Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Şubat 2016

MESCİDİ AKSA'DAN 2

Geçe hafta Filistin halkının yaşadığı iki sorunu gözlemlerim eşliğinde anlatmaya çalışmıştım. Bu hafta ise konunun başka bir yönü olan algı bölümünü açıklamak istiyorum.

İsrail 2 büyük yalanı tüm dünyaya kanıksatmış durumda. Bu yalana bizlerde hemen inanmışız! Bu yalanın 1. si Müslümanları pasifize etmek için söylenmiş. Ne demiş İsrail "biz topraklarımızı para ile satın aldık, Filistinliler bu toprakları bize sattı." Özellikle Türkiye'de en İslami hassasiyeti yüksek kişiler bile Abdülhamit Han Filistin topraklarını devletin maddi durumu çok kötüyken bile satmamışken, İsrail'e topraklarını satan hain (!) Filistinliler algısı var. Ve ilginçtir bu algı Anadolu'nun hangi küçük kasabasına giderseniz gidin sizin karşınıza çıkıyor. Son ziyaretten sonra bana sorulan soruların başında da bu konu geliyor. "Filistinlilerin topraklarını sattıkları doğru mu?" Böyle bir yalana nasıl herkes aynı anda inanmış ve bu kuşaklara da sirayet etmiş şekilde devam ediyor bu sosyolojik bir konu.

Kesin olan şey de bunun bir yalan olduğudur. Eğer Filistinliler topraklarını satmış olsaydı 5 milyon insan mülteci olarak Ürdün ve Lübnan'da kamplarda yaşar mıydı? Bu yalana inanan kişiler madem para almışlar bu insanlar neden kamplarda yaşıyorlar diye hiç mi sormaz? Ayrıca topraklarını satmışlarsa bu kişilerin Filistin topraklarına girmeleri neden yasak olsun? Normal bir şekilde topraklarını satmış parasını almış olan bu insanlar akrabalarını ziyaret edebilir ve tekrar ülkeden ayrılabilirler. Oysa bu mültecilerin ülkelerine giriş hakları yok. Zira bu insanların topraklarına el konuldu. Eğer geri gelirseler bu topraklar gündeme gelecek. Bu konu hiç gündeme gelmemesi için bu insanların Filistin'e girmeleri yasak. Şu anda bu şekilde hiç ülkesini görmemiş milyonlarca Filistinli var. Mülteci kamplarında doğuyor burada büyüyor ve ölüyor.

2. yalan ise Batıya karşı söylendi. Ne denildi? "biz insansız topraklara yerleşiyoruz." Buna da batı inandı. İsrail artan nüfusunun ihtiyacı için yerleşim olmayan topraklarda yerleşim yerleri oluşturdu. Bu toprakları imar etti. Öncelikle Kudüs'te sadece Burak duvarının bulunduğu alanda Mağaribe mahallesinin tamamını yıktı ve bir alan açıldı. Birçok aile evlerinden atıldı. İsrail kendi helvadan putlarını yiyen Mekkeli müşrikler gibi koyduğu kuralları işine gelmediğinde uygulamamakta görünürde mükemmel kurgulanmış kanunları konu Filistinliler ve onların evleri olduğunda hemen rafa kaldırmaktadırlar.

Bu yalanlar meyvesini verdi. Şu anki yaşanan sorun, bu yalanlarda yalnızlaştırılan bir Kudüs ve Kudüs halkı var. Bir insanlık sorunu olan Filistin'de yaşanan soykırım sorunu önce Müslümanların sorununa indirgendi. Sonrasında Müslümanlar bu yalanlarla ve İsrail'den korktukları için Kudüs'ü sadece Filistinlilerin sorunu olarak görmeye başladılar. Filistinlilerin Kudüs'e girişleri yasaklanmasından sonra Mescidi Aksa Filistin'in sorunu olmaktan çıktı ve Kudüslülerin sorunu oldu. Ardından Kudüs'ü bölen İsrail'in "utanç duvarları" yapıldı. Bu duvarlar İsrail'in medeniyetini yansıtması açısından önemli bir göstergedir. Hizmet amacı ise Kudüs'te %78 Yahudi %22 Müslüman nüfus oranının oluşturulmasıdır. Bu sayede Kudüs tam bir Yahudi şerhi olacaktır. 1967 yılına kadar bu şehirde Müslüman nüfus %100' e yakındı.

Osmanlıdan sonra içine kapanan ve sadece kukla liderlerin kendi ikballerini korumak üzere oluşturulan işbirlikçi yönetimler ile sürekli bölünme, mezhep ve soy-boy kavgalarına gömülen Müslüman memleketlerin Kudüs sorunu ile ilgilenmeleri düşünülemez. Diğer bir hususta Türkiye'de yabancılara yapılan mülk satışları hem hükümet hem de finans çevrelerinden büyük alkış almakta. Ülkeye döviz girdisi var diye mutlu olunmaktadır. Oysa Filistinliler Kudüs'ü terk etmemek için topraklarını evlerini çok yüksek fiyatlar verilse de satmamakta direnmektedir. Akıbetleri evlerinin yıkılması olsa bile. Bunun yüzlerce örneği şu an hala Kudüs'te yaşanmakta. İsrail'in açıkladığı son planına göre 50.000 konut yıkılacak. Her yıl 2.000 konut yıkılması planlanıyor. Her yıkılan evin yerine ya İsrail yerleşim yeri oluşturuluyor ya da bir yerleşim yerinin parkı oluyor bu evler.

Unutmadan neye inanmamız gerekiyordu? Filistinliler evlerini ocaklarını bağlarını bahçelerini para karşılığı İsraillilere sattılar. Unutmayalımu2026 Unutturmayalımu2026 Kesin bilgi yayalımu2026(!) @CavitTatli