Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Kasım 2016

'Mesih'leştirilen Mustafa Kemal

Bu hafta her yazar gibi ben de Trump'ı yazmaya niyetlenmiştim. Çünkü orada hayret verici gelişmeler oluyor. Dolar basma yetkisinin bir ailenin tekelinde olmasına itiraz eden başkanlarının bile kellesini alan ve dünyaya nizamat vermeye kalkan yerleşik küreselci sistemin artık yeni sosyolojiyi okuyamadığı gerçeğiyle yüzleştik. Bu şaşırtıcı durum ABD'de yaşandı ve Amerikalılar 1963 yılından beri belki de ilk defa küreselcilerin planlarını tersyüz ederek kendi başkanlarını seçtiler. Dünyayı her geçen gün felakete doğru sürükleyen küresel finans oligarkları ile devletçi milli kanat arasında gerçekleşen bir çatışma yaşanıyor. Maç başladı ve ilk gol Trump'tan geldi. Bu çatışmanın daha da derinleşmesi ve hatta tüm Avrupa'ya sıçraması temennisiyle meseleyi burada noktalayayım. Ve ülkemize geri dönelimu2026

Bu yıl 10 Kasım anma törenleri bilhassa muhafazakar dindar kesim tarafından ilgiyle karşılandı. Bu bana göre daha şaşırtıcı bir gelişmeydi! Medya, Mustafa Kemalli Türk bayraklarının dalgalandığı ekranlarında törene geniş bir yer ayırdı. Mustafa Kemal'in ortak bir değerimiz olduğu yönündeki mesajlardan okullardaki anma törenlerine varana kadar Gazi'ye duyulan minnet dile getirildi. Diğer taraftan Anaokulu öğrencilerine yaptırılan bir etkinlikte Gazi'nin son anları büyük bir hüzünle canlandırıldı. Çocuklar hüngür hüngür ağladı! Okul müdürleri tarafından çocukların eline tutuşturulan şiirlerde onun ölmediği, içimizde yaşadığı bir kez daha vurgulandı. İ.Hakkı Talas'ın meşhur "Atatürk padişaha, düşmana karşı durmuş, yurdumuzu kurtarmış, Cumhuriyeti kurmuş" dizeleri okunurken duygulu anlar yaşandı! Biliyorum, eğitim sistemini Kemalizm üzerine bina eden bir ülkede bu tür görüntüleri artık kanıksadık.

Bilirsiniz Türkiye, Kemalist rejimin kutsallaştırıldığı ve Mustafa Kemal'in bir kült haline getirildiği (buna Gülen de dahil) ilginç dönemlerden geçti. Cumhuriyetin 15.yıl dönümü vesilesiyle hazırlanan CHP'nin Şeref Kitabı'nda yer alan; Ey Büyük Ata! Ey Tanrının oğlu! Ey Yüceler yücesi! On yedi milyon yetiştirdiğin, yokken var ettiğin Türk gençliği hizmetindeu2026" türünden ifadelerin arka planına bakıldığında insan gerçekten ürperiyor. Bugün Evanjeliklerin kurtarıcı Mesih inancı neyse Kemalistlerin de kurtarıcı Mesih/Atatürk inancı, beklentisi odur. Onlar da bir gün Atatürk'ün reenkarne olup döneceğini ve kaos içinde olan ülkemizi kurtaracağını düşünüyor. Geçenlerde rüyasında Atatürk'ü gördüğünü söyleyen CHP'li vekilin Erdoğan'ı Atatürk'e şikayet etmesi işte bu düşüncenin/inancın bir tezahürüdür. Oysa hakikatte çitfçileri CHP'den başka ezen, insan yerine koymayan başka bir zihniyet mi var?

"Sen göklerdesin Atatürk'üm! Sen bizi yukarıdan izleyensin. Sen kaderimizi çizensin. Sen bizi yaşatansın!' türünden şiirlerin yazdırıldığı bu vahim meseleye lütfen dikkat kesilelimu2026

Yakup Kadri: "Tıpkı perseküsyon devirlerindeki ben-i İsrail gibiydik. Gökten inecek Mesih'i bekliyorduk ve iki asır hasretiyle yandığımız o milli kahraman hala görünmüyorduu2026"diyordu. Sonraları bu kurtarıcının Mustafa Kemal olduğunu söyler. Berna Moran, Yakup Kadri'nin Yaban adlı romanını değerlendirirken romanda Türkiye'de geçen durumla ilgili İncil'de anlatılanlar arasında bir paralellik kurulduğunu, Mustafa Kemal'in de İsa gibi kurtarıcılık vazifesini üstlendiğini ifade eder. Yani roman Mustafa Kemal'in mücadelesini ancak Hz. İsa'nınkine benzeterek anlatma gereği hissediyor. Christopher S. Wilson, Anıtkabir'in Ötesi adlı kitabında Atatürk'ün Anıtkabir'deki çifte mezarının Atatürk'ün ölümsüzlüğünün temsili olarak okunabileceğini ifade ediyor. Atatürk'ün Anıtkabir'deki mezar taşı doğrudan onun üzerine ağırlık vermemekte bu da onun her an geri dönebileceği anlamına gelmektedir.

Bir taraftan aydınlanmacı, pozitivist dünya görüşüne sahip olan Kemalistleru2026 Diğer taraftan hemen her yerde Atatürk silueti gören Mesiyanik ve spiritüalist Kemalistleru2026 Burası ayrı bir yazı konusu. Sıkıntı şu ki, Esra Elmas'ın kitabında ifade ettiği gibi; Kemalist zihniyet okullarda Atatürk'ü çocukların zihninde öyle kusursuzlaşıyor ki bu Atatürk'ü, dini ve ruhani unsurları mümkün olduğunca filtre ederek modern değerlerle kurduğu ülkede aynı anda bir Mesih, bir peygamber ve bir Tanrı yapıyor." Bir yönüyle de yeniden doğuşçu, kurtarıcı Mesih inancı (FETÖ ile benzerliği dikkat çekici) üzerine kurulu olan bu sapkın ideolojinin çocuklarımızı heba etmesine artık müsaade edilmemelidir. Dindar muhafazakarların oyuyla iktidar olan bir partinin de eğitim politikalarını artık CHP zihniyeti belirlememelidir. Ülkede herkesten toplanan vergilerle finanse edilen eğitimden sadece Kemalistlerin faydalanması da ayrıca bir haksızlık olarak görülmelidir.

Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz ve nice operasyonlarda sağduyusuna güvenilen ve her defasında yüceltilen, başbakanını, cumhurbaşkanını seçen imparatorluk bakiyesi bu millete söz konusu eğitim olduğunda neden güvenilmez ki? Ve neden onların seçebileceği alternatif ikinci bir eğitim modeline ihtiyaç duyulmaz? Farklı hakikatler, modeller arasından neden birini seçip tek mutlak hakikatmiş gibi dayatıyoruz? Bu tek hakikat dayatmasının insan fıtratına yapılmış ciddi bir müdahale olduğunu başta dindar muhafazakar tabanımızın idrak etmesi temennisiyleu2026