Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.59
Gram Altın
2390.73
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Haziran 2020

Kedidir O Kedi!..

Soruyla başlayalım:

Gezi Olayları’nı “tertipleyenler”amaçlarına ulaşabildiler mi, ulaşamadılar mı?

Siyasi iktidarı yıkmak istediler ve yıkamadılar.

Buradan baktığınızda “Ulaşamadılar” denilebilir.

Hayır, ben bu görüşte değilim.

Gezi Olayları aşama aşama ilerleyen plânın önemli bir parçasıydı.

Oradaki tabloyu hatırlayın;

Bir yanda Kemalistler vardı, diğer yanda HDP çevreleri, çeşitli kıvamlarda “İslamcı” görünümlüler…

Ve özelliklede gençlik, “muhafazakâr takımı”nın uzun yıllardır ihmal ettiği, etmediklerinin bir bölümünü de “müteaahhit, projeci, goygoycu, trol” haline getirdiği gençlik.

Hatırlayın;

Organize ettikleri taraftar gruplarını, “Gezi Sanatçıları”nın etrafında topladıkları gençleri, onlara yaşattıkları heyecanları…

Ve “İslamcı Gençlik” fotoğraflarıyla öne çıkartılan “iftar sofraları”nı…

Vurdukları yer mânidardı:

“Sermayenin lüks iftarları değil, tevazu sofraları!”

Siyasi iktidarın üst, üst orta ve hatta orta kesimlerinde bu tepkiyi besleyecek manzaralar vardı nasılsa.

Nice “sonradan görme” kendinden geçmişti, Çukurambar’larda, İstanbul’un “yarı aydın takımı”na sabahlara kadar ev sahipliği yapan “nargile mekânlarında”, küçücük makamlara yüklenen çok büyük havalarda, kibirde gösterişte, yalakalıkta riyada bu “algı”ya uygun malzemeler vardı.

“Siyasi iktidar medyası” işin iyice cılkını çıkartmış, gazeteci takımı grup grup “yıkama yağlama” yarışına dalmıştı.

Menfaatleri elinin tersiyle itenler ya görmezden geliniyor ya da görmezden gelinemeyecek durumdalarsa, etiketleniyordu!”

O günlerde meydana gelen ve siyasi iktidarı epeyce sarsan Gezi Olayları ve sonrasında yaşananlar “Karizmatik Lider”in ve ona destek veren kahir ekseriyeti gariban kitlenin çabalarıyla aşıldı ama, bir “proje” amacına “önemli ölçüde” ulaştı.

Sonraki aşamalarda bu “proje”nin iyice olgunlaştırıldığını gördük.

“İttifak” her seçimde olgunlaştırıldı ve genişletildi.

Sonra sonra da, “siyasette” sonuç aldı bu “proje”, işte Rahmetli Fatih Sultan Mehmet Han’ın şahsında bütün ecdada, Anadolu’ya, şühedaya saygısızlık…

“Ben orada olsaydım, onun şeyine şöyle bir şey ederdim!” sedalarıyla moral bulanlar olabilir ama işin bu tarafı çok geniş bir kitlenin umurunda değil.

Siz, müziği açıp dışarının sesini bastırabilirsiniz ama bu dışarıda olan biteni etkilemez.

Kendi müziğinizi kendiniz dinlersiniz.

Siz, “Sandıklara sahip çıkamadık, hakkınızı helâl edin” derken, aslında ne söylediğinizi bilir misiniz?..

“Vatandaşın oyu onurumuzdur!” diyen bir anlayışın bu noktaya gelmesi, sıradan bir durum mudur?..

Değildir.

Birçok şey söyleyebilirim, birçok şey ama gereksiz olur; “metal yorgunluğu” daha doğrusu “mental yorgunluk” denilen her neyse, artarak devam ettiğini ifade etmek yeter!

Şimdilerde, birkaç “grup” tarafından organize edilen, gayet “reorganize” bir takım sosyal medya kampanyaları ve “Pandemi sürecini çok iyi yönettik”, “Yerli Savunma Sanayii’nde çok iyi yerlere geldik”, “Libya’ya ağırlığımızı koyduk” gibi dayanak noktaları ile bir şeyler anlatılmaya çalışılıyor ama…

Bunlar doğru ama…

Bu “müspet” işleri yapanların, bir yandan da “Eğitim ve Kültürde Maalesef İstediğimiz Durumda Değiliz!” demeleri, önümüze hangi tabloyu koymaktadır?..

Şu tabloyu:

“Siz ne yaparsanız yapın, ‘Kültürel İktidar’ sizin yaptıklarınızı kıymetsizleştirecek, aleyhinizdeki malzemeleri köpürterek algıyı istediği gibi şekillendirecektir!..”

Efendim; sözü daha fazla uzatmayacağım.

Son vakitlerde olan bitenlerin, teker teker saymak istemediğim “tezgâh malzemeleri”nin ustalıkla sahneye konuluşunun “mânâsız” olmadığı açıktır.

“Bir erken seçimle veya başka bir şekilde gidecekler!” mesajıyla ifade edilenin ne olduğunu geçtiğimiz günlerde katıldığım canlı yayında bir “Gezi Destekçisi” açık etti.

“Erken Seçimle” gitmek açık…

“Başka biçimde gitmek” meselesi, “Siyasi İktidarı İstifa Ettirmek”miş!..

Bunu gerçekleştirebilmek için neler yapmayı plânlıyorlardır sizce?

“Süreçten” daha fazla nemalanmayı düşünenler, “gruplar halinde” kendi müziklerini çalarak “sesleri” bastırmaya devam edebilirler.

Ve o meşhur “YerliFilm”in

“Kedidir O Kedi” repliğini rehber edinebilirler!..

“Siz yine de İkinci ve İyice Olgunlaştırdıkları” bir “Yeni Gezi”yi “ihtimal dışı görmeyin” desem de ısrarla…

Onlar hâlâ kendi “dar” dünyalarında!..