Dolar (USD)
32.30
Euro (EUR)
35.04
Gram Altın
2473.46
BIST 100
10512.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Fiyatlardaki yükselişin perde arkası

Son dönemde enflasyondaki yükseliş cebimize yansıdığından dolayı hepimizin dikkatini çekmiştir.

Peki, fiyatlar neden bu kadar hızlı yükseliyor?

Adım adım birlikte inceleyelim.

Gereken yerleri mercek altına alarak büyütüp detaylı baktığımızda fiyatların neden bu kadar hızlı yükseldiğini daha rahat görebiliriz.

Öncelikle belirtmem gerekir ki günümüzde olduğu gibi fiyatların sürekli olarak artışı enflasyon olarak tanımlanmaktadır.

Yani enflasyon hakkında yorum yaparken fiyatların artmasına ve sürekliliğine dikkat etmek gerekir.

Dikkat edilecek bir diğer husus da şu ki; fiyatlar artıyorsa zaten enflasyon vardır.

Enflasyon oranının düşmesi fiyatların artış hızının düştüğü anlamına gelmektedir.

İktisadi literatürde fiyatlar genel düzeyindeki sürekli düşüş deflasyon olarak adlandırılmaktadır ki bu da ülke ekonomisi için ayrı bir problemdir. Ancak bu mesele şimdiki konumuz değil.

Devam edelim.

Peki, fiyatlar neden artar?

Enflasyonun iki temel sebebi var. Birincisi maliyetlerdeki ikincisi ise talepteki artıştır.

Maliyetlerdeki artışı Türkiye İstatistik Kurumu'nun her ay yayımladığı Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi bülteninden takip edebilirsiniz.

Ben 2006-2018 yılları arasındaki yurt içi üretici fiyat istatistikleri verilerinin aylık bazda dökümünü inceledim.

Çok ilginç bir tablo ile karşılaştım ve sizlerle paylaşmak istedim.

Fiyatların artmasına neden olan maliyetlerdeki değişimin görülebileceği yurt içi üretici fiyat endeksi grafiğine bakıldığı zaman dalgalı bir seyir izlediği görünüyor.

Ancak dalgalı seyrinden çok dikkatimi çeken husus yurt içi üfe grafiğindeki dip noktaları oldu.

Cetveli elime aldım. Bu dip noktalarının tarihlerine gittim. Sonra bu tarihlerde neler olduğunu araştırdım.

2006, 2007, 2009, 2013, 2014 ve 2016 yıllarında bu tarihlere denk gelen sert artış dönemlerinin başlangıç noktalarına baktım. Gördüğüm tablo yıllardır anlatmaya çalıştığım meseleleri net bir şekilde ifade ediyordu.

Türkiye'yi hedef alan kritik olaylar sonrasında yurt içi üfe'nin sert yükselişlerini gördüm.

2006 yılında Şemdinli olayları olarak bilinen umut kitap evinin bombalanması olayı sonrası yurt içi üretici fiyat endeksi sert yükselişe geçerken 2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası, 2009 yılında çözüm sürecinin ilk adımının atıldığı MGK kararı, 2013 yılında gezi olayları ve 17/25 Aralık bürokratik darbe girişimi ve 15 Temmuz hain darbe girişimleri yurt içi üretici fiyat endeksinde yükselişe neden olmuştu.

Yurt içi üretici fiyat endeksinin değişmesindeki bir diğer dikkat çeken husus özellikle 2013 yılı gezi olaylarının ardından artan dolar/tl oranı olmuş.

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında dolar/tl ile yurt içi üfe çizgilerine bakıldığı zaman paralellik gösterdiğini görüyoruz.

Türkiye, 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe girişimini birkaç saat içerisinde bastırarak ertesi gün iş başı yapmayı başardı. Darbe girişiminin bastırılmasından kırk gün geçmişti ki terör örgütleriyle mücadeleyi Fırat Kalkanı Harekatı'yla sınır ötesine taşıyarak küresel güçlerin güneyimizde oluşturmaya çalıştıkları terör koridoru planlarını da bozdu.

Ancak Türkiye'nin tüm bu başarılarına rağmen doların değer kazanması ve paralelinde yurt içi üfe'nin artışıyla birlikte tüketici fiyat endeksi de yukarı doğru hareketlenmiştir.

Üretimin hammaddesi olan enerjinin ve makinelerin ithal edilmesinden dolayı döviz kurundaki artış yurt içi üretici fiyat endeksi yükselmiş ve bunun bir yansıması olarak da tüketici fiyatlarında yurt içi üfe'ye nazaran daha az bir artış olmuş.

Yukarıda belirtildiği üzere enflasyonun talep kısmına da bakalım.

Talep kısmını da tüketici harcamalardaki artış verilerinden görebiliriz. Bu da yurt içindeki talebin yüksek olmasından kaynaklı olarak fiyatların yükseldiğini göstermektedir.

İktisadi literatürde belirtildiği üzere hem maliyet hem de talep artışından kaynaklı olarak enflasyon oranlarında yükseliş görmekteyiz.

Ancak gerek sanayi üretim endeksinde gerekse tarımsal üretim verilerinde artış görsek de tarımsal üretimlerdeki fiyatlarda olağan dışı bir fiyat artışı görülmektedir. Bunun nedeni güçlü bir iç talebin ve üretimdeki artışa karşı aradaki bazı tüccarların stok veya ürünleri çöp etmesinden kaynaklıdır.

Ürünlerin stok yapılması veya dökülmesi sebebiyle arz kısmında azalma olmakta güçlü talep sebebiyle de fiyatlarda artış olmaktadır.

Sonuç olarak son yıllarda hızla büyüyen Türkiye ekonomisiyle birlikte kişi başı gelir artmış, gelir artışıyla birlikte harcamalar da artmıştır. Artan kredi büyümesiyle birlikte iç talepte artmış maliyetlerdeki artışla birlikte fiyatlardaki yükseliş de hızlanmıştır.

Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olan, bağımsız politika izleyen ve bilgi vermek dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmayan Merkez Bankası'nın araçlarını daha efektif kullanması gerekir.