Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2399.62
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Nisan 2019

Hayallerimiz ve iyi niyetler

Çok iyi niyetli olunca onun adı iyi niyet olmaktan çıkıyor, başka bir hale bürünüyor. Nedense niyetini iyi yönde kullananlar da hep bu topraklara vatan diyenler oluyor, aziz diyenler oluyor.

Salim bir kafayla düşününce güzel günleri istemek hepimizin hakkı. Birlikte huzur içinde gelecek günleri hayal etmek çok da afakî bir istek değil.

Her işin başına kendini koyan, kendi çıkarları dışındaki dünyanın kapısını bile aralamayan kim olursa olsun zarardadır. Kâr olarak gördüğü her şey aslında onun zarar hanesine yazılan kaybettikleridir.

Bir de dikkat çekici olan şu noktayı da göz ardı etmemek gerek; bir kişi sürekli alçak gönüllü olmaktan, kibrin kötülüğünden bahsediyorsa aslında kendisini anlattığının farkında olmadan kendi portresini çiziyordur gizlenmiş kibriyle.

Menkıbe anlatarak, “Biz şöyleydik, böyleydik.” gibi eski zamanların yaşanmışlıklarından pay çıkararak yaşamaya çalışanlar, bugün ortaya koyacak bir artısı olmayanlardır.

Sözü yormamak gerek. Bir şeyler yapmak için başımıza musibet gelmesini bekleyerek geçirilen zamanları da kayıplar hanesine yazacağız ister istemez.

Siyaset dilinin çok üstünde, medeniyet dilini benimseyerek yaşamayı seçerek bu ülke için bir şeyler yapabiliriz. Kısır bir döngüde harcanan her vakit sadece kişisel değil hayallerimizin ötesindeki bir coğrafyanın da kaderiyle oynamak demektir. buna da kimsenin hakkı yok.

Meryem Kılıç’tan Kafes Kesiği

“Sen Kerim’sin Allah’ım / karıncalar anahtarı düşürdü yere / nehirlere toprağa karışmayı ikram etsen”

Böyle başlıyor Meryem Kılıç’ın Şule Yayınları’ndan çıkan Kafes Kesiği adlı şiir kitabı. Ne güzel, ne bereketli bir başlangıç.

Üçüncü şiir kitabı bu Meryem Kılıç’ın. Adresi belli şairlerden Kılıç. Onun yeni şiirlerini okumak için Karabatak dergisini takip etmek yeterli.

Mümin bir bakış açısını sımsıkı kuşanarak şiirler kuruyor Kılıç. Üzerinde yürüdüğümüz keskin kılıçta önce mümin sonra şair sıralamasına dikkat ettiğini teyit eden şiirler karşılıyor bizi.
“sevgili peygamberim (ben hep sevgili diye eklerim) oturunca yakınında / serçeler sabahlamanın adı olur artık çöl de bir renktir” (s.9)

“Allah’a sığınıp Allah ile birlikte uykuda ya da uyanık / dünyaya çarpan nefesiyle düşmana peş peşe attığı tespih” (s.21)

Coğrafyası sınırsız şairlerden Meryem Kılıç. Bir bakıyorsunuz Anadolu’da Mehmetçik’e selam yolluyor; (bayrağın serin suyunda yarasının iyileşmesini bekleyen asker / selin ortasında bulutlu kayanın üzerindeyim, öyle) bir de bakıyoruz mazlum bir coğrafyada soluklanıyor; ( önce Selahaddin Eyyubi söylesin tekrar edelim biz / Kudüs’ desin Kudüs! Diyelim önce! desin biz öyle hep beraber)

Kitaptaki imgelere baktığımızda şiirler üzerindeki emeğin havasını yakalayabiliyoruz. Şiiri geldiği gibi değil de iç dünyasında onardıktan sonra kuran bir işçilik sezinleniyor.

“hızlı akan şeritlere karışacak kadar gencim / kenarındayım küflü tuğlaların yavaşlamak nedir bilinmiyor”

Meryem Kılıç’ın şiirinin birinci kahramanı kendisi. Önce kendisine sesleniyor şair. Birinci tekil şahıstan dünyanın ortasına gönderilen çoksesli şiirleri okuyoruz.

“hızlandım evcil kuşlar çınlamaya başladı” (s.36)

“uyanmak nedir bilmedim dünyada, bunu hep söylemek istedim” (s.18)

“dünyadan mı bahsedeyim ya da bendeki dünyadan / kaç yıl yaşamışım kapısına gidene, bilmem ne kadar?” (s.8)

Kitaptaki “Şiir” adlı metin Meryem Kılıç’ın poetika hissiyatıyla kaleme aldığı bir yazı. Şairin izlediği yolu ve yol ışıklarını gösteren bir samimiyete sahip olan bu metinde şiirinin kilidini sunuyor bize Kılıç.

“politik şiir yazamam.
yol çizgilerinde gördüklerimin akılda kalan birtakım hesapları var. çiçek yetiştirmenin. harbin de bir kuralı. çeşmeden saatin aktığı haberi var çünkü…”

Bunlar sadece küçük ipuçları. Gerisi Kafes Kesiği’nde. Şairin yolu, bahtı açık olsun.

“sen görüyor musun küçük kesik kafesi? / bana da haberini / eriyen madeni kuş olmaya hazır / duruyor olmamı burada”