Dolar (USD)
32.20
Euro (EUR)
35.07
Gram Altın
2526.89
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Temmuz 2020

Fundamentalist laikler ve Ayasofya

Ayasofya’nın yeniden cami olarak açılması, fundamentalist laikçi çevrelerde nasıl algılandı?

Kayda değer ses çıkmadı.

Başta CHP tepkisiz kalmayı tercih ettiler.

Vaktiyle, cami kapatmanın, camileri, ahır, depo, meyhane yapmanın bedelini sandıkta çok ağır ödediler. Hâla ödüyorlar. Ağızları yanık, sesleri çıkmıyor.

Böyle durumlarda çoğu kere yeri göğü yıkar, kıyametler koparırlardı.

Sesleri çıkmayınca acaba bu “iyi saate olsunlar” ne alemdeler, merak ettim.

Bu üç fundamentalist medya kuruluşunu taradım. Ağırlıklı Cumhuriyet olmak üzere, Ayasofya’nın tekrar ibadete açıldığı gün, haber başlıkları;

— İlahiyatçı Cemil Kılıç: “Bugün minberden, Atatürk'e lanet okundu.”

Tarih profesörü Hakkı Uyar "Erbaş, kılıçla çıkarak aslında bize 'fetih geleneği bitmedi' mesajı veriyor" dedi.

“Batı”yı anladık ama “laikçi”ler ‘fethetmek”ten neden rahatsızlar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Ayasofya sözlerinden suç duyurusu: Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya’nın müzeye çevrilmesiyle ilgili “Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı” sözlerine suç duyurusunda bulundu. HKP, Erdoğan’ın konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ü Cumhurbaşkanı sıfatıyla, İsmet İnönü’yü de Başbakan sıfatıyla hedef aldığını ileri sürerek, 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’a aykırılıktan suç duyurusunda bulundu.

Demek ki, HKP diye bir parti varmış(!).

— CHP'li Muharrem İnce’nin seccade üzerinde bir resminin yanına “kendisini eleştirenlere yanıt vererek, "Diyanet İşleri Başkanı’nın davetiyesiyle Ayasofya’ya değil, ezanı duyarak Sultanahmet’e gittim. Ne bağırıyorsunuz?" yazmışlar.

Camiye giden İnce’ye, laikçi medya emekçilerinin(!) “bağırdıkları”nı öğreniyoruz.

Dünya basınından, Batı’lı kuruluşlardan da, Ayasofya’nın “laiklik”e ve “batı”ya ihanet olduğuna destek-delil aramışlar.

— Independent: Takke takan Erdoğan, Ayasofya’nın cami olarak yeniden açılışında, büyük kalabalığa Kuran’dan bölümler okudu. Bu, 1458 yıllık katedralin neredeyse 90 yıl sonra ilk İslami hizmeti. Tartışmalı olan, yeniden camiye dönüştürme hamlesi, yapının Müslüman ve Hristiyanlar arasındaki dinler arası harmoni sembolü olarak görülmesine zarar verdi ve modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün seküler mirasına tehdit oldu.

CNN: 80 yıldan fazla süredir müze olan Ayasofya, yeniden cami olduktan sonra ilk ibadet yapıldı. Erdoğan, Kuran’dan bölümler okuduğu Ayasofya’da cuma namazına katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, koronavirüs kısıtlaması nedeniyle bina içine sadece 500 kişinin davet edildiğini söyledi. Binlerce insan ise binanın dışında Sultanahmet Meydanı’nda ibadet etti.

Erdoğan’ın Ayasofya’da Kur’an okumasının, Batı ve bizdeki uzantılarını pek ajite ettiğini, hüsrana uğradıklarını öğrenmiş oluyoruz.

UNESCO, Türkiye’nin bu kararından derin üzüntü duyduklarını belirtti ve bu kararın organizasyona önceden bildirimde bulunulmadan alındığını söyledi.

Papa ise, binanın dönüştürülmesi nedeniyle, çok üzüldüğünü belirtti.

— Orhan Pamuk demiş ki; Bu, basitçe, "Kemal Atatürk'ün laikliğine artık saygı duymuyoruz" demek anlamına geliyor. "Popüler olmak istiyoruz, popülist olmak istiyoruz" diyorlar. Dünyanın geri kalanına Batı'dan memnun olmadıklarını söylüyorlar. Bu, benim hoşlandığım bir mesaj değil. Buna eleştirel yaklaşıyorum. Ancak muhalefetin de buna karşı çıkmaması beni şaşırtıyor. Niye karşı çıkmıyorlar? Çünkü bunun çok popüler bir karar olduğunu düşünüyorlar. Maalesef bu, Türk halkının benimsediği popüler bir karar. Ayasofya'nın kaderini Türk halkının belirlemesi gerek. Ama ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve milyonlarca laik vatandaş gibi ben de buna karşıyım. Ama maalesef sesimiz duyulmuyor."

Pamuk, tutarsızlıklar içinde bocalayıp, geveliyor. Bu zekaya, nasıl “Nobel” olmuş acaba?

Kendilerini tutamayan Yunan Başbakanı ve Cihangir esnafından Şahan Gökbakar da kadraja başlarını uzatmışlar.

— Gökbakar, ''Koronavirüse karşı dik duruş sergileyen tüm vatandaşlarımızı canı gönülden kutlarım" diye sallamış.

— Türkiye'ye 'baş belası' diyen Miçotakis, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi kararına ilişkin de "21. yüzyıl uygarlığına hakaret" ifadesini kullandı.

— Yunanistan'da, Ayasofya’nın ibadete açılmasına tepki olarak kiliselerde çanlar çalındı.

Bütün bunlar fundamentalistlerin bir nebze yüreklerine su serpmiş.

Serdengeçti Kemalistlerden Yalçın Doğan, “Ayasofya”yı şöyle yorumlamış:

"Ayasofya müze ancak, Atatürk, "Ayasofya’nın tapuda cami olarak tescil edilmesi" emrini veriyor.

Düzenlettiği Ayasofya’nın tapusu şöyle:

Vasfı: Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseyi Müştemil, Ayasofya’yı Kebir Camii Şerifi.

Sahibi: Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı".

Çok açık, Ayasofya tapuya göre, zaten cami!..

Günlerdir "Ayasofya’yı müzeden camiye çevirdik" diye davul çalanlara ve o davula katılanlara duyurulur!..

Atatürk Ayasofya’yı müze olarak bırakmak isteseydi, tapuda "vasfı" karşılığına "müze" yazdırırdı. Oysa, "Ayasofya’yı Kebir Camii Şerifi" yazdırıyor.

Velhasıl, fundamentalist, fanatik laikçi çevrelerden kimileri, Atatürk’e lanet okundu, derken kimi, “Atatürk zaten Ayasofya’yı “cami” olarak tapuya kaydettirmişti” diyor.

Kafaları karışık.

 
TDV kurban