumuna sahip kişilere has özelliklerdir. Sanat, ruhumuzda dalgalar, alt üst oluşlar yaratmakta, bedenlerimizi ve ruhlarımızı en derin zerrelerine kadar sarsmaktadır. Sanatın varoluşsal gücü, varlığımızı her zerresiyle uyarmasından, duyumsamasından ve duyarlı hale getirmesinden kaynaklanmaktadır. Estetik, duyarlılıktır. Duyarlılaştırmayan bir sanat ve estetik, sahte, yapay ve sığ bir üründen başka bir şey değildir. Sanata bakarken duyarlılaştırıp duyarlılaştırmadığına bakmak lazımdır.

Sanatın ve sanatçının derin duyarlılık düzeyi, onu karanlık, üzüntü ve çürüme karşısında çok daha hassas hale getirmektedir. Sanatçı insan, utangaç, çekingen ve yalnızdır. Çoğu zaman yüksek duyarlılık düzeyi, kişinin depresyon düzeyinde altüst oluşlar yaşamasına neden olabilir. Özellikle sanat duyarlılığına sahip bireyler, kaba, kırıcı, yoz ve dar bir zihniyetin hâkim olduğu toplumlarda ve kültürlerde çok kolaylıkla depresyon ve çöküntüye maruz kalabilirler. Kaba, ahlaksız, saldırgan ve çürümüş bedevi toplumlar ve kültürler, sanat duyarlılığına sahip değildirler. Sanat, duyarlılık, bilgi, umut, tutku, aşk adına ne varsa her şeyi yağmalamak, yıkmak ve yozlaştırmak bedevi toplumların ve kültürlerin ana karakteristiğidir. Bedevi toplumlarda ve kültürlerde sanat yaratılmadığı gibi, bu toplumlar sanat karşısında gözleri, kalpleri ve kulakları mühürlenmiş duyarsız, ölü ve yoz bir durumdadırlar.

Sanatçı duyarlı olduğu için yaratıcıdır. Sanatta duyarlılık ve yaratıcılık birlikte gitmektedir. Duyarlılık olmadan yaratıcı olmak mümkün değildir. Sanatçı insan, toplumu ve doğayı tecrübe ettikten sonra kendine doğru çekilir. Yaşadığı ilişkileri, ilgileri, arzuları ve tecrübeleri yaratıcı süreçler içinde duyarlı bir şekilde yeniden ele alır, duygusal dinginlik ve duyarlılık içinde düşlerini, duygularını ve düşüncelerini yeniden oluşturur. Kişinin duyarlılığı derinleştikçe, yaratıcılığı ve üretkenliğinin derinliği ve sarsıcılığı artmaktadır.

Müzisyenler, şairler, ressamlar, ozanlar, heykeltraşlar, edebiyatçılar, tiyatrocular ve artistler ve diğer sanat dallarında faaliyet gösteren bireyler, utangaçlığı ve üzüntüyü çok yoğun yaşarlar. Bazen yaşadıkları duygular ve duyarlılıklar, onları yerlerinden kımıldayamaz hale getirir. Sanatçının yaratıcı ve duyarlı kişiliği, düz bir çizgide ilerlemez. Sanatçının kişiliği, ruhu ve bedeni derin dehlizlerden, komplekslikten, çelişkilerden ve çatışmalardan oluşur. Sanatçı, içindeki ateşi canlı tutmak için radikal olur, çatışır, yenilir, yıkılır, tutarlı olmak yerine çelişkilerini sonuna kadar yaşar ve onlarla yüzleşir. Sanatçı, sürekli olarak kendisiyle ve doğayla yüzleşme duyarlılığı içindedir. Kendisiyle ve dünyayla sürekli olarak yüzleşmeyen ve çatışmayan sanatçının yaratıcı süreçler yaşaması neredeyse imkansızdır. Sanatçının uyuma ve huzura ihtiyacı yoktur. Sanatçının, ekmek ve peynir gibi huzursuzluğa, farklılığa, çelişkiye ve çatışmaya ihtiyacı vardır.

Sanat duyarlılığına sahip kişiler, çoğu zaman göründükleri gibi değildirler. Dışarıdan çok mutlu ve rahat gözüken bir sanatçı, iç dünyasında derin acılar ve huzursuzluklar yaşıyor olabilir. Bazen bir sanatçı, dünyadaki en neşeli ve eğlenceli kişi görüntüsü verebilir. Sanatçı bir kişilik, mutluluğu, öfkeyi, üzüntüyü, sevinci ve bütün duygularını sürekli olarak yoğun olarak yaşama potansiyeline sahiptir. Sahnede coşkulu bir gösteri yapan bir sanatçı, sonra da yoğun bir şekilde kendi kendisiyle baş başa kalabilir. Sanatçı, zıtlıkları arka arkaya veya birlikte yaşayabilir. Sanatçının duyarlılığı, yoğun ve derindir. Sanat, bizi hayata, insana ve doğaya karşı duyarlı yapmaktadır. İnsan, doğa ve insan dışında bizleri başka şeylere bağımlı yapan eserler ve tecrübeler, sanat olmadığı gibi, duyarlılıkta değildirler. İnsanı silikleştiren ve silen her şey, vahşet ve barbarlıktır.