Dolar (USD)
32.46
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2435.32
BIST 100
9908.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Ocak 2021

Has kullar

Abd ve ibâd, Kur’an’da ve hadiste bütün insanlar, hatta bazen diğer varlıklar için kullanılıyorsa da daha çok “mümin” manasına gelmektedir. Kulluk ve itaat Allah’a yapılıyorsa abd “hür insan”, kula itaat ediliyorsa “köle” manasına gelir. Hz. Peygamber “Allah’ın kulu” olduğunu iftiharla söyler ve bunu sık sık tekrarlardı.

Râgıb el-İsfahânî Kur’an’daki kullanılış tarzına göre abdi (kulu) hukuk açısından abd, yaratılması bakımından abd ( bu “yaratma” sadece Allah’a nisbet edilebilir.), Allah’a kulluk yapması açısından abd (hür olsun köle olsun, en şerefli insan), dünyaya ve dünya servetine kul olan abd (hür de olsa köle de olsa, en kötü insan.) olmak üzere dörde ayırır.

Allah’a kulluk yapması açısından abd, yani has kulların bazı özellikleri olur.

“Rahmân’ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler)” (Furkân; 63) Rahman’ın has kullarının bir duruşu ve yürüyüşü vardır. Bu kullar cemiyet içindeyken yüksek bir tevazu sahibidirler. Merhametli, nazik ve vakurdurlar. Öfkelerini kontrol eder enaniyetten uzak dururlar. Cahillerle muhatap olduklarında “selam” der geçerler.

“Rahmân’ın(has) kulları gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.” (Furkân; 64). Gündüzleri insanlar için iaşelerini kazandıkları, geceleri de dinlendikleri zamanlarıdır. Ancak gecelerini sadece uyku ile geçirmek değil aynı zamanda nafile ibadetlerle de meşgul olmak gerekir. Hele hele seherleri uyanık bir şekilde geçirmek; hem gönül diriliğine, hem de kalp uyanıklığına vesile olur.

“Rahmân’ın(has) kulları harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkân; 67) İçinde bulunduğumuz nimetler Mevla’mızın bize ihsanıdır. Onları kullanırken sorumsuzca davranamayız. Gücümüzün yettiğince infak etmeli, lüzumsuz saçıp savurmamalıyız. Her şeyin sahibinin Allah olduğunun ve bizim sadece bir emanetçi olduğumuzun şuurunda olmalıyız.

“Rahmân’ın(has) kulları Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahı(nın cezasını) bulur;” (Furkân; 68) Hiçbir günahı küçük görmemek gerekir. Önemsemediğimiz günah yarın büyük günahlara vesile olur.

“Rahmân'ın(has) kulları yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler.” (Furkân; 72) Boş işler insanı hedefinden saptırır. Boş sözler ise insanı günaha sokar. Hem boş işlerden ve hem de boş sözlerden uzak durmalıyız.

“Rahmân’ın(has) kulları Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar” (Furkân; 73) Çünkü onlar ayetleri uygulama konusunda hassastırlar. Bütün insanlığa hitap eden ayetler özelde iman etmiş insanlaradır. Onun için gerçek müminler Allah’ın ayetleri zikredildiği zaman imanları ziyadeleşen ve kalpleri titreyen insanlardır.

“Rahmân’ın(has) kulları şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.” (Furkân; 65)

“Rahmân'ın(has) kulları Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler.” (Furkân; 74)

“İşte Rahmân’ın(has) kullarına sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.” (Furkân; 75)

“Rahmân’ın(has) kulları cennette ebedî kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.” (Furkân; 76)

Allah’a kulluk edeceklerde:

1-Gururlu olmamalı; “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokmân; 18)

2-Tevazu sahibi olmalı; “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.” (İsrâ; 37)

3-Allah’a teslim olmalı; “Hayır, öyle değil! Kim ihsan’ derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara:112)

4-En küçük bir şirk izi olmamalı; “Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.” (Nisâ: 48)

Mevla’m cümlemizi has kullarından eylesin.

Âmin.