Dolar (USD)
32.23
Euro (EUR)
34.94
Gram Altın
2447.99
BIST 100
10149.85
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Mart 2022

Necad Subaşiç'in Katili Tutuklanacak mı?

5 Nisan 1992’de başlayıp 29 Şubat 1996’ya kadar süren Saraybosna kuşatması boyunca on binden fazla Boşnak can verdi. Tüm şehir çepeçevre kuşatıldı ve 1425 gün boyunca topçu atışları, havan topu saldırıları ve keskin nişancı ateşleriyle siviller hedef alındı. Yaşanan süreci en iyi anlayacağınız yer olan Saraybosna’daki Savaş Müzesi’nin en dikkat çeken bölümünde üzerinde “Paji Sniper!” (Dikkat! Keskin Nişancı) yazan bir karton asılıdır. Şehirde yaşayan insanlara verilecek en hayati uyarı, keskin nişancılara dikkat etmeleri idi çünkü. Saraybosna’nın en hareketli caddelerinden biri olan Smaja Od’un savaş vakitlerindeki ismi yaşanan keskin nişancı saldırıları nedeniyle halk arasında“Sniper Alley” (Keskin Nişancı Yolu) olarak söyleniyordu. Bosna’nın popüler savaş fotoğraflarında duvarlarında “Welcome to Hell” yazan o yoldu Snaper Alley. Bu cadde üzerinde nice siviller vuruldu. Kuşatma boyunca Saraybosna’ya bakan Spicasta Stijena’daki hendek ağlarına, karakollara hatta Katoliklere ait kiliselere saklanıp cinayetler işleyen keskin nişancılar kuşatma boyunca 60’ı çocuk en az 225 kişiyi öldürüp 1030 kişiyi de yaraladılar.

Keskin nişancı ateşiyle can veren masumlardan birisi de Necad Subaşiç idi. 28 Aralık 1992 Pazartesi günü, alt yapısı yok edilen şehirde mecburen su almak için sokağa çıkan Necad Subaşiç, başından vurularak katledildi. Henüz 13 yaşında bir çocuktu. Yaşasa şimdi aynı yaşta olacaktık onunla. Necad’ı diğer kurbanlardan ayıran şey, onun katilinin otuz yıl sonra Balkan News haber sitesinin “Katiller Aramızda” başlığıyla verdiği habere göre, Fransız gazeteci Philippe Buffon’un çektiği görüntüler vasıtasıyla tespit edilmesiydi.

Buffon’un “Nedzarici’nin Keskin Nişancıları” adlı kaydında görülen Sırp keskin nişancı, videoda Necad’ın öldürüldüğü noktayı tarif ederek hedefi “tam başından” vurmakla övünürken duyuluyordu. Ateş ettiği kişinin bir çocuk olduğunu biliyor ve çocuğun annesine küfrederek tetiğe basıyordu. Video ortaya çıktıktan sonra Bosnalı gazeteci Avdo Avdiç, öldürülen çocuğun ailesiyle de görüşerek olayın tarih, yer ve oluş biçimini doğrulatarak cinayetin failini deşifre etti.

Kaydın devamında Saraybosnalı sivilleri vurmaktan bahseden ve adının Zoran Kulin olduğunu öğrendiğimiz adam, “tek kurşun, temiz isabet” diyordu konuşmasında. İşlediği cinayeti övünerek anlatan bir katildi o. İşin en acı tarafı, toplamda kaç kişiyi öldürdüğünü bilemediğimiz keskin nişancı Kulin, bu zamana kadar Bosna’da, Saraybosna’nın doğusunda, Sırpların yoğun yaşadığı yerlerde garsonluk yaparak yaşamını sürdürmesiydi. Savaş boyu insanları katlet, sonra aralarında yaşamaya devam et! Zoran Kulin’in onca cinayetten sonra hayatını Saraybosna’da sürdürebiliyor olması, Sırp katillerin içinde bulunduğu rahat ortamı da gösteriyordu. Video Bosna’da gündem olunca, gazeteci Philippe Buffon, ilginç bir şekilde videoyu yayından kaldırsa da işlenen savaş suçları için Bosna Hersek Savcılığı’nın harekete geçmesi talebinde bulunan duyarlı insanlar ortaya çıktı.

Zoran Kulin tespit edilip hakkında suç duyurusunda bulunuldu ama tutuklanıp tutuklanmayacağı henüz belli değil. Radikal Sırp siyasetçi Milorad Dodik’in ortalığı tahrik ettiği zamanlarda Kulin’le ilgili neler yapılacağını merakla bekliyoruz.

Zoran Kulin’in tespit edilmesi tek başına yeterli değil. Bosna Savaşı boyunca sivillerin canına kıyan ne kadar asker varsa tespit edilenlerin isimlerinin ve fotoğraflarının yayınlanması, haklarında suç duyurusunda bulunulması ve imkân ölçülerinde bu çabaya destek verecek ülkelere girişlerinin sınırlandırılması gerekiyor. Irak’ta, Filistin’de, Çeçenistan’da, Suriye’de Müslümanları katleden pilotların, emir veren subayların ve işgalci liderlerin yeryüzünde böbürlenerek yürümeye hakları yoktur, olamaz da.

Su sırasında bekleyen Emir’in, havaalanı şeridinde yürüyen Sejo’nun, su için sokağa çıkan Yasmin’in, can vermesi beş gün süren Alen’in, keskin nişancının kızın gülümseyişini beğenmediği için öldürdüğü Maya’nın, başka bir yaralı çocuğu kurtarmaya çalışırken vurulan Sead’ın, ateşkes esnasında tenis oynarken öldürülen Amel’in, annesiyle el ele yürürken can veren küçük Rijalda’nın, operasyondan döndükten hemen sonra hedef olan Tabur komutanı İvica’nin, henüz 11 yaşındayken evinin önünde vurulan Mirela’nın hesabının elbet bir gün sorulması gerekiyor. Sadece bu isimler mi? Hayır! Havan topuyla öldürülenlerin, topçu ateşiyle parçalananların, Srebrenitsa’da katledilen 8372 Müslümanın katillerinin sağ kalanlarının yakalanması ya da hayatlarının zehir edilmesi gerekiyor.

Katil Zoran Kolin deşifre oldu, binlercesi sıra bekliyor. Yapacak çok iş var ve biz henüz yolun başında bile değiliz.