Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.63
Gram Altın
2392.62
BIST 100
10179.81
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Ağustos 2023

​Kerbelayı an(mak)lamak

Hz. Hüseyinin şehadeti ve kerbela olayı İslam tarihinde kuşkusuz önemli bir sayfadır.

Dinî ve siyasî gerekçelerle Emevi iktidarına karşı bir duruş sergilenmiş, söz konusu duruş nedeniyle etkisi yüzyıllarca sürecek bir miras bırakılmıştır.

Bu miras İbrahim ve oğlu ismail’den gelen. Direniş, özgürlük ve evrensel değerler adına verilecek mücadelenin Fragmanı olacaktı.

Bu fragman, insanlık tarihinin şahit olduğu/Olabileceği en acı olaylardan birisidir. Müslümanların bilinçaltına, seçilmiş ve transfer edilmiş bir travma olarak kazınmıştır.

İslam tarihinde sosyal ve siyasi sonuçlar ve gelişmelere sebep olan bu hadise Kısa vadede, Emevî yönetimine karşı duranların sayısının hızla artmasına, bu çerçevede Mekke-Medine gibi şehirlerde çok sayıda isyanın çıkmasına ve Emevi yönetimine son verecek olan Abbasî hareketinin güçlenmesine sebep olmuştur.

Uzun vadedeki etkisi ise Şiî düşüncenin güçlenmesine ve bu düşünceye yakın birçok dinî-siyasî mezhebin ortaya çıkışına kaynaklık etmiş olmasıdır.

Şunu bilmemiz gerekir ki Hz. Hüseyin’in öldürüldüğü Kerbela hadisesi bir sonuçtur. Kerbela’nın öznesini ve sebeplerini sağlıklı bir şekilde irdelemeden, Kerbela’yı doğru okumak mümkün değildir.

Öncelikli olarak yapılması gereken, Hz. Hüseyin’i anmaktan anlamaya geçmektir. Hz. Hüseyin anılmayı değil, anlaşılmayı ve örnek alınmayı beklemektedir. Bu çerçevede, Hz. Hüseyin’in dinî-siyasî görüşlerini, Yezîd b. Muâviye’ye hangi gerekçelerle biat etmediğini ve tüm uyarılara rağmen onun neden Kûfe’ye gittiğini anlamadan Kerbelâ hadisesini sağlıklı bir şekilde anlamak, zikredilen olaydan doğru dersler çıkarmak mümkün değildir.

Bugün İslam coğrafyasının İran, Irak, Lübnan, Yemen, Bahreyn, Azarbaycan ve Türkiye gibi muhtelif yerlerinde Kerbelâ’yı anma etkinlikleri yapılmaktadır. Bu etkinliklerin; Ehl-i Beyt’in hatırlatılması, tanıtılması ve sevilmesinin yanı sıra, Hz. Hüseyin’e yapılan zulmü hatırlatma ve zulme karşı çıkma şeklinde ortak bir şuurun oluşmasına katkı sağlama gibi güzel bir yanı vardır elbet.

Kerbelayı anmak Hz. Hüseyin’in kişiliğine, fikirlerine, onun neden Kerbela isyanına giriştiğine ve Müslümanların birlikteliklerinin zorunluluğuna dikkat çekmek demektir aynı zamanda.

Hz. Hüseyin’in merkezinde bulunduğu Kerbela olayını bir kesimle özdeşleştirmek ve Kerbela üzerinden farklı mezhep mensuplarını ötekileştirmek, İslâm’ın asli verileri ile çelişmektedir. Kerbela’nın yaşandığı dönemde, bugün Kerbela’yı tekellerine almaya çalışan Şia-Alevilik ve Kerbela üzerinden dışlanmaya çalışılan Sünnilik gibi kavram ve oluşumlar henüz yoktu. Zira Hz. Hüseyin sadece belli bir kabile, mezhep ya da siyasî oluşum adına ya da bu yapılar için mücadele etmemiştir.

Hz. Hüseyin Aziz İslamın, Muhammedi İslamın liyakatın,Hak ve hakikatın hakim olması için bir duruş sergilemiştir

Kerbela’da Hz. Hüseyin’i öldürenler, kendi egemenliklerinin önünde engel tanımadıkları için onu öldürmüşlerdir. Öyleyse, despotların canına ot tıkamak için, sorumluluk bilinci ile desteklenen özgürlüklere ve sağlıklı demokrasiye ihtiyaç vardır. Sağlıklı demokrasi, hukukun üstünlüğü bilincinin toplumun tüm kesimlerince benimsenmesi ve etkin kılınması; adaletin etkin olması ve insan haklarına riayet ancak yeni Kerbelaların oluşmasını engelleyebilir.

Doğru bir Tarih bilgisi ve bilinci, geçmişi doğru anlamaya imkan sağlar. Müslüman dünyadaki sosyal ve siyasi sorunların önemli bir kısmı, tarih bilgi ve bilincindeki eksiklikten kaynaklanmaktadır.

İslam Coğrafyalarında özellikle son iki asırda ortaya çıkan zihin yarılması, ya geçmişin kutsallaştırılmasına, ya da yok farz edilmesine sebep olmuştur.

Şuna kesinlikle inanmalıyız ki; Kutsallaştırmakla, yok farz etmek arasında fazla bir fark yoktur. Her iki durum da, geçmişin doğru anlaşılmasını güçleştirir.

Geçmişi doğru anlayamayanlar, onun ağırlığı altında ezilmeye mahkum olurlar.

Tarihimizi ve Kerbelayı doğru anlayabilirsek, ondan gerekli dersleri çıkartma imkanına kavuşabiliriz.

Sağlam ve güvenilebilir bilgiyle, kendi geleceğimizi inşa etmek için harekete geçmemiz gerekiyor. Sadece yaşanmış acıları anarak bir gelecek oluşturulamaz.

Müslümanlar Kerbela’yı ve Günümüzde küreselleşmiş Emevi ve Yezidi mekanizmayı doğru okumayı başaramazlarsa, İslam dünyasının her yeri Kerbela haline gelebilir.