Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2430.03
BIST 100
9987.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Aralık 2014

GENÇLERİMİZ ve GERÇEKLERİMİZ

Kışın ayaza açılan kapısı. Yağmur. Yürüyorum; ellerimi kesen bir soğuk var. Yine de inatçıyım bugün, araba ya da vasıta kullanmayacağım. Caddeden sokağa dönen köşe başında "birkaç nefes" gayesiyle duruyorum. Yaşları on beş, on altı, belki on yediyi bulan gençler kendi aralarında yüksek sesle ve gülüşerek konuşuyorlar. Bir ya da ikisinin koltuk altında kitap, defter, ellerinde sigarau2026 Dudaklarından dökülen küfürlerin anlamını biliyor yahut idrak ediyorlar mı; sanmıyorum. Sabırsız tavırlarına bakınca birini daha beklediklerini anlıyorum. Aramızda on, on beş adım bulunuyor, yüzlerinde dikkatle bekliyorum; samimiyetu2026 Henüz kir tutmayacak kadar duru bir masumiyetu2026 Hala çocuk, hala çocukluku2026

İçlerinden biriyle göz göze geliyoruz, dikkat kesiliyor. Süku00fbtu2026

Yüreğim acıyla irkiliyor. Birkaç kelime etsem faydası olur mu diye düşünsem de bir an, düşüncemi devam ettirecek gücü bile kendimde bulamıyorum. Şu dem de, yüzleri gözümün önünden gitmeyen o çocuklar, akşama kadar etkileri altına almaya muvaffak oluyorlar beniu2026

Çocuklaru2026 Bizim çocuklarımız. Canlarımız. Yarınlarımızu2026

Onları irfan yuvalarında ilim gayesiyle tutamayan ve en çirkin kelimelerle sokak aralarına bırakan sebepleri düşünüyorum. İsteseler fikirler keşfedecek, gönüller fethedecek bu ışıl ışıl cevherler, hangi nedenlerle kendilerine değer değil de değersizlik yükleyecek eylem ve sözlerin içerisinde yer almayı tercih ediyorlar?

Soru daha açıklayıcı olsun;
Bu gençler, değerlendirilmesi, istifade edilmesi, topluma kazandırılması gereken değerler olduklarının niçin farkında değiller? Hissedemiyorlar, niye? Gerçek manada hissetseler, bir kaybın içinde yürüme yolunu seçerler mi?


Anne babadan eğitimciye, eğitimciden siyasilere varıncaya dek suçu birbirimize atfetmekte üstümüze yok! Bayılıyoruz tenkide, söze düğüm atmaya, hatayı başkasında aramayau2026 Bir türlü onarmaya vakit bulamıyor, bir yerlerden başlayamıyoruz.

Çok mu zor bu çocukları bağrımıza basmak? Onları, gözümüzde çığlaştırdığımız yanlışlarıyla kucaklayabilmeku2026 Cep telefonlarına, televizyonlara, bilgisayarlara ayırdığımız vaktin hiç değilse onda birini onların ruh dünyalarına armağan edebilmek çok mu zor?

Hayata, içindekilere, sayısız olumsuzluğa sergilediğimiz takat ve tahammülü neden evlatlarımıza karşı gösteremez olduk?

Allah Resulü yürüdüğü yollara ümmeti için en güzide örnekleri bırakmış. "Biz çocuklarımızı sevip okşamayız" diyen bedeviye "Allah senin kalbinden merhameti almışsa ben ne yapabilirim?" buyurmuş. Sayısız misalden sadece biriu2026

Kal, halin sözcüsüu2026 Halin ispatlayamadığı söz, ehemmiyet arz etmez. Kişi, kendine değer verene, kendini değerli hissettirene değer yükler.

Bizden ilgi, alaka, şefkat ve muhabbet bekleyen çocuklarımızın gözleriyle gözlerimizi buluşturamıyor, sohbetlerimize onları katmıyor, fikirlerine müracaat etmiyor, ruh halleriyle ilgilenmiyor, kocaman meşguliyetlerimiz içerisinde dünyalarını hakir görüyor, sonra da "her şey onlar için!" diyorsak, burada bir çelişki var demektir. Halimiz her koşulda yalanlıyor iddiamızıu2026 Onlardan "biz" olmalarını bekliyor (aslında olamadığımız her ideayı sırtlarına yüklüyor) ihtiyaçlarını maddu00ee manada yorumlamaya kalkıyor; rüzgarlarını, depremlerini, yangınlarını görmeye yetemiyoruz. Yetmek için gayret sarf etmediğimiz menzilde suçlu arıyoruz.

Başımızı yastığa koyduğumuzda kaybolmaya aday çocukların korkusu yüreğimizi titretmiyor, uykularımızı kaçırmıyorsa, hassas bir mü'min kalbinden söz edemeyiz.

Selam ile.