Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2402.40
BIST 100
10048.44
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Eylül 2013

Işık Hadisesi

"Işık Hadisesi", evliyalar diyarı Tillo (Aydınlar)'da dün tekrar yaşandı. Haftalardan beri merak ve heyecanla bekleniyordu. Siirt'teki bu olay bakanların, milletvekillerinin, ilim adamlarının, gazetecilerin ve bütün halkın gözü önünde yeniden gerçekleşti. Peki olayın mahiyeti nedir?

Başta Marifetname olmak üzere diğer eserleriyle ilim, tasavvuf ve fikir aleminin seçkin ismi olan Erzurum Hasankaleli İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo'da hocası İsmail Fakirullah'ın 1734 yılında vefat etmesinin ardından çok üzülmüş ve "Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim." diyerek kolları sıvamış. Hocasına yan tarafında bir kule bulunan bir türbe ve Tillo'nun yaklaşık 2,5 kilometre uzağında bir tepe üzerinde taş bir duvar yapmış. Her yıl

geceyle gündüzün eşit olduğu (ekinoks) 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde doğan güneşin, duvarın ortasında bulunan pencereden süzülen ilk ışınları, kuledeki aynaya yansıdıktan sonra ışığın kırılması yöntemiyle pencereden türbeye ve oradan da İsmail Fakirullah Hazretleri'nin başucuna doğmaya başlamış. Bu muhteşem düzenek, 1960'lı yıllarda yapılan restorasyonda, pencerenin yerinin değişmesi sonucu bozulmuş ve ışık hadisesi kaybolmuştu. 2011 yılında değişik üniversitelerimizden davet edilen bilim adamlarının çalışmalarıyla yeni bir pencere açılarak bu hadise tekrar hayata geçirilmişti.

Bu konu elbette çok önemlidir. Bir talebenin hocasına olan büyük hürmeti ve sevgisi yatıyor altında. Aslında Hocasının şahsına ilme olan büyük bağlılık, muhabbet, sadakat ve inanç dikkat çekiyor. İlle de "öğretmenler günü" kutlanacaksa batı menşeli değil, bizim gerçek günümüz olmalıdır. Mesela bu iki günden biri yani 21 Mart veya 23 Eylül öğretmenler günü seçilebilir. Hatta 23 Eylül olması, okulların açılmasına tesadüf etmesi bakımından da çok anlamlı olur.

"Yüksek Ruhlar" beldesi olarak bilinen Tillo, inanç turizmi bakımından son derece büyük bir değer taşıyor. İbrahim Hakkı Hazretleri şüphesiz büyük bir alim. Hocası İsmail Fakirullah Hazretleri de Osmanlı padişahlarının hürmet ve muhabbetini kazanmış gönül erenlerindendir. Sultan Memduh ve Divan'ı olan diğer şair, alim, fazıl ve mutasavvıflar bu topraklarda yatıyor.

Türkiye'nin en önemli meselelerinden biridir "Işık Hadisesi". Çünkü Doğu'yu bir tutan, ayakta tutan, zinde tutan en büyük güç inançtır, dindir. Dolayısıyla İbrahim Hakkı, İsmail Fakirullah, Sultan Memduh ve Veysel Karani Hazretleri gibi bölgenin maneviyat öncüleri toplumun moral kaynağıdır, şevk unsurlarıdır. Şayet herkes üzerine düşen görevi yaparsa İbrahim Hakkı Hazretleri ikinci bir Mevlana, Tillo ikinci bir Konya olabilir. Geçmişte bölgenin manevi gücü ve nüfuzu önemsenmiyordu, bugün şükürler olsun ki, bu idrak var.

Büyük bilge ve mutasavvıf İbrahim Hakkı Hazretleri, 1703'te Erzurum Hasankale'de doğdu. Babası Derviş Osman, annesi ise Şerife Hatun'dur. Eğitimini Hasankale, Erzurum ve Siirt'in o zaman kasaba olan Tillo ilçesinde yaptı. Genç yaşta Türkçe, Farsça ve Arapçayı öğrenerek şiir yazacak seviyeye erişti. Kadiru00ee tarikatına intisap etti. Şeyhi İsmail Fakirullah Hazretleri tarafından kendisine hilafet verildi. 1738'de Hacca gitti. 1747'de Padişah I. Mahmud'un daveti üzerine İstanbul'a geldi. Görüştüğü padişahın büyük ilgisi ve hürmetiyle karşılaştı, Saray Kütüphanesi'nden istifade etti. Sultan I. Mahmud, kendisini müderrislik yapmak şartıyla Erzurum yakınlarındaki Abdurrahman Gazi Zaviyedarlığı'na tayin etti. Bu görevi esnasında ilmu00ee çalışmalarını sürdürürken bir yandan da Erzurum camilerinde vaizlik yaptı, halkı irşat etti.

İbrahim Hakkı Hazretleri, ilk eseri olan İlahiname adlı divanını 1754'te kaleme aldı. Daha sonra İslam-şark klasikleri arasına giren Marifetname adlı meşhur eserini tamamladı. 1768'de yaptığı ikinci Hicaz yolculuğu esnasında Halep, Şam, Mekke, Medine, Kudüs ve Mısır'da dönemin meşhur alimleriyle görüştü, onlarla fikir teatisinde bulundu. Haziran 1780'de Tillo'da rahmet-i rahmana kavuştu ve mürşidi İsmail Fakirullah için yaptırdığı türbesinin yanına defnedildi.

İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli muhteşem eseriyle tanınır. Orijinal nüshası Tillo'da bulunan bu muhteşem eserin bugüne kadar pek çok farklı baskısı yapıldı. Diğer eserleri İlahiname, Marifetname, İrfaniyye, İnsaniyye, Mecmauatü'l-Meanu00ee, Tuhfetü'l-Kiram, Nuhbetü'l-Kelam, Meşarikü'l-Yu00fbh, Sefine-i Nu00fbh, Kenzü'l-Fütu00fbh, Definetü'r-Ru00fbh, Ru00fbhu'ş Şuru00fbh, Ülfetü'l-Enam veUrvetü'l İslam'dır.

Marifetname ve İbrahim Hakkı hakkında pek çok tez yapıldı, biyografiler ve monografiler yazıldı. Bunlar arasında en çok dikkat çekeni Selma Karışman'ın Ötüken Neşriyat'tan çıkan İki Düşünce İki Dünya (Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Adam Smith) adlı eseridir ve ESKADER Ödülü'ne layık görülmüştür. Marifetnamesi baştan sona ilim, hikmet ve maneviyat yüklü mısralar, satırlarla doludur. İbrahim Hakkı'nın "Açılır cümle perde / Derman erişir derde/ Mevla görelim neyler / Neylerse güzel eyler." mısraları ne kadar ferahlatıcı ve gam gidericidir. İbrahim Hakkı Hazretleri çağlar öncesinden "Ey dide nedir uyku gel uyan gecelerde / Kevkeblerin et seyrini seyran gecelerde" mısralarıyla bizi uyanışa davet ediyordu. Bugün o uyanışa ve dirilişe şahit oluyoruz. Bu vesile ile "Işık Hadisesi"ne sahip çıkan ve 25 Eylül'e kadar devam edecek olan 1. Siirt Kitap Fuarı'nı gerçekleştiren Siirt Valimiz Ahmet Aydın Beyefendiye çok teşekkür ediyorum.