Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Ekim 2019

İslâm dünyasını ABD’den kurtarmak

İslam (Türkiye/Anadolu hinterlandı) dünyası, hem ekonomik hem askeri olarak Batılı güçlerin zorbalığı altındadır. Özel olarak Suriye ise, başta ABD ve İsrail olmak üzere; Rusya, (İran), İngiltere, Fransa, … gibi güçlerin fiili (askeri) işgali altındadır. Uzaktan kumanda ile yönetilen (PKK/PYD, DEAŞ/IŞİD) terör örgütleri, artık yakından kumanda ile yönetilen terör örgütlerine dönüştüler. Bu örgütler, dış (Batılı ülkelerin) müdahalenin devamı için sürekli zemin oluşturuyorlar. Zaten yıllardır bundan başka bir işe de yaramıyorlar. PKK da DEAŞ da ABD istihbarat örgütleri başta olmak üzere, büyük emperyalist ülkelerin teşkilatları tarafından kullanılıyorlar.

ABD, her örgüt için askeri bir yapı kurmuş ve danışmanlık adı altına bu terör örgütlerini yönetiyor. Bu terör örgütleri de İslam dünyasına saplanan bir hançer gibi, sürekli yarayı kanatıyorlar. İslam dünyasının birlik olmasını, büyümesini engelleyen bir aparat olarak kullanılıyorlar.

Suriye (Esed) rejimi ise, kendi vatandaşları ile savaşıyor. Kendi insanını öldürüyor. Irak yine aynı durumda. Suriye, küçük İslam (Anadolu) dünyasını yansıtıyor aslında. Suriye’nin içinde olduğu bu vahim durum, başta Türkiye ve İran olmak üzere, diğer İslam ülkeleri için de büyük bir tehdit. Bütün İslâm dünyası büyük karışıklıklar yaşıyor. Ortada tam bir felaket durumu var. Ama, bu felaketten kurtuluşun çaresi de var. Çare, hem de tek çare, İslâm dünyasının doğal ve tek lideri olan Türkiye…

***

Neden Suriye’de savaşıyoruz?

Suriye krizinin ilk yıllarında, olayın daha fazla büyümemesi için, biz de Suriye’ye müdahaleye karşıydık. Zaman ilerledikçe müdahale kaçınılmaz olarak kapımıza geldi dayandı. Aslında biz Suriye’ye değil, Suriye bize müdahale ediyor.

Her şeyden önce Türkiye’nin bir beka (Türk-Kürt savaşı ile dış müdahale zemini) sorunu var. Türkiye, kapısına hatta evinin salonuna kadar gelen, yatak odasına (namusuna) doğru uzanmayı hedefleyen tehlikeyi bertaraf etmek için Suriye’dedir. Büyük tehlike her geçen gün asıl hedef olan Türkiye’ye daha çok yaklaşıyor. Aslında Suriye’yi de kurtarmak için Suriye’deyiz. Türkiye hem Suriye’yi hem de İslâm dünyasını işgalden kurtarmaya çalışıyor. Suriye üzerinden İslâm dünyasını, PKK üzerinden de Kürtleri kurtarmaya çalışıyor Türkiye. Suriye’yi ABD (İsrail) ve Esed rejiminden, Kürtleri de ABD (İsrail) ve PKK’dan kurtarmaya çalışıyor Türkiye. Bu gerçek, zamanla daha iyi anlaşılacaktır.

***

Kürt devleti ya da Kürdistan değil, büyük İsrail kuruluyor

Israrla, Türkiye’yi Kürtlerin düşmanı olarak göstermeye çalışan iç ve dış çevreler var. İçerde de dışarda da Türk-Kürt savaşı çıkartmak isteyenler var. Türkiye’nin Kürt devletini engellemeye çalıştığını iddia edenler var. Halbuki, Türkiye aynı zamanda bir Kürtlerin de devletidir. Hem de bütün Kürtlerin en büyük ve en son devletidir. Suriye üzerinden; İslâm dünyasının kalbinde, Kürt devleti değil, hatta PKK devleti bile değil, büyük İsrail kuruluyor. PKK ve yandaşları büyük oyunu görmüyorlar ve kendilerine ABD ve İsrail’in karşılıksız hediye bir devlet kuracağını zannediyorlar.

PKK, Kürtlerin beyninde bir urdur. Bu ur, ABD, İsrail hormonuyla büyüdükçe, Kürtler küçülüyor ve acı çekiyor. PKK, Kürtlere ve İslâm dünyasına acı getirmekten başka hiçbir işe yaramıyor. PKK, İslâm birliğinin önündeki en büyük engellerden biridir aynı zamanda.

Türkiye, PKK üzerinden, Kürtler kullanılarak oluşturulmaya çalışılan ABD eyaletine, büyük (Arz-ı Mevud) İsrail’e müdahaleye hazırlanıyor. Şüphesiz ki kısa vadede en az zararı ABD ve İsrail, en büyük zararı ise İslâm dünyası görecek. Ama, uzun vadede, İslâm dünyasının ABD (İsrail)’den daha büyük olduğu, Türkiye liderliğinde görülecektir. Suriye üzerinden tam bir İslâm birliği sağlanacaktır.

