Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2440.56
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Ağustos 2023

​Gazeteci

Gazeteci yalnızdır. Gazetecinin dostu yoktur. Beraber çalıştığı arkadaşları çoğu zaman gazetecinin rakibidir. Haber kaynakları, bağlantılarını deşifre ederse kurulan tuzaklara düşürülür veya sermayesi elinden alınır çoğu zaman. Gazetecinin sırdaşı, sırrını açabileceği kimse yoktur. Haberiyle sırdaş olamayan gazetecinin zaten mesleki ömrü uzun olmaz.

Gazeteci işe yaradığı zaman hiç tanımadığı insanlar dahil herkes tarafından aranan adamdır. Yani, başı ağrıyan, dişi ağrıyan, hastaneden randevu alamayan, işini hallettiremeyen, haksız yere hapse girdiğini düşünen, suç işlediği kesin olup ta cezasını çok bulan, çocuğunu okula kayıt ettirmek isteyen veya ettiremeyen, bir yerden bir yere tayin olmak isteyen, amirinden izin alamayan, rakip firmanın açıklarının deşifre ederek maddi manevi kazanç elde etmek isteyen. Meclis üyesi, belediye başkanı, milletvekili, bakan olmak isteyen veya rakiplerini zor durumda bırakmak isteyen herkes arar gazeteciyi. Kullanışlı gazetecinin telefonu susmaz.

Gazeteci denge adamıdır. Öyle her yerde doğru bildiğini yazıp çizemez. Çalıştığı kurumun menfaatlerine veya politikalarına aykırı bir şey yaptığı zaman kapının önünde bulur kendini. Patronun veya yöneticilerin dostlarının ayağına basmaktan özellikle imtina etmelidir. Hangi çıkar odağı ile yöneticilerin al takke ver külah ilişkisi olduğunu bilmezse kim vurduya gidebilir.

Gazeteci duygularını öldürmüş adamdır. Çoğu zaman yaptığı haberi kendisine getirenler tarafından hedef gösterilir. Atlar tepişir filler ölür misali, çatışan, siyasi veya ekonomik odaklar üzerlerindeki sorumluluğu atmak için gazeteciyi tefe oturturlar. Yaptığı bir haber yıllarca yüzüne gülen, kendisini kullanmak isteyenleri bile düşmanı yapar.

Gazetici sefalet ücretiyle çalışıp zenginmiş gibi yaşayan adamdır. Başkasının sefaletle, işsizlikle mücadele eder, başkalarının sorunlarını dile getirir ama kendi sefaletiyle ilgili gıkını bile çıkartamaz gazeteci. Geçtiğimiz günlerde büyük bir gazetenin deneyimli muhabirine kaç para aldığını sordum. 11 bin üzeri bir rakam söyledi. Yani asgari ücret. Yeni yapılan zamlarla o gazetede muhabir maaşlarının 12 bin lira üzerine himmeten taşındığını öğrendik. Endüşük memur maaşını 22 bin lira olduğu bir yerde. Vali, Emniyet Müdürü, İl Başkanı, milletvekili, bürokrat, belediye yöneticisi, Başhekim, doktor, Holding CEO’su, hakim, savcı, avukat ile oturup kalkmak durumunda kalan gazeteci fukaralığını belli etmemek zorundadır. Bir holding sahibiyle En lüks lokantada buluşur, veya en zenginlerin katıldığı toplantıyı takip eder ama, toplantıdan çıktıktan sonra onlar gibi lüks arabalarına binmez, evine ulaşabileceği belediye otobüsünü beklemek zorundadır.

On yıllarca asgari ücretle pirimleri ödenen gazeteci emekli olunca da en düşük maaşa talim etmek zorundadır. Sendikalı bir çöpçünün emekli maaşının yarısı kadar maaş alır emekli gazeteci. Hiçbir sendika müfettişi onlarca teftiş yaptığı halde bu adam, 10, 20 yıldır hep asgari ücretle mi çalıştı. Bu adımın kıdemi artmadı mı, demez, diyemez. Medyanın gücünden korktuğu için.

Bu kadar laf salatasını halimizden şikayet için değil, Süleyman Özışık’ın vefatı dolayısıyla aklımızdan geçirdik. Bizim medya mahallesinin hali pür meali tıpkı siyasi arane gibidir. Yani toplumun yüzde 70’i sağ partilerin destekçileri olduğu, yüzde 30’u sol partilere oy verdiği gibi gazetelerde de bu oran üç aşağı beş yukarı aynıdır. İktidar her ne kadar sağ, milliyetçi mukaddesatçı olsa da, medya mahallesinde hakimiyet her zaman soldadır. Sol toplumdaki azınlık dayanışması sebebiyle bir birlerini her zaman her yerde desteklerler. Sağcı bir gazeteci ise azınlık, franksiyon dayanışmasının içine girmediği için yalnızdır. Bir ekip içinde değilsen de zaten gazeteciliğin uzun süreli olmaz.

Süleyman Özışık ve Özışık kardeşleri uzun yıllardır tanırım. İnternet haberin kuruluş yıllarında Ömer Erdem’in orda çalışması sebebiyle gidip gelmişliğim de olmuştur. İnternet medyasına ilk el atanlardan oldular. Sıkıntılarını da yaşadılar tabi ki bu işin kaymağı da varsa ondan da istifade ettiler. Kuruluş yıllarında Sedat Peker ile de Süleyman Soylu ile de diyalogları vardı. Peker-Soylu mücadelesinde günah keçisi oldular. TRT ve Anadolu Ajansı’nın eleman alım ayrıcalığını elinde bulunduran, Yenişafak’ından Cumhuriyetine kadar bütün gazetelerin haberlerine müdahale edecek kadar konvansiyonel medyaya sızan FETÖ’nün internet medyasını boş bırakması düşünülemezdi. Özışık kardeşlerle de bu yüzden kapıştılar. Özışıklar FETÖ’ye karşı bağımsızlıklarını korumayı başardılar. FETÖ’yü pastalarına ortak yapmamak için mücadele verdiler. Ak sakalı bağrında bir piri faninin evlatları elbette günah işleyebilir. Ama yapılanlara rağmen istikametten sapmadılar. Kıdemli kademeli FETÖ’cü Emre Uslu’nun kötü dediği bir insan kesinlikle iyidir. Binali Yıldırım, Tevfik Göksu ve Hilmi Türkmen’in cenazeye katılması vefa borcudur. Gürsel Tekin hemşerisini yalnız bırakmadı.

Süleyman’ın cenazesine bir gün önce benim için hayati konuda avukat arkadaşımla sözleştiğim için katılamadım. Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.