Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Ekim 2015

Feyzi Halıcı

Feyzi Halıcı çok yönlü bir sanatkar. Öncelikle iyi bir şair. Türkiye'de ozanlara sahip çıkan bir kültür adamı. Mevlana'yı Türkiye'de ve dışarıda tanıtan / sevdiren bir edib. 100'dan fazla eserin sahibi olan Halıcı, Ankara ve İstanbul'daki şiir ve edebiyat toplantılarını yıllarca düzenleyen saygın bir teşkilatçı, mükemmel bir hatip. Halk şairlerine olan sevgisinden dolayı u00c2şık Fezau00ee mahlasıyla şiirler yazıyor.

Şairimiz, 1924 yılında Konya'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini bu şehirde tamamladı, yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde yaptıktan sonra Kimya Yüksek Mühendisi oldu. Konya Gazeteciler Cemiyeti'ni kurdu. 1957 yılında, kültür, sanat ve folklor dergisi Çağrı'yı yayımlamaya başladı. 1959'da kurduğu Konya Kültür ve Turizm Derneği'ne 25 yıl başkanlık etti. 1968 - 1977 döneminde on yıl Konya senatörü oldu. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ve Atatürk Kültür Merkezi Bilim Kurulu onur üyeliği ile birlikte Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliği, Türk Kooperatifçilik Kurumu ve Türkiye-Pakistan Kültür veDostluk Cemiyeti'nde genel başkanlık yaptı.

İlk şiiri 1937 yılında Son Posta gazetesinin iş konusundaki anket sorusuna cevap olarak yazdığı şiirdir. Fezau00ee mahlasıyla Yedigün ve Çınaraltı dergilerinde saz şiirleri yazdı. Geleneksel halk şiiri biçimlerini, çağdaş şiire başarıyla uygulayan şairlerimizdendir. Daha sonra şiir anlayışında yenilikler yaparak ardı ardına kitaplar yayımladı. Çeşitli şiir antolojileri hazırladı. Şairimiz, gelenekten yararlanan ve yeni biçimleri de şiirine ekleyen, zengin çağrışımları olan bir sanat anlayışına bağlıdır. Onun edebiyatın dışında pek çok hizmeti vardır. Konya'nın ve Mevlana Celaleddin-i Ru00fbmu00ee'nin yurtiçinde ve yurtdışında tanıtımında büyük katkıları oldu. Gültekin Samanoğlu ve Ahmet Kabaklı başta olmak üzere bir çok ilim, sanat ve edebiyat adamıyla birlikte ozanlar için programlar düzenledi, saz şairlerine sahip çıktı. Türk yemek kültürüyle ilgilendi. Yayımlanmış başlıca eserleri şunlardır: Şiir- Bir Aşkın Şiirleri, Masmavi, İstanbul Caddesi, Günaydın, Dinle Neyden, Gecenin Bir Yerinde İki Ceylan, Selçukyada Aşk, Dörtlemeler, Seçme Şiirler. Araştırma Derleme: Pera Palas, Çağrı'da Yeniler, u00c2şık Şem'i Hayatı Eserleri, Mevlana, Halk Şairlerinin Diliyle Yemek Destanları, Mevlevu00ee Şairi Burhan, Hünkar Hacı Bektaş Veli'den Özdeyişler. Gezi: Struga Şiir Akşamları. Güldeste: Bizim Şairler, Türk Sanat Musikisi Beste ve Saz Eserleri, Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Karamanoğlu Mehmet ve Türk Dili, Mevlana Sevgisi, Parlamenter Şairler.

Feyzi Halıcı ile yıllar önce uzun bir röportaj yapmıştım. Şairimiz, Şiirimizden Portreler kitabıma da aldığım bu mülakatta, "Sanat hayatına Yunus'un ilahileriyle başladım." diyordu. Orada ilk şiir macerasından, çevresinin etkisinden, yetişmesinden, ustalarından, ailesinden uzun uzadıya bahsediyor. Mülakatın bazı mühim satırlarını paylaşmak istiyorum. İşte o konuşmadan seçtiklerim:

"Şiire ilkokul sıralarında başladım. Yunus Emre'nin ilahileriyle gözümüz, gönlümüz açıldı.

Milli Edebiyat cereyanına bağlı Genç Kalemler dergisi şairleri ilk hocalarım, oldu. Yunus Emre ve halk şairleri, ilk beğendiklerimdi. Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mehmed u00c2kif Ersoy. Sonraları Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Kutsi Tecer, Arif Nihat Asya, Zeki Ömer Defne ve Mustafa Seyit Sutüven. Yahya Kemal Bayatlı ve Ahmet Haşim de beğendiğim şairler arasında yer alıyordu.

"Yaylaya Bir Gelin Geldi" şiirlerimle üne kavuştum. Peyami Safa Bey'in yayınladığı Kalbur Üstü dergisinde ayın şairi olarak "Kız Kulesi" şiirim yayımlandı.

Orhan Seyfi Orhon üstadım, Çınaraltı dergisinde 'Sahici Yeni Nesil' başlığı altında Garipçiler'e karşı dört şairi konu alan bir seri yazı yayınladı. İlk yazıyı benim için yazdı.

Ahmed Yesevu00ee'nin inancında ve şiiriyetinde hurma başrolü oynamıştır. Mevlana'da elma, aydınlık yolunun kılavuzu olmuştur. Yunus Emre'nin Hak yolunda sevecenliğe, hoşgörüye kavuşmanın simgesi alıç olmuştur. Hacı Bektaş Veli dergahına, kıtlık dolayısıyla buğday istemeye gittiği zaman pu00eer'e bir çıkın alıç götürmüştür. Anadolu insanı mükrimdir, muhteremdir. Gittiği her yere bir şey götürür. Bu alıç çıkını, Yunus Emre'nin manevu00ee alemde yol almasını, mertebe kazanmasını sağlamış, Derviş Yunus Emre hal ve kal ilminin sahibi olmuştur. Osmanlı döneminden 19. yüzyılın sonuna kadar Ahmet Yesevu00ee, Mevlana ve Yunus Emre söz mülkünün sultanları olmuşlardır.

Şiirimde merhaleler olmadı. Anadolu'nun güzelliğini aynı gözle, aynı gönülle gördüm. Doyasıya aynı dille söyledim hep, hayranlık içinde. Daima, daha güzel, daha güzel, daha içten söylemeyi yeğledim.

Kendimi bildim bileli Mevlana Hazretleri'nin karıncasıyım. Konya'yı ve dünyayı Mevlana sayesinde öğrendim. Mesnevu00ee, Kur'an-ı Kerim'in 13. yüzyıldaki tefsiridir. Mesnevu00ee bir din ve ahlak kitabıdır."

Halıcı'nın "Sultan Dağları" çok güzeldir. Şöyle der: "Koz ağaçta bir gümüş yol. / Arkada Sultan dağları / Yol boyunca söylediğim / Türküde Sultan dağları. / Allah'ım bir nice gündür, / Gökler ağlar hüngür hüngür. / At koşturur bir cihangir, / Terkide Sultan dağları." Sevenleri, şiirimizin çınarı Feyzi Halıcı için Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde 23 Ekim Cuma günü saat 19.00'da buluşuyor. Aziz şairimize sağlıklı ve bereketli bir ömür diliyorum.