Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Temmuz 2018

Fuat Sezgin ve üniversitelerin Öz Gürlüğü (1)

Fuat Sezgin (1924-2018), İslam bilim ve teknoloji tarihi alanında çalışan dünyaca ünlü bir akademisyendir. Hocamız 30 Haziran 2018 tarihinde hakka yürüdü. Hiç şüphesiz Türk Milleti büyük bir evladını kaybettiu2026 Allah'tan (cc) taksiratlarını affetmesini dilerim. Ailesinin ve milletimiz başı sağ olsunu2026

Hayatımın erken döneminde olmasa da eserleri ile kendisini tanıma fırsatım oldu. "İslam'da Bilim ve Teknik" adlı çalışmasını özel kütüphaneme temin etme yanında çalıştığım üniversitenin kütüphanesine de kazandırdımu2026

Fuat Sezgin'in örnek bilim insanlığı ve kişiliği ile ilgili birçok değerlendirme yapılmaktadır. Bir akademisyen olarak Endüstri 4.0'a Doğru "Bilim, Eğitim ve Üniversite" adlı kitabımı hazırlarken "Üniversite Özgürlüğü ve Özerkliği" bölümündeki değerlendirmelerimde; başına gelenlerden dolayı yer verdiğim isimler arasında merhum Fuat Sezgin de yer almaktadır.

Vefatından sonra "Üniversite Özgürlüğü ve Özerkliği" ile düşündüklerimi tekrar hatırladımu2026

1960 darbesinde üniversitede sıkıntı yaşayan örneklerden biri de Fuat Sezgin hocamızdıu2026

Ülkesinden ayrılmak zorunda bırakıldıu2026

İstanbul Üniversitesi'nden ayrılmak zorunda kalmıştı. Üzücü bir olaydı. Yıllar sonra İstanbul Üniversitesi bir kadir şinaslık örneği olarak fahri doktora unvanı verdi. Fahri doktora beratı takdim töreninde Sayın Prof. Dr. Fuat Sezgin yaptığı konuşmada "1960 darbesiyle üniversiteden uzaklaştırılan 147 akademisyen arasında bulunduğunu, Almanya'nın Frankurt Goethe Üniversitesine gittiğini, bir valizle gitmek zorunda kaldığı yurt dışında yaşadığı zorluklar karşısında asla pes etmediğini" ifade etmiştir.

Modern psikolojinin de kabul ettiği gibi insanı strese sokan önemli faktörlerden biri de işini kaybetmektir. Fakat hocamız inancına, bilime ve milletine küsmemeyi tercih etmiştir.

Hocamız bu dönemde yaşadığı zorluklarla nasıl mücadele ettiğini ise şu sözlerle açıklamıştı: "Ben darbeyi hayatımdan sildim. Benim hayatımda hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü sonrasında büyük saadetlere kavuştum. Ben şuna inanmıştım: Tüm musibetler karşısında sadece Allah'a inanacaksın, başka hiçbir şeye değil. Arkanızda inancınız varsa çok şeyler başarırsınız. Mühim olan irade meselesidir. 'Ben bunu yapacağım' diyeceksiniz. O kararınızda kalacaksınız. Eğer arkanızda inancınız varsa o sizi yapıcı olmaya itiyorsa çok şeyler başarırsınız. Benim hayatımın sırrı budur."

Bu değerli bilim insanı yuvasından ayrılmak zorunda bırakılmıştı. Dikkatinizi bu tarz uygulamaların "Üniversite Özgürlüğü ve Özerkliği" üzerine olumsuz etkisine çekmek isterimu2026

İsteksiz üniversiteleru2026

YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Yekta Saraç, 2014 yılında yapılan bir röportajda "üniversiteler susturulmuş görüşü hakim, ne diyorsunuz?" sorusuna, "susturma demeyelim de üniversiteler, toplumsal meselelerde isteksizler" diyelim diye cevap vermişti. "Kişilerin alanlarında söz söylemeleri, konuşmaları, yazmaları elbette gereken bir yoldur. Ancak siyasi figürlere hakaret, küfür vb. olmamak kaydıyla" diye de eklemişti.

Türk yükseköğretimini temsil makamında bulunan Sayın Başkanın "üniversiteler isteksiz" ve "siyasi figür" düşüncesinin önemsenmesi gerekiru2026

Kanaatimce "Ordu Göreve" tarzında demokrasiyi ve ülke barışını zedeleyecek açıklama yapmak akademik özgürlük/özerklik kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildiru2026

Sayın Başkanın "Kişilerin alanlarında söz söylemeleri, konuşmaları, yazmaları elbette gereken bir yoldur" açıklamasını önemli bulmaktayımu2026

Pekala, en yetkili makamın bu açıklamasına rağmen akademisyenler neden isteksiz?

Halbuki üniversitelerin belli başlı çalışma alanları arasında Ar-Ge, eğitim ve sosyal sorumluluk sayılmaktadır. İlk ikisi belli ölçüde yerine getirilir iken sonuncusu ihmal edilmektedir. Üniversitelerde sosyal sorunların çözümleri konusunda bırakın katkı vermeyi görüş açıklamaktan bile çekimser bir tutum içerisindedir.

Tekrar soralım işlevleri arasında olmasına rağmen niçin suskunlar veya isteksizler?

Bu konu birazda psikolojinin çalışma alanına girdiği kanaatindeyimu2026

Öğrenilmiş davranışlaru2026

Gelecek hafta bu konuya devam etmek dileğiyleu2026

Son Söz: Kötü örnek, öğrenilmiş davranışa dönüşmemişse örnek değildir.