Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Temmuz 2015

Milat farkı

İstanbul ve Ankara'da yaklaşık bir ay açık duran ve Türkiye Diyanet Vakfı'nın bazı kuruluşlarla birlikte organize ettiği 34. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı dün sona erdi. Ankara'ya gidemedim ama İstanbul'daki fuar, üniversitelerin kapalı olmasına, Beyazıt Camii'nin restorasyonuna ve basının ilgisizliğine rağmen kanaatimce başarılıydı. İlk iki gerekçe mecburi, ama medyanın gafleti affedilir cinsten değil. Aslında matbuatın bu ilk kusuru değil, eskiden beri bu fuarı görmezlikten geliyor. Başka fuarları ise ballandıra ballandıra gündemde tutuyor. Şüphesiz muhafazakar olmayan basın için bu anlaşılabilir bir durumdur. Sonuç itibariyle dünya görüşü farklı olan bazı gazete ve televizyonlar dinu00ee yayınlar fuarı olarak başlayan ama şimdi bir kitap ve kültür fuarına dönüşen bu büyük organizasyonu okuyucularına ve seyircilerine duyurmak istemeyebilir. Fakat yaklaşık 20 muhafazakar gazete ve televizyon bu fuarı es geçmişse burada bir ihmal, ihmalin ötesinde bir cehalet, hatta bir kasıt var. Gazeteler ve televizyonlar, bu sene de kitap fuarının tanıtımında yine sınıfta kaldılar. Fuarı gezip tanıtan Doğan Hızlan (Hürriyet), Recep Garip (Vahdet), Leyla İpekçi (Yeni Şafak) ve benim yazılarımın (Milat) dışında belki bir iki yazı daha çıktı, o kadar. Gerçek Hayat iki defa sayfalarını genişçe fuara ayırdı. Fuarda standı olan üç gazete ise, vatandaşlara bedava gazete dağıttılar ama fuardan hemen hemen hiç bahsetmediler, sadece açılış haberini verdiler. Bence fuar önümüzdeki yıl, ya bütün gazetelere açılmalı veya organizasyonun haberlerini vermeyen gazetelere stand tahsis edilmemelidir. Bu arada standı olmamasına rağmen fuarı başından itibaren günü gününe takip eden ve geniş haberlerle okuyucularını bilgilendiren, kültür yayıncılığında sorumluluk örneği veren Milat Gazetesi yöneticilerine teşekkür etmek gerek. Gazetemiz bu konuda öncüydü. En üzücü tarafı şu ki, fuara gelip kitap imzalayan bazı köşe yazarları bile bu konuda yazı yazma ihtiyacı hissetmediler, program yapımcıları ve yöneticileri ise sadece imza saatlerinde Beyazıt Meydanı'nda bulunup bu önemli kültür hadisesini programlarına taşımadılar. Bindikleri dalı kestiklerinin farkında değiller. Belki de yarın öbür gün, kitaplarını basacak yayınevi bulamayacaklar. Ne diyelim, Allah akıl fikir versin. Bunlara rağmen fuar, halkın ilgisini çekti ve kalabalık bir kitapsever kitleye hitap etti. Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nin 26 gün boyunca takipçileri oldu. Dinleyiciler, konuşmacılara soru yöneltince beyin fırtınası esti. Madem ki fuardan ve kitaplardan bahsediyoruz, öyleyse son haftalarda okumaya başladığım bazı kitaplardan kısaca da olsa söz edeyim:

Dersaadet'te Bayram Sabahları: Dursun Gürlek (Kubbealtı). Kitap, aralarında Ragıp Akyavaş, Refik Halid Karay, Halit Fahri Ozansoy, Kemal Edip Kürkçüoğlu, Nihad Sami Banarlı, Ahmet Rasim, Mehmed u00c2kif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı gibi şair ve yazarların eski İstanbul bayramlarına dair kaleme aldıkları yazılardan meydana geliyor. Çanakkale Tufanı: İsmail Bilgin (Timaş). Bir Çanakkale uzmanı olan İsmail Bilgin'in 101 soruda az bilinen, detaylar verdiği ve doğru bilinen yanlışları açıkladığı kitap, Çanakkale Destanı'nın 100. Yılı dolayısıyla yayımlandı. Türkiye'nin Halleri: Süleyman Kocabaş. Araştırmacı yazar Kocabaş'ın çeşitli gazetelerde yayımlanan ve farklı konulardan oluşan yazılarından seçmeler yapmak suretiyle hazırladığı kitap. Cebimde Yıllar Var: Rukiye Yıldız Erdoğmuş (Lore). Erdoğmuş, gazete, dergi ve sitelerde yayımlanan yazılarını bu eserinde toplamış. Aynamdan Yansıyanlar: Ömer Yalçınova (Dünya Bizim). Bazı şair, yazar, akademisyen ve sanatçılara dair portre yazılarından meydana gelen kitapta Nurettin Topçu, M. Ertuğrul Düzdağ ve daha ziyade genç edebiyatçılar yer alıyor. Külhanbeyi: Hakan Kağan (Kapı Yayınları). Tarihimizden bir kesitin anlatıldığı roman. Adile Sultan: Zehra Aydüz (Zafer). II. Mahmut'un nazlı prensesi, Abdülmecid'in kardeşi, Sultan Abdülaziz'in ablası, V. Murat ve II. Abdülhamid'in halası olan Adile Sultan'ın romanlaştırılmış hayatı. Öncü Yüzler: Mehmet Erken (Dünya Bizim Kitaplığı). Eken'in yayıma hazırladığı kitapta Abdurraman Şeref Güzelyazıcı, A. Muhtar Büyükçınar, Mehmet Akif İnan, Babanzade Ahmed Naim, Filibeli Ahmet Hilmi, Mahir İz, Malik Bin Nebi, Said Çekmegil ve Tahir Büyükkörükçü ile başka isimler anlatılıyor. Medeniyet ve Kültürde Değişim: Üzeyir İlbak (İşaret). İlbak'ın medeniyet, kültür, sanat ve edebiyat odaklı yazılarından meydana gelen eseri. Sol Yanım Acıyor Anne: Ayla Aydemir (Cinius). Şairin yeni baskısı yapılan ünlü eseri. Teberrüken birkaç mısra: "Kabusumda düşümdesin / Nefretimde sevgimdesin / Ecelimde ömrümdesin / Sorsam yüreğinde değilim / Adı saklı sancı, / Sen niye benim gönlümdesin?"

Mübarek Ramazan Bayramı geliyor. Tatlı zamanı geçti, bence herkes birbirini ziyaret ederken kitap alıp götürmeli. Ben öyle yapacağım, bütün dostlarıma tavsiye ediyorum. Bayramın aziz milletimize ve İslam ümmetine hayırlar getirmesini niyaz ediyor, hepinizin bu güzel günlerini kutluyorum.