Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Haziran 2016

Erdoğan Gidecek, Dertler(i) Bitecek

Hadi, biraz 'felsefe' yaparak başlayalım, 'din felsefesi' azizim. Hem 'zamanın ruhuna' da uyar!
Rahmet ve mağfiretten bahsetmek için en uygun zaman da Ramazandır. Kimisi inanmaz, hay hay, keza dinde zorlama yoktur! El hak, son zamanlarda türeyen cenah için nasıl bir kalıp kullanacağım konusunda kararsızım ama. Çünkü herif dine inanmanın ötesinde sünneti, hadisi kabul etmiyor.
Hani Ramazan için ünlü hadis vardır ya, Salmani Farisi'den nakledilen, uzun olduğu için hepsini yazmayacağım, lakin meşhur kısmı, 'Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden berattir' ile iktifa edeceğim. Eh, bu noktada, hadisi, sünneti yok sayana ne denirde sıkıntı var işte!
İster inan ister inanma, hakikatler üzerine tasarruf çizgisi, ölçüsü insan doğası gereği itikadiyle belirleniyor. Öyle ki, en 'rasyonel', akılcı 'takılan' dahi bu hasletten kendini alamıyor. Velev ilimden dem vursun, pozitivist olsun, netice her tür 'olguya' rağmen 'dediğim dedikten' öteye geçemiyor. Bunun temeli, her halde yine ilmi bakmaya çalışırsak, bir nefis savunusu ve dahi inat! Yani ilmin temelinde yine bir 'dogma' söz konusu.
Bunu nereye bağlasak iyidir? Şu sıcak yaz aylarında 'ilginç' diye tahfif edilebilecek bir hava yaşanıyor. Dünyanın dörtbir tarafında, en hararetli iklimlerinde dahi şunu gözlemek mümkün; Ramazan ayı geldiği zaman, hatta yılın her mevsimi için de rastladığında geçerli sayılabilecek 'doğa olayı' cereyan ediyor, ve gerçekten de ilk on gün daha sonraki günlere nisbetle daha rahat havada geçiyor.
Mesela Haziran ayının şu günleri hararet her yerde arttı, yani rahmet olan ilk on güne kıyasla gerçekten sıcaklık yüksek iken, geçen sene aynı zamana tesadüf eden bu günlerde bilakis gerçekten serinlik vardı! Hakeza geriye doğru önceki yıllarda Temmuz'a denk gelen zamanlarda da aynısını müşahede ettik. Bu gerçekliğe inanmak istemeyenler için 'çok şükür' internet var da, isteyen geriye doğru bunu 'google' ile araştırabilir.
Tabii bu sadece yine bu işe inanları, inanmak isteyenleri ve dahi gerçekten akıl ile değerlendirme yapmak isteyenleri bağlayacaktır. Geri kalan yine bildik, inat ve ısrarda devam edecektir. İşin garibi ise, başta yazdığım üzere, buna ve daha birçok şeye, daha da doğrusu, size karşı her anlamda zır ve zıt hareket etmeye yazılmış güruhun, hem akıldan dem vurup hem de aynı çelişkili tavırlarıdır.
Bu, bu kadar böyledir ki, siyaset olsun, milli çıkarlar olsun, kısacası hayatın her alanını kuşatan ölçü olmuştur.
Onun için kiminin teröristi kimine sevimlidir, kiminin 'hakkı' kiminden üstündür. Hele canı! Aman canım, ne var, Suriye'de Türkmen katliamı olsa ne yazar, biz burda 'Erdoğan'ın faşizmiyle' uğraşıyoruz. Adam bildiğin diktatör ve sağolsunlar 'batılı dostlarımız' da bizim gibi düşünüyorlar. Nasıl olsa 'parmak kadar çocukları, liselileri de ayaklandırdık, ve hep beraber Erdoğan'dan kurtulacağız!
Aslında tek cümle ile şunu sormalı, "E peki, Erdoğan'ten kurtulunca ne olacak? Bir 'mucize' ile dünya barışa ve huzura mı kavuşacak?" Unutmayın, binlerce yıllık 'sivilizasyonda' Erdoğan son 14 yıldır iktidar, o da sadece Türkiye'de!
Madem Erdoğan öncesine meraklısınız, alın size 'Topçu kışlası', daha ne!...
@yusufserce twitter.com/yusufserce