***

Suriye Kürtlerini PKK (ABD)’den kurtarmak

Misak-ı Milli demek, Türk-Kürt Birliği demektir. Türkiye, Fırat'ın doğusuna, Kürtleri PKK (YPG/PYD/SDG)'dan kurtarmak için gidiyor. Türk-Kürt birliği ve kardeşliği için gidiyor. Türkiye Suriye'ye; adalet, insan hakları, ... ve İslâm birliği için gidiyor. İslâm birliği önce, Türk-Kürt birliğinden geçer. Suriye sorunu; önce Türk-Kürt birliğini, sonra da İslâm birliğini oluşturacak en önemli kilometre taşı olacaktır.

***

Hedefimiz: Türk-Kürt Birliği üzerinden, Anadolu (İSLAM) Birliğini kurmaktır.

Özet olarak biz (Türkiye);

1. Beka sorunumuzu (Türk-Kürt Savaşı üzerinden Arz-ı Mevud’a gidiş) tamamen ortadan kaldırmak,

2. Kürtleri PKK’dan, Suriyelileri Esed rejiminden kurtarıp, Türk-Kürt (Misak-ı Milli) Birliğini sağlamak,

3. İslam (Anadolu) dünyasını ABD (İsrail, …)’den kurtarıp, İSLAM BİRLİĞİ’ni kurmak için Suriye’ye gidiyoruz. İşgalci değil, ADİL Kurtarıcı olarak gidiyoruz. Toprak işgal etmeye değil, gönülleri fethetmeye gidiyoruz. ALLAH yolumuzu açık etsin.

----------------------------

Cumhur İttifakı’nın Eş Başkanları (Erdoğan-Bahçeli)’nın tarihi sorumluluğu

Cumhur ittifakı (AK Parti, MHP, …), yani Erdoğan (AK Parti) ve Bahçeli (MHP), bu süreçte Türkiye’nin en büyük avantajlarıdır. 2. Kurtuluş Savaşı gibi bir süreç yaşıyoruz. İçeride ve dışarıda tam bir savaş veriyoruz. Cumhur ittifakının Eş Başkanları olan Erdoğan ve Bahçeli döneminde, bu tehlikeleri önemli ölçüde atlatmamız lazım. Erdoğan ve Bahçeli sonrası, Türkiye’yi (bu sorunlarla) bir arada tutmak çok zor olacaktır. PKK, FETÖ, ABD, İsrail, AB, … Akdeniz, Kıbrıs, EGE, İran/Irak, Suriye, … neredeyse sayısız sorun var. Türkiye bu sorunlara Erdoğan ve Bahçeli’nin eş başkanlığında büyük ölçüde kalıcı çözümler bulmalıdır. Eş başkanlar (Erdoğan-Bahçeli) sonrası; PKK, FETÖ, … mücadelesi etkili bir şekilde devam etmez. Yani bazı sorunlarla mücadele etmek, Erdoğan ve Bahçeli ile sınırlı kalacaktır.

**

Tekâlif-i Anadolu (Milliye) Emirleri

Türkiye büyük badirelerle kaşı karşıya kalacaktır. Özellikle ekonomik olarak, bizi çökermeye çalışacaklar. Gerekirse ERDOĞAN, Tekâlif-i Anadolu (Milliye) Yükümlülükleri uygulayabilir.

Tekâlif-i Milliye Emirleri, Kurtuluş Savaşı'nda ordunun ihtiyacını karşılamak için, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kendisine verilen yasama yetkisini kullanarak yayınladığı "Ulusal Yükümlülük Emirleridir." Gerekirse Gazi Mustafa kemal ATATÜRK’ün uyguladığı yöntemler gündeme gelebilir.

***

CHP’nin JönKaos konferansları

Gizli değil açık açık, göstere göstere; Jöntürk, Jönfetö, Jönkürt konferansları,… toplantıları, … yapılıyor sürekli. Hem Türkiye’de, hem ABD’de, hem Avrupa başkentlerinde. Tıpkı 100 yıl önceki gibi.

CHP yakın zamanda Türkiye’de, Suriye ile ilgili bir konferans düzenledi. Konferans tam bir rezaletti. Jöntürklerin 2. Abdülhamid’i devirmek için yaptığı toplantılar gibi. CHP, bu tür toplantıları Avrupa’da da Türkiye’de arttırarak sürdürecek gibi görünüyor. Zira hedef, Türkiye’ye yönelen tehlikeleri, tehditleri, … bertaraf etmek değil, ne olursa olsun Erdoğan’ı, yani 3. Abdülhamid’i devirmek.

100. Yılında, Cumhuriyeti parçalayan parti aynı zamanda Cumhuriyeti kuran parti olan CHP mi olacak? FETÖ; devlet, AK Parti, … ve CHP’ye sızdı, neler yaşandığını gördük ve yaşadık. Şimdi PKK da CHP’ye sızmış, hatta CHP’yi adeta işgal etmiş durumda. Neler olacağını zamanla göreceğiz. AK Parti FETÖ’den büyük ölçüde temizlendi ve kurtuldu. CHP, PKK (HDP)’dan temizlenip kurtulabilecek mi? Bunu zamanla göreceğiz.

