Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Nisan 2014

Erdoğan'ı neden yalnız bıraktınız?

Bu konuda Melih Gökçek itirafta bulunup özür dileyene kadar hiç kimse konuşmamıştı bile. Ne zaman ki Gökçek, Başbakan Erdoğan'a yeteri kadar destek olamadığını, onu yalnız bıraktığını açıkladı, işte o vakit cılız bir iki ses çıkıverdi.

Erdoğan'a saldırıların sistematik ve kesifle bir şekle dönüşmesi Gezi olaylarıyla başlarken yerel seçimler öncesi kaset, iftira üzerinden yoğunlaşır. Aslında 7 Şubat MİT olaylarıyla farklı bir döneme girilmişken somut ve görünür taarruz Gezi olaylarıyla yaşanmıştır. 7 Şubat'tan başlayarak Hükümete/AK Parti'ye saldırılara kimlerin karşı durduğu, saldırıların hangi yöntemlerle etkisizleştirilmeye çalışıldığı gündeme gelmediği gibi bu yönde özeleştiri/sorgulama vs de yapılmamıştır.

Yazık ki bu soruya verilecek cevap ve destek olanlar listesine eklenecek isimler oldukça kısa. İç ve dış saldırıların her yönden yaşandığı kritik günlerde sözde müttefik gözükenlerin gizli destekleri bir yana, partililerin sessizliği de ilgi çekici!

Gezi olaylarından kaset savaşlarına evrilen süreçte tüm saldırıları göğüslemek, etkisizleştirmek adına canhıraş mücadele eden isimler üçü, beşi geçmez. Bu isimlerin AK Parti'yle organik bir bağlarının bulunmaması, siyasi bir emel ve hırs içerisinde bulunmuyor olmaları da önemli detaylardan.

Gezi olaylarına sessiz ve örtük destek veren cemaatin -görünürde- dershane meselesi patlak verir vermez açık ve tevil götürmez hükümet aleyhtarlığı her alana yayılmıştır. Basın-yayın organlarındaki süreli propagandaları bir yana, üst düzey mensuplarından en alt organdaki gönüllülerine varıncaya kadar herkes bilfiil bu mekanizmanın içerisine dahil edilmiştir. Hükümete saldırıya dini argümanlarla "sevap" ekleyen üst düzey yöneticiler, müntesipleri böylelikle harekete geçirip motive ettikleri gibi bu saldırılarından manevi haz almaları da sağlanmıştır.

Öncelikle sosyal medyada örgütlenmeyi başaran cemaat, müntesiplerine Twitter hesabı açtırmış, kendileriyle ilgili konularda gündem oluşturmaya çalışmışlardır. Cemaat, müntesiplerinin dini hassasiyetlerini o kadar iyi kanalize etmiştir ki, tweetleri Ebabil kuşlarıyla bütünleştirdikten sonra "tweetleri iki katına çıkarın" talimatı vermiştir. Dini bütün cemaatçi kardeş de attığı her tweetle Ebabil kuşunun misyonunu sürdürdüğüne olan inancıyla sosyal medyada varlık göstermiştir.

Cemaatin, gönüllülerini hükümete karşı örgütlemeleri, saldırıya geçirmeleri sadece sosyal medyayla sınırlı kalmamıştı elbette. Daha dershane olayları başlangıcında kapı kapı dolaşarak hükümeti eleştirmeye başlayan müntesiplere, seçim sürecinde alternatif partiye oy istenmesi görevi yüklenmişti.

Hiçbir parti üyesinin çalışmadığı kadar çalışan, efor sarf eden, propaganda yapan bu gönüllüler manevi yolları kullanmayı da ihmal etmemişlerdir. Hükümetin kaybetmesi, cemaatin kazanması için okunan Fetihler, kılınan teheccüdler, hacet namazlarıu2026

Cemaatin, tabanına hükümetle mücadele etmeleri için dini argümanlarla yaklaşıp dini unsurlarla mücadeleye çağırması başarılı bir sosyal mühendislik ürünü esasında. İnancı dolayısıyla dahil olunan camianın, müntesibine bu açıdan yaklaşması da gayet mantıklı.

Öte yandan AK Parti tarafına baktığımızda Gezi süreci, dershane meselesi, kaset savaşları, seçim mücadelesinde derin bir sessizlik görürüz. Parti bünyesindeki etkin kişiler, yetkiye sahip isimler, makam mevki verilmiş, ikbal sağlanmışlar da dahil kimse yüksek sesle konuşmamıştır. Bırakınız il teşkilatlarını, üyelerini; il başkanlarının, belediye başkanlarının çoğu bile hiçbir şekilde varlık göstermemişlerdir!

Büyük bir kısmı sosyal medyada var olmadığı gibi olanların da suya sabuna dokunmadan süreci atlatma çabasına girmeleri dikkat çekicidir. Yaşanan çekişmede taraf olmaktan korkar, konuyla ilgili yorum yapmaktan çekinir bir haldedirler. Bunların çoğu, seçim sürecinde cemaat üyelerinin yarısı kadar çalışmamış, propaganda yapmamıştır. Zaten çoğu aday, Başbakan Erdoğan'ın ismi sayesinde seçimi kazanırken bu sonuçlardan ne kadarının kendi ürünleri olduğunu dahi görmez/görmek istemez bir haldedir.

Şu bir gerçektir ki Erdoğan, Geziden başlayan süreçte başta parti içindeki etkin ve önemli isimler, arkasından belediye başkanları, il yönetimleri tarafından yalnız bırakılmıştır. Tüm saldırılar, kendisine inanmış az sayıda insanla püskürtmüştür. Erdoğan'ı yalnız bırakan makamlı mevkili partililere karşın ona, siyasi hiçbir beklentisi olmayan, partiden zerre menfaat ummayan halk/vatandaş/millet sahip çıkmıştır. Erdoğan'a sahip çıkmayan, destek olmayan çoğu partiliye karşılık halkın, milletin güçlü desteğini almak ne saadet!

Twitter.com/sabihadogann