Dolar (USD)
32.22
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2445.15
BIST 100
10262.31
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Nisan 2024

​Ters kelepçe

Yazar, dünyadan bihaber olamaz. Bihaber yaşayamaz dünyadan… Dünyaya dair çocukluğumda hissettiklerimle, bu gün hissettiklerim arasında değişen bir şey yok. Keşke dünyaya ve dünyada olanlara çocuksu düşüncelerimizle, çocuksu hayallerimizle hatta çocuksu rüyalarımızla bakabilsek. Bu dünyayı çocukluk şuuruyla yorumlayanlar kurtaracaktır.

Almanya’da Hitler’in Yahudilere soykırım yaptığı zamanlarda yazarlar ve aydınlar çağından sorumlu olmak adına yazdılar, çizdiler, konuştular, anlattılar. Dünya bir daha böyle bir soykırıma gebe kalmasın diye. Fakat o dönem Yahudilere zulmü reva gören zihniyet öyle bir iş yaptı ki soykırımdan kurtulan Yahudilerin çocukları büyük filmler yaptı. Büyük paralar ödedi bu filmlere. Soykırımzedeler bir yandan bu soykırım filmlerini yaparken diğer taraftan başkalarına zulüm yapmaya başladılar. Bunun başında Müslümanlar ve özellikle de Filistinli Müslümanlar gelir.

Piyanist (The Pianist), filminde Yahudiler, yıllarca duygu sömürüsü yaptı. Ve şimdi o film gerçekten yaşanıyor. Gazze şeridinde Beyt Lahya’da Galya ailesinden üç çocuk çatışma bölgesinden kaçmaya çalışıyor. Bir kardeş, diğer engelli kardeşini tekerlekli sandalyeyle emniyetli bir yere götürmeye çalışıyor. İleride kız kardeşleri çantalarını taşıyor. Sonra geriye gelip kardeşlerine yardımcı oluyor. Arkadan bir aile daha geliyor. Kız kardeşi bir direğe dayanıyor ve ağlıyor….

Gazze’de bir kameraman tarafından görüntülen bu sahne, tıpkı Holokost dönemini anlatan Piyanist filminde bir piyanistin direğe dayanarak istirahat etmesini andırıyor. 2. Dünya Savaşı'nın başlarında Almanların Polonya'yı işgal etmesi sonucu Polonya Radyosu'nda piyanistlik yapan Wladyslaw Szpilman (Wladek) ve ailesinin hayatta kalma mücadelesi sanki yeniden film sahnesine aktarıldı.

Almanya’da Almanlar, ikinci dünya harbinde Polonya’ya saldırdığında öncelikle Yahudileri, daha sonra Romanları ve daha sonra bedensel engellileri öldürdü. Kaçabilenler piyanist gibi trajedik sahnelere konu oldu. Bugün de hem bedensel hem işitme engelliler can havliyle gelmekte olan İsrail füzelerinden kaçmaya çalışıyorlar. Muhabir, haberinde diyor ki “Bu, onların son kayıtları ve şu an nerede oldukları bilinmiyor. Ödüllü film sahnesi gibi ama tokat gibi gerçekler bunlar.” Bu Filistinli çocukları daha sonra yardım kuruluşları bulmuşlar. Onlara erzak ve diğer yardımı ulaştırmışlar. En azından şimdilik ölmemişler.

Bugün, Filistinliler bütün umudunu Amerika’da yaşayan sağduyulu insanlara bağlamış. Belki de Amerika Birleşik devletinde yaşayan insanların çoğu bir zamanlar ülkelerinde demokrasi ve insan hakları olmadığı için buralara gelmişler. Şimdi Amerika hükümeti onlara “Hadi herkes evine gitsin. Mesele İsrail ve Siyonizim olduğunda biz demokrasiyi rafa kaldırıyoruz demiştir ve demektedir.” Bu nedenle özellikle üniversitelerde hocalar ve öğrenciler dalga dalga hükümeti protesto etmektedirler.”

Holokost'tan kurtulan 88 yaşındaki Yahudi aktivist Marione Ingram, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulması için Beyaz Saray’ın önünde yapılan eylemlere katılıp orada bir konuşma yapmıştı. Demişti ki “Gazze'deki çocukların şu an yaşadıklarını yüz yıl önce Almanya’da yaşamış biriyim. Gazze'de yaşananları gördüğümde hemen gözümün önünde çocukluğum canlandı. Onu alkışlayan gruba “Ben alkışı hak etmiyorum.” diyerek asil bir duruş sergilemişti.

Amerika Birleşik Devletlerinde üniversitelerde yapılan protestolarda en duygulandığım haber de şu olmuştu:

Ters kelepçeyle polis merkezine götürülen felsefe profesörü…

Atlanta’daki Emory Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü Başkanı Profesör Noelle McAfee, Amerika'daki bir üniversitede İsrail'in Filistin'e yönelik politikalarını protesto etmişti. Polis tarafından zorla dağıtılan gösteride ters kelepçe ile tutuklandı. O vakit felsefe profesörü basın mensuplarından bir şey rica etmişti:

“Felsefe bölümü ofisini arayıp tutuklandığımı söyleyebilir misiniz?”

Basın mensubu sorar. “Adınız nedir?” Cevap çok manidardır.

“Noelle McAfee Felsefe bölümü başkanı.”

Bu olay, dünya halklarına kapak olsun. Ülkesini, değerlerini, medeniyetlerini bazen bir hiç uğruna terk edip okyanuslarda, uçak kanatlarında ölmeyi göze alıp Amerika’ya gidenlere veyl olsun.