Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ağustos 2013

Erken Yatmak

Biz saatin farkında olmadan vücudumuz gün içinde 24 saatlik biyolojik dönüşümler yaşar. Vücut saati olarak adlandırılan bu sistem tamamen tabiatın gün döngüsüne uyumlu bir şekilde; bizi fiziksel, zihinsel ve davranışsal anlamda oldukça güçlü bir şekilde etkileyerek gerçekleşir.

Bu ayarlama gözlerin hemen arkasında olan bezelye büyüklüğündeki hipotalamus denilen beyin bölgesinden düzenlenir. Hipotalamus vücudumuzda her bir bölümün saatini ayarlar, zamanı geldiğinde onları alarma geçirir ve günlük ritmimizi yönetir. Buna kısaca uyku-uyanıklık döngüsü de denilebilir. Bu döngüde ağırlıklı olarak ışığa ve karanlığa tepki gösteriyoruz. Fakat gece ve gündüz sinyallerini alabileceğimiz bir ortamda olmasak veya bunların birinden mahsur kalsak bile 24 saatlik bu döngüyü oluşturan mekanizmanın işleyiş süreci değişmiyor.

İnsan beyni gece uykusu boyunca birçok aşamadan geçer. REM adı verilen aşama içlerinde en sığ olanıdır. Diğer aşamalarda uyku gitgide derinleşir. Sağlıklı bir uyku süresinde her gece REM'den daha derin aşamalara doğru ortalama dört kez geçiş yapılır. İşte tüm bunlar kişisel gündelik döngümüzde melatonin denilen hormonla kontrol edilir.

Melatonin gece karanlığının çöktüğü 21 civarlarında üretilmeye başlanır ve gün aydınlanınca salgılama sonlanır. Melatonin üretimi dengede olduğunda vücudumuzun tüm fonksiyonlarının bakımı daha sağlıklı bir şekilde gerçekleşir. Üstelik bunlar genelde biz uykudayken olur.

Mesela melatonin üretiminin başladığı ve bittiği saatler arasında yapay gün ışığında olduğumuzu farz edelim. Melatonin mutlaka o saatlerde üretilmek zorunda ve üretilmesi için ortamın karanlık veya en azından loş olması gerek. Eğer öyle bir ortamda değilsek vücudumuz o günün melatonin üretimini yapamıyor.

Ancak bu döngüdeki her bir mekanizma öyle önemli ki, melatonin üretimini atladığımızda diğerlerinin de fonksiyonları etkilenmiş olur. Hormon salgılamasında genel olarak bir düşüş görülür. Sonuçta da iştahsızlık, yorgunluk, dikkat eksikliği, kan basıncında dengesizlik ve beraberinde gelen sağlık problemleri ortaya çıkar.

Bu sebeple erken uyumak ve güneş doğmadan kalkmak sağlığımız açısından çok faydalı. Hatta bize gençlik ve zindelik kazandıracaktır. Gece 23'den önce uykuya dalmış olmak, gece yarısı 01'den sonra uyumaya kıyaslanırsa iki kat daha verimli bir uyku süreci yaşamamızı sağlar. Çünkü geç saatlerde uyuduğumuzda genelde REM aşamasından derin olan aşamalara pek geçiş yapılmaz, bu yüzden 8 saat uyusak bile daha az dinlemiş oluruz.

Dedelerimizin hava kararınca yatsıyı kılıp uykuya geçmelerine ve gün aydınlanmadan kalkmalarına özen göstermeleri boşuna değilmiş. Peygamberimizin sabah uykusunun rızka mani olduğunu ifade etmesi de bu açıdan ilginçtir.

Kısacası erken yatıp güne erken başlayanlar daha mutlu, dinç ve keyifli olurlar.

Ramazanda sahuru, sonra da sabah namazını beklemek derken değişik uyku deneyimi yaşadık. Ancak bu mübarek ay dolmak üzere. Yine erken yatıp erken kalkarsak hem vaktimiz bereketlenecek hem de ruh ve beden sağlığımız kazançlı çıkacaktır.