Dolar (USD)
32.21
Euro (EUR)
35.14
Gram Altın
2475.36
BIST 100
10211.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Şubat 2017

Kürtler referandumda ne yapacak?

Bütün saldırılara, burun kırma, bacak ısırma, saç çekme gibi cinnet hallerine ve engellemelere rağmen TBMM'de tarihi ve kritik eşik geçildi. Söz de karar da sandık da artık milletin. Bu millet oldum olası da sandığı hep sevmiştir, sandığa büyük oranda katılım göstermiştir.

Tarihin yeniden yazıldığı ve yeniden yapıldığı çok kritik ve riskli süreçlerden geçiyoruz. Her taraftan saldırıyorlar. Yüzyıl sonraki hesaplaşma çok büyük. Büyük doğumların habercisi olan büyük sancılar yaşanıyor. Sakın ha bunu basit bir anayasa değişikliğine ilişkin bir referandum olarak görmeyelim. Irak'taki, Suriye'deki, Filistin'deki bütün mazlum ve mağdurların gözü, yüreği ve umudu Türkiye'dedir. Türkiye ümmetin umudu ve kalesidir. Bu kalede açılacak küçük bir gedik, emin olun büyük felaketler getirecektir.

TAHMİN YÜZDE 55 CİVARI

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimiyle yaşanan tarihi ihanet ve ortaya çıkan "beka sorunu", Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortaya koyduğu cesaretli ve dirayetli duruşla yaşanan "güçlü lider, güçlü yönetim" olgusu, Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığına desteği 10 puan daha artırmıştır. Yapılacak olan referandumda "evetli" yüzde 51 "Anayasal meşruiyeti", yüzde 61 "çoğulcu demokrasiyi", yüzde 71 de başta CHP, HDP gibi "hayırcı cephelerin tamamen iflasını" getirecektir. Buna karşılık "Yüzde 49.9'luk" bir evet oyu ise girdiği tüm seçimleri açık farkla kazanan Ak Parti'de büyük bir moral ve prestij kaybı yaratacaktır.

Türkiye geneli referandum sonuçlarına ilişkin "evetli" tahminler yüzde 52 ile yüzde 60 arasında gidip gelmektedir. Evet'lere ilişkin "ortalama tahmin" ise "yüzde 55"civarlarında. Bu oran Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Doğu ve Güneydoğu'da ise "yüzde 42'ler civarında" gidip gelmektedir. Ancak iyi bir kampanyayla bu evet oranı yüzde 50'lere yükselebilir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin önünü açan Anayasa değişikliği 21 Ekim 2007 yılında "yüzde 69 ile kabul" edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 10 Ağustos 2014 yılında "yüzde 52" ile seçilmişti.

GÖZLER MHP TABANI VE KÜRTLERDE

Görünen o ki cephe yine büyük oranda "Erdoğan taraftarları ve yeminli Erdoğan düşmanları" olarak ikiye ayrılacaktır. Yandaş ve hain sıfatlandırmaları havada uçuşacaktır. Ak Parti tabanının "kahir ekseriyetinin" sandığa gidip "Erdoğan ve başkanlık" diyeceği, CHP tabanının "kahir ekseriyetinin" ise asla ve kat'a, yani " hayır" diyeceği tahmin edilen önümüzdeki referandumda sonucu doğrudan belirleyecek olan, bir birine zıt duruşları olan MHP tabanı ile Kürt kökenli vatandaşların oyları olacaktır.

MHP tabanının, muhalifler ve Bahçeli taraftarları diye ikiye bölündüğü, Bahçeli muhalifi kısmının MHP'nin yeni sistem değişikliğiyle Ak Parti içerisinde eriyip gideceği çekincesiyle "Hayır" diyeceği, öbür kısmının da CHP ve HDP'nin hayır dediği bir değişikliğe aynı safta durmamak, Beka tehdidinin farkına varmak, Bahçeliyi de sırtından vurmamak saikleriyle "Evet" diyeceği tahmin edilmektedir.

Kürt oylarını da HDP'nin kararından şaşmayacak kemik oyları ve bunun dışında kalan diğer Kürt oyları diye ikiye ayırdığımızda, özellikle Kürtlerin yoğunlukta olduğu Doğu ve Güneydoğu da yapılacak sistem değişikliğinin içeriğini bilmeyen, kararsız olan çok ama çok insan var.

"7 Haziran seçimlerini alıp koyalım yan tarafa tarihi örnek diye." Sistem değişikliğini teknik ayrıntılarından ziyade, toplumsal barışa getirisini, götürüsünü millete iyi anlatıp, lehe veya aleyhe olacak şekilde Kürtleri ikna eden cephe puan kazanacaktır. "Anayasa değişikliğinde Kürtler yok", "Değişiklikle diktatörlük geliyor," "Türkün de Kürt'ün de derdine çare değil" şeklindeki propagandalar yoğun bir şekilde işlene işlene algılara dönüştürülüyor, algılar da basın ve yayın kanalıyla kanaatlere evriliyor. Ondan sonra da değiştirebilene aşk olsun.

KÜRTLERİN ROTASI ERDOĞAN

Özellikle Güneydoğu'da ve Doğu Anadolu'da, PKK tarafından sivil yerleşim yerlerine taşınan çukur ve barikat savaşları sonrasında, yüzyılın en acı psikolojik, sosyal, ekonomik tahribatını ve trajedisini yaşayan Kürtlerin büyük kısmı HDP'ye kızgın ve duygusal kopuş noktasında.

Kızgın ve duygusal kopuşa giden Kürtlerin bir kısmı siyasi rotalarını Ak Partiye daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vicdani, insani ve İslami karakterine çevirmiş olsa da bölgede elde edilen bu psikolojik üstünlüğü kaybettirecek "provokatif girişimler veya hatalar" doğrudan referandum sonuçlarına etki edecektir.

AK PARTİ'DE AYKIRI SESLER

Eğri otursak da doğru konuşacağız, hamaset ve dalkavukluk yapanlardan olmayacağız. Böyle kritik ve riskli zamanlarda en büyük erdem ve ahlaki sorumluluk doğrularda destekleyici ve cesaret verici, yanlışlarda uyarıcı ve eleştirel olmaktır.

Bazı Ak Parti üst yönetim kadrolarının, "resmi dille beraber olsa dahi anadilde eğitim ülkeyi böler, talep edenler de bölücüdür" şeklindeki beyanları; "sınırlarımızda PKK, PYD oluşumu veya ABD-İsrail kukla devleti istemiyoruz" kavramları değil de "sınırlarımızda Kürt oluşumu, Kürt devleti istemiyoruz" şeklindeki Kürt düşmanlığı olarak yanlış anlaşılan ifadeler, Ak Partinin tüm seçim beyannamelerinde "herkes Türk'tür" şeklindeki vatandaşlık tanımının "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı" olarak değiştirileceği vaat edilmesine rağmen "Ak Parti'nin vatandaşlık tanımıyla bir sorunu yoktur" şeklindeki yanlış çıkışları referandumda kesinlikle Kürt oylarında hayırcı cepheye hizmet edecektir.