Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Nisan 2014

HÜR KALEMİN ÇİLESİ

Tefekkür derinliğinde yoğrulup, yorucu bir yolculuğa çıkan fikri insanın; en heybetli lisanı, en kıymetli savaşı, en korunaklı savaşçısıdır. Cemil Meriç; "Başlıca işim düşünmek ve düşüncelerimi cemiyete sunmaktır" diyerek kalemine tefekkür dünyasını hibe ederken Necip Fazıl, çile ile fikri birlikte zikreder. u00c2kif'in mısralarında toplum için çekilen mütemadi bir sancının ayak seslerini duyarız. Fikir ikliminin derinliğinden dolayı "uygarlık savaşçısı" olarak anılır Sezai Karakoçu2026 Fecr-i Ati döneminin "sanat şahsu00ee ve muteberdir" görüşünü benimseyen kimi sanatçıları bile zaman zaman hayal dünyalarının hüzün yüklü sahrasından uzaklaşarak hak-hakikat aralığında bir sayhaya emanet ederler kalemlerini. Sanatın siyasetten uzak tutulması gerektiğini iddia eden ve bu görüş etrafında birleşen kimi aydınlar, millu00ee edebiyatın sinesinde bulurlar süreç içinde kendilerini.

Yolculuğuna edebu00ee çizgide başlayan ve fikir kavgasının nezaketten sıyrılan tarafından usanan insanına gökyüzünün, kuşların, çiçeklerin, sevdaların, masalların, hülasa hayal dünyasının nahif üslubunu armağan eden bir yazarın fikru00ee babda değişim ve dönüşüm yaşayabilme, daha nazik bir tabirle zaman zaman toplumsal gerçeklere temas etme ve gündem noktasında "kendi doğrularını" arz etme ihtiyacı içine girme ihtimali, daima ıraktır okurdan. Kalemin yazmaya muhtaç olduğu ve ancak yazarak teselli bulabileceği kimi mevzular okur tarafından, yazarın siyasallaşması olarak değerlendirilir ve genel bir duruşla buna tepki gösterilir.

Okur, karşısına daima bahar lisanının rakik rayihasıyla çıkan yazarı hassas bir yapıya yerleştirebilir; onu, letafet dairesi içerisinde görürken arzular ki sadece hayal ülkesinin kırılgan kelimelerini sunsun yüreğine; "arayıp da anlatamadığım buydu" dedirtsin her seferinde.

Bırakın kendisine muhalif bir inancı, ideolojiyi, siyasi görüşü; kalbine muvazi bir yapıyı desteklediğinde de edebu00ee çizgisinden sapan yazar(!), ürperir, irkilir, sınırlarından çıktığını düşündüğü kalem hakkında kaygı besler ve ruhundaki bu lirik tahribat onu, farkında olmadan tahakküm uygulayışına kadar götürür. Elbette okur yazıcının kendisine o güne kadar yansıttığını bir vaat olarak yorumlayıp, kalemini, ruhuna gösterilen büyülü dünyaya hapsetme ve okuduğu müddetçe hep aynı noktada görmeyi dileme hakkına sahiptir fakat bilinmez ki tam da burada kalemin kalp ile savaşını başlatır.

Ucu bir teze, bir görüşe, siyasu00ee fikre dokunsa da inandıklarını savunma ihtiyacı hisseden yazara iki seçenek sunulur;


Ya okurun kalbini kırmamak adına onda halk ettiği kristal şehre fikir yolcusu sokmayacak ve ismine uysal bir ifadeyle "kalem mazisine vefa" diyerek gördüğü yanlışlık ve çarpıklıkları öteleyecek; ellerinin bir tarafını susturarak yazmaya alışacak -ki bilinmez nerede, ne zaman bir infilak yaşayacak...

Yahut savunduklarının bir gün farklı bir sahada seyredebileceği fikrini açık tutarak doğruları/nı yazmasının siyasi bir çaba olmadığı hususunda bir de ikna yoluna giderek "önyargı için bile olsa" nafile bir çabayı adımlayacak kelimelerinin yanındau2026 Fakat her şeye rağmen burada, kendisine ikram edilenin hakkını vermiş olmanın huzurunu duyacaku2026

Unutulmamalıdır ki; yazıcı ile kalem arasına girmek, inandıklarını arz etme ihtiyacı hisseden bir lisanı inandıklarından, dahası inandıklarını söylediğinden dolayı kısıtlama altına almaya çalışmak ona yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Böyle bir durum, istem dışı da olsa, hür kalemin esaret altına alınmasından başkası değildir.

Biz yine de yazımızı şiirsel bir dua ile bitirelim;


"Bana bir izah bahşet Rabbim! Kalbimin hudutları incinse bile, kimse ondan incinmesin!"

Selam ile.