Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2389.46
BIST 100
10157.18
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Mart 2019

Momo / Mavi Balina İttifakı

Çocukları adım adım intihara götüren bilgisayar oyunu.

Adının oyun olması sadece bir aldatmacadan ibaret.

Bu, önce zihinleri sonra ülkeleri işgal eden küresel oyunun bir parçası.

Masumiyeti istismar ederek sonu intihar olan bu oyunu / taktiği başta ABD olmak üzere tüm Emperyalistler ve onların organize ettikleri legal ve illegal yapılar uyguluyorlar.

Çocuk masumiyetinden, terörist, canlı bomba türeten bu yapı, aynı zamanda milletler üzerinde de bu taktiği uygulamakta. Çağdaşlık, demokrasi , barış, diyalog, hoşgörü ve insan hakları gibi kavramların arkasına gizlenerek Momo / Mavi Balina yöntemleriyle toplulukları da intiharın eşiğine getirmekteler.

PKK’nın, FETÖ’nün, İslam adını kullanan DEAŞ’ın yöntemleri bu oyununkinden farklı değil.

Altın Nesil’, ‘abi’, ‘abla’ kavramlarıyla milletin duygu ve düşünce dünyasına yerleşen FETÖ de tipik bir Momo/ Mavi Balina’dır.

Bugün terör örgütlerinin seçimleri yönlendirme çabalarını ibretle seyrediyoruz.

15 Temmuz’da kendi halkının üzerine kurşun yağdırma durumuna getirilmiş, terör örgütü elebaşının kılını, donunu kutsayacak kadar aklî melekelerini kaybetmişler 31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri üzerinden yeni bir saldırıya hazırlanıyorlar.

Çocuk katili örgütü elebaşının heykelini dikmekten bahsedenlerle kendilerini demokrat, milliyetçi, muhafazakâr, dindar, Atatürkçü olarak tanıtanların birlikteliği Momo/ Mavi Balina yönteminin bir sonucu değil mi?

Toplulukların savrulmalarıyla oyun sonunda intihara itilen bireyler arasında sayısal veri farkı var; bireye uygulanan taktik, aynen topluluklara, cemaatlere, milletlere uygulanmakta.

Terör örgütünün legal görünümlü elemanı Türkiye’nin beka sorunu olmadığını söylediği yer: PKK’nın, ilk katliamı olarak kayıtlara geçen, içlerinde üç günlük bebeklerin de olduğu, 15 Ağustos 1984’te basıp yirmi yedi vatandaşı katlettiği Siirt’in Eruh ilçesi…

Milletin hafızasıyla alay ediyorlar…

Türkiye’nin beka sorunu yoktur.” demek, milleti uyuşturma çabasından başka bir şey değildir.

‘PKK’yı silahlı demokratik halk hareketi’ gören, elebaşının heykelini dikmeyi vadeden zihniyetin, seçimlerde belirleyici konuma geldiğini ispat çabası, bunu alkışlayanların da kendilerini Atatürkçü, Milliyetçi, Mukaddesatçı göstermeleri toplumsal intiharın eşiğine gelindiğinin göstergesi değil de nedir?

Mazlumu korumayı din ve namus görenleri, mülteci düşmanına dönüştürme Momo/Mavi Balina yöntemleriyle ‘adım adım’ yapılmakta.

15 Temmuz işgal girişimi başlamadan dakikalar öncesinde gündem mültecilerdi. Nefreti cuntaya destek yapacaklardı.

“Suriyelilerin daha maliyetlerinin farkında değiliz. Yarın göreceksiniz, bu insanlardan yeraltı dünyasının önemli aktörleri çıkacak. Bütün düzenimiz bozulacak” (12 Mart 2016)

Bugün de aynı:

"Suriyeli birinci sınıf, bizimkiler ikinci sınıf vatandaş. Suriyeli dükkân açar vergi ödemez, bizimki vergi öder. Suriyeli hastaneye gider para ödemez, bizimki para öder, eczanede para öder. Nasıl bir düzendir bu?" (12 Mart 2019)

Terörist Brenton Tarrant'ın manifestosuna "Great Replacement" (Büyük Yer Değiştirme) "Göçmenlerin Avrupa'yı istila ederek Avrupalıları yerlerinden edeceği" başlığını atmasıyla “Suriyeliler ekmeğimize ortak oldular.” Veya “…yeraltı dünyasının önemli aktörleri çıkacak. Bütün düzenimiz bozulacak” deyip arkasından terörü yarım ağız kınayarak “İslam ülkelerinden kaynaklanan terör.” söylemi, Momocu/ Mavi Balinacı yöntem değil mi?

Şimdi, Yeni Zelanda’ meydanlarında : “Daha Sayın Brenton Tarrant’ın heykelini dikeceğiz, heykelini! Tarrant’a uygulanan tecrit kaldırılsın. Tarrant’ı hapiste tutma.” diyebilecek senatör/ler Mavi Balina’nın uzantılarıdır.

Tarrant, Yeni Zelanda’da milletvekili seçilir mi, Başkanlığa aday olur mu? Muhalefetin, teröristle işbirliği yapması düşünülebilir mi?

PKK/ FETÖ, (Pensilvanya- Kandil Konseyi) 31Mart’a ve sonrasına, her zaman olduğu gibi, Momo/ Mavi Balina taktiğiyle hazırlanıyor /hazırlatılıyor.

İp’leri malum Siyonist- Emperyalizmin elinde.

Sadece çocuklar değil, tüm millet ve insanlık tehlikede.

Beka; tam da işte bu!..

1 Nisan şakası değil!