Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2450.71
BIST 100
10155.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


HAŞHAŞİLER VE HASAN SABBAH

Hasan Sabbah ve 1090 yılında kurduğu Haşhaşiler terör örgütü tarihte yer etmiş ve tesirleri bugünlere uzanan ilginç bir vakıadır. Geçenlerde sayın Başbakanımız bir cemaati Haşhaşilere benzettiyse de buna katılmadığımı ifade edeyim. Haşhaşi örgütü ve yapılanması hakkında daha ayrıntılı bilgi vermek istiyorum.

Hasan Sabbah Şiiliğin İsmaili kolundandır ve batınidir. Haşhaşilik önce İran'da, sonra Suriye'de yayılmıştır. Tarihin kaydettiği en vahşi, en acımasız terör örgütü sayılır.

İşte Haşhaşilerin bazı özellikleri:

u00b7 Hasan Sabbah önceleri Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk'ün emrinde Selçuklu Devleti'nin hizmetine girmiş, devleti tanımış, yandaşlar edinmiş, daha sonra isyan edip bir kartal yuvası olan Alamut Dağı'na çekilmiş, dağın tepesine inşa ettiği kaleyi dünyanın ilk "Terör Merkezi"ne dönüştürmüştü.

u00b7 Saf ve temiz gençleri dine bağlılıkla kendine çekti. Onların beyinlerini yıkadı. Kimini tüccar, kimini diplomat, kimini de propagandist olarak eğitti ve devlete sızdırdı.

u00b7 İlk hedef Selçuklulardı. Devleti zayıflatmak için her türlü alçakça oyunu, iftirayı ve komployu denediler. Devletin içine soktukları adamları ile içten çökertmek için ellerinden geleni yaptılar.

u00b7 Ordu ve emniyet güçlerine sızmaya çalıştılar. Halk, mal ve can güvenliği sağlamak amacıyla Batıni saflarına katıldı.

u00b7 Haçlı ordunun gelmesi çok işlerine yaradı. Etkilerini ve topraklarını genişletmek için Selçuklulara ve Sünnilere karşı Haçlılarla birlikte hareket ettiler. Suriye'nin Haçlıların eline geçmesini sağladılar. Kendileri de bunun karşılığında istedikleri yere yerleştiler ve kalelere sahip oldular.

u00b7 Hasan Sabbah cahil ve bilgisiz biri değildi. Aksine alimdi, insanları etkileme ve bir nevi hipnotizme etme yeteneğine sahipti.

u00b7 Bağlıları ona son derece inanmışlardı. Onu mesih veya mehdi, hatta peygamber olarak görüyor, her dediğini tartışmasız kabul ediyorlardı. Sabbah sanki ilahi işaretlerle, vahiyle konuşuyor, davranıyordu.

u00b7 Elindeki kozlarla hükümdarları, tüccarları, iş adamlarını korkuttu. Onunla barış ve dostluğun temini için kendisine bağış, vergi ve haraç vermeye başladılar. Batıniliğin temel inancı başkalarına hayat hakkı tanımamasıydı. Üyelerinin pikolojik motivasyonları güçlüydü. Bu sebeple de adanmışlık, sadakat ve bağlılık seviyeleri yüksekti. Gizlilik esastı. Örgütün sınırları ve gücü her zaman muammaydı. Güçleri az ama etkileri yüksekti. Hukuki ve ahlaki kurallara uymazlardı.

u00b7 Büyük devlet adamı, Selçuklu'nun yüz akı ve muhteşem veziri Nizamülmülk'e cephe aldılar, onunla uğraştılar. Aslında Sabbah, vezir Nizmülmülmük'ün sınıf arkadaşıydı ve ona valilik teklif etmişti. Fakat Sabbah'ın gözü yukarlardaydı ve ülkeyi kontrolüne almak istiyordu.

u00b7 Sonunda suikastla fedailerine şehit ettirdiler. Nizamülmülk onlar hakkında şöyle konuşmuştu:

"Her yerde, her devirde asiler çıkmıştır. Fakat hiçbir Rafizi mezhep, Batıniler kadar kötü olamaz. Zira onların gayesi İslamiyeti ve devleti karıştırmaktır. Bu sahtekarlar Müslümanlık iddiasında görünürler, lakin hiçbir düşman Hz. Muhammed'in dini ve yüce Sultan'ın devleti için onlar kadar tehlikeli değildir."

u00b7 Haşhaşilerin etkisinin kırılması devlet içinde devlet olduklarının deşifre olmasıyla mümkün hale geldi.

u00b7

u00b7 Hasan Sabbah, arkasında güçlü bir silahlı örgüt ve korku bırakarak 1124 yılında öldü.

Haşhaşilerin yok edilişi bir başka zalime Hülagü Han'a nasip oldu. 1256'da Alamut Kalesi'ni yerle bir etti.