CHP iktidarında, özerk PKK mı olacak yoksa Türkiye, Türkistan ve Kürdistan olarak 2’ye hatta daha fazla parçaya mı bölünecek?

PKK (HDP)’yı yönetenlerin, CHP’yi yönetenlerden daha zeki olduğu ortadadır. Çünkü PKK’yı yönetenler, aynı zamanda dünyayı yönetiyorlar. CHP’yi yönetenler ise, CHP’yi bile yönetmekten acizler. CHP’yi yönetenler, CHP’yi HDP üzerinden PKK’nın emellerine hizmet eder duruma getirdiler.

***

Kobani olayları nasıl başladı ve amacı neydi?

Aşağıda linkini verdiğim makalem, 6-7 Ekim 2014 olaylarından 13 gün önce yazılmış bir makale. Yani zamanın HDP’si olan DBP (Demokratik Bölgeler Partisi)’nin eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın başlattığı ve Türkiye’yi Suriyeleştirme isyanından 13 gün önce. Selahattin Demirtaş, ABD dönüşü düğmeye basmıştı. DBP (PKK) tarafından önceden planlanmış bir isyandı. ‘Batı’da Gezi Doğu’da Serhıldan, hedef Erdoğan’ stratejisinin en önemli parçasıydı. Kürtler, Selahattin’in provokasyonuna gelseydi, Türkiye Suriye’den daha beter duruma düşecekti. Yani Selahattin masum değil. Selahattin’in Kobani planları tutsaydı, Türkiye Suriye gibi parçalanacaktı. Demirtaş’a suçsuz diyen CHP ve Türk solu, hala Kobani olaylarından bile ders çıkartabilmiş değil. Hala Selahattin suçsuz, serbest kalsın diyorlar. Türk-Kürt savaşı çıkarmak istediler ama başaramadılar. Yine deneyecekler. Buna benzer bir isyanı PKK (PYD) Suriye’de zor duruma düştüğünde, yine deneyecekler. Türkiye Suriye’ye girdiğinde buna benzer bir isyan deneyecekler. Bu sefer, PKK’nın sızıp işgal ettiği CHP’yi de yanlarına çekmeye çalışacaklar. CHP, PKK’nın yanında asla ve asla yer almamalıdır. Spontane bir olay bile büyük felaketlere yol açabilir.

***

Yılın (2019) önemli uyarısı:

Özellikle MHP ve Vatan Partisi, kötü niyetli olmamakla birlikte, sürekli Kürdistan kavramını kullanıyorlar. Kurulmaya çalışılan PKK devleti bile değil, hele hele Kürdistan hiç değil. Kurulmaya ya da sınırları genişletilmeye çalışılan devlet (2. İsrail PKK devleti), Arz-ı Mevud hedefli büyük İsrail’dir. Kürt devletini engelleyeceğiz, Kürdistan’ı kurdurtmayız, Kürdistan rüyaları/hülyaları, … gibi söylemler, kavramlar, … ABD/İsrail örgütü olan PKK’ya hizmet edecek söylem ve kavramlara dönüşmemelidir.

Kürtlerin bir devlet arayışı ve derdi de yoktur. Kürtlerin tek devleti Türkiye’dir. Kürtlerin tek derdi, İslam dünyasının içinde bulunduğu kaos ve kargaşadan kurtarılıp, Türkiye liderliğinde bir İSLAM BİRLİĞİ’nin kurulmasıdır. Kürtler ırkçı değil, ümmetçidir. Bu tarih boyunca hep böyle olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır. Bugüne kadar İslam (Anadolu) coğrafyası daha fazla parçalanmadıysa; bu, Kürtlerin ümmet bilinciyle yaptığı büyük fedakarlığın sonucudur. Kürtler, tarihin hiçbir döneminde ırkçı (faşist) olmadı, gelecekte de ırkçı olmayacaktır. Dünyada İslam (Ümmet) ile dertlenen en büyük halk Kürtlerdir. Kürtlerin en büyük ve tek derdi İslam ve İslam dünyasıdır. Kürtler ancak İslam dinini bıraktığı zaman ırkçı olur. Bu da hiçbir zaman mümkün olmayacaktır. Kürtler kıyamete kadar İslam’a bağlı kalacaktır. PKK üzerinden; Türk-Kürt savaşının yolunu (ABD, İsrail, …) açarak, İslam (Anadolu) dünyasının doğal ve tek lider ülkesi olan Türkiye’yi parçalamaya çalışanları hayal kırıklığına uğratmak, ümmetçi Kürtlerin görevidir. Bu aynı zamanda Kürt halkının en büyük imtihanıdır. Türkiye de Kürtlerde sırat köprüsündedir.

Ayrıca, ulus-devletler çağının da sonuna doğru gidiyoruz. Dünya melezleşiyor ve yeniden imparatorluklar çağına doğru gidiyoruz. Yeni modern imparatorluk (Anadolu Milleti) üst kimlikleri kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktır. Bu gerçeğe göre stratejiler belirlemeliyiz.