Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2396.10
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Mart 2021

HDP'nin Emperyalistlerle Dansı

Emperyalist-Sömürgeci ülkeler, Milli Mücadelemizdeki adlarıyla “müstevliler”, ABD, AB ve bunların gerilerindeki “Beynelmilel Siyonizm” uzun yıllardır Kürt kartına oynuyorlar.

Hedefleri İsrail kuklası ve İslam’la sorunlu bir Kürt Devleti oluşturmak.

Bu gayeyle "Türk Solu"yla paslaşıyorlar.

Mayası itibarıyla "Türk Solu" bu göreve iştahlı ve teşne.

PKK, zaten bizatihi “Türk Solu”nun eseridir.

1960’larda Türkiye İşçi Partisi, bir tek Kürt’ün olmadığı salonlarda “Kürdisite” çalışmaları başlatmıştı.

PKK'nın kurucu kadroları Türk kökenli kişilerdi. Yani “Türk Solu” idi. Mahir Çayan sempatizanı örgütlerdendiler. Çoğunlukla Kürt değildiler.

Abdullah Öcalan, Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’la Dev Genç'i kuran kadroda birlikteydi.

“Türk Solu”nun önemli ismi Yalçın Küçük’e göre; "Kürdizm, yükselen ‘sol’ hareketin planlı çocuğudur.”

Demokratik yollardan iktidar umudu olamayan “Türk Solu”, hesaba göreKürtleri terörize ederek iktidara tırmanacaktı.

"Türk Solu"nun iktidar olmaktan gayesi, Türkiye’ye ve Kürt insanına fayda sağlamak değildir.

"Türk Solu"nun tek amacı vardır: “İslam’ın canına okumak!”

PKK’yı pimi çekilmiş bomba gibi Türkiye’nin kucağına bırakan işte bu “Türk Solu”dur.

"Türk Solu", halen daha PKK’ya “Sakın silah bırakmayın, ne aldınız da silah bırakıyorsunuz” mesajları göndermekten geri durmamaktadır.

“Türk Solu”nun kalkıştığı bu macera, 50 bih Türk ve Kürt’ün canına, 400 milyar dolar da ekonomik kayba mal oldu.

“Türk Solu”nun partnerleri emperyalistlerin hesaplarıysa;

Orta-Doğu'yu bir kez daha, fakat bu kez iliklerine kadar sömürmek, bunun için de Kürtleri kullanmaktır.

Kürtlere; Afganistan'a, Irak'a yaptıklarını yapacaklardır.

Bunlar Irak'a, Afganistan'a ve gittikleri her yere, bağımsızlaştırmak(!), özgürleştirmek(!), demokratikleşmek(!) bahanesi ile gitmediler mi?

1 milyon Iraklıyı öldürerek ebedi olarak(!) özgürleştirmediler mi?

HDP, İsrail kuklası çakma bir devletin çakma iktidarı olma peşindedir.

HDP, Kürt canı üzerinden iktidara sıçrayıp Kürt kanı üzerinde vicdansızca horon tepecektir.

Ateist, Marksist-Leninist HDP, Müslüman Kürtleri, Uygurlar gibi, Iraklılar gibi, Afganlılar gibi, Kuzey Koreliler gibi esaret altına alacaktır!

İsrail kuklası Kürt Devleti eliyle, bölgede Türk, Arap, Kürt, Acem birbirine girecek, Haçlı-emperyalistler tekrardan bol silahlar satacak, Müslüman petrolüne çökecek, petro-dolarları kasalarına aktaracak, ceplerini ve midelerini bir kez daha şişireceklerdir.

HDP’nin, başını emperyalistlerin omuzuna dayayarak yaptığı dans ve valsin anlamı budur.

***

Kadın cinayetleri arttı mı?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kadın cinayeti verilerini "1 milyon kişi başına kadın cinayeti oranları; Dünya 13 kişi, Avrupa 7 kişi, Türkiye 3,8 kişi olarak açıkladı.

Soylu; “Sorumluluğumuz, şiddetin her türlüsüyle mücadele etmektir. Türkiye, mücadelesiyle dünya ülkelerine örnek olacak" dedi.

Ünlü bir gazeteci, medyanın gücü için;

“Bana 2 televizyon, 2 gazete verin, Türkiye’de bir katiller ordusunun her gün sokaklarda insanları öldürdüğüne bütün halkı inandırayım. Bir gün içinde işlenen adi cinayetleri haberlerde arka arkaya vereyim, o gün 10 adam öldürüldüyse bir katliam çıkarayım” demişti.

Son yıllarda kadın cinayetlerine medyanın farkındalığı o kadar arttı ki, bu konuya odaklanılması sanki dünyanın başka yerlerine nispetle Türkiye’de kadın cinayetlerinde patlama yaşanıyormuş gibi bir kanaat, bir atmosfer oluştu.

Bu atmosfer hak etmediği halde ülkemizin ve milletimizin itibarını zedeliyor, sanki birilerinin de ekmeğine yağ sürüyor.

Sayın İçişleri Bakanının ortaya koyduğu verilere göre bu yüz kızartıcı suçta, zannedilenin aksine en önlerde olmadığımız görülüyor ve bir nebze yüreğimize su serpiyor.

Gerçekte hem toplum, hem devlet, yürek burkan, yürek yakan bu sosyal kansere çözüm arıyor ama ne yazık ki sihirli bir çözüm bulunamıyor.

Bu namertlere, bu canavarlara çok daha caydırıcı cezalar, çözümler bulmamız gerekiyor.

Gönül ister ki bu 3,8 oranı da hiç olmasın, her yıl daha daha düşsün, Türkiye kadına şiddeti sıfırlayan dünyada ilk ülke olsun.

Kadına şiddetin aslında Türklükle de, İslam’la da hiç bağdaşır yönü yok.

Umulur ki, kadına şiddet acilen sıfırlansın.

Ancak çözüm, yaranın, kaşınması ve kanatılmasından nemalanan, her şiddet olayında yaygara, çığırtkanlık istismar yapan LGBT ve benzerleri eliyle olmayacak, aklı selimle olacaktır.