Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2411.58
BIST 100
10267.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Ekim 2016

Neden yeni bir eğitim sistemi kuramıyoruz?

EĞİTİM, bireyi ve toplumu dönüştürme konusunda insanlık tarihin bilinen en etkili mekanizmalarından/araçlarından biridir. Dün Hz. Muhammed'in (a.s.) Suffe eğitim merkezinde/okulunda Kur'an ahlakıyla ahlaklanmaya, Hasan Sabbah'ın Alamut'unda suikast timlerine, Nizamülmülk'ün medreselerinde medeniyet inşasına, Atatürk'ün laik okullarında modernleşme operasyonuna, Fetullah Gülen'in okullarında da yüzyılın en alçak, en hain teröristlerinin yetişmesine aracılık eden etkili bir mekanizmadan bahsediyoruz. Küresel sistem, ezoterik yapılar ve terör örgütleri kendilerine özgü kurdukları okul sistemiyle,ideolojilerine, sistemlerine bağlı, bağımlı, itaatkar bireyler yetiştirerek eğitimi bir silah olarak kullanma yolunu tercih ederler. Çünkü bu tarih boyunca etkili sonuçlar vermiştir.

Günümüzde hayatları korkuyla ve hırsla yönetilmeye çalışılan insanların gittikçe kendilerini esaret altında görmeye başladığı dünya çapında kurulu bu modern köle düzeneğinin/sistemin en derin köklerinde eğitim yatıyor. Ivan Illich'in ifadesiyle söyleyecek olursak işte bu düzeneğin tekelinde kurulan okul sistemi bugün modern toplumun dünyevi dini haline gelmiştir/getirilmiştir.Dolasıyla modern devletler de eğitimi kendi ihtiyaçlarına göre düzenliyor, planlıyor, diplomalara göre müfredat uyduruyor hatta paganist kültürden kalma ritüellerle kabul törenleri düzenliyor vs. Sonuç; tembel memurlar, kasıntılı bürokratlar, tüketiciler ve insan gerçeğinden uzak, köksüz, ruhları bedenlerinden çekilmiş hayaletleru2026

Anaokulu fikrini bulan

19.yüzyılda Almanya'da anaokulu fikrini ilk ortaya atan Friedrich Froebel burayı öğretmenlerin bahçıvan çocukların da bitki olduğu bir imge olarak kurguladığını ifade etmiştir. Anaokulu olarak çevrilen orijinali "Kindergarten" olan sözcük okul ve bahçe kelimelerinden oluşan bileşik bir sözcüktür. Kısacası bu fikrin annelerin çocuklar üzerindeki etkisini kırmak için oluşturulduğunu görüyoruz. Bu şu demektir, aileden önce devlet/sistem/örgüt/ideoloji gelir!

Lozan hezimetini yaşayan Türkiye, batı eğitim paradigmasını tartışmasız kabul ettiği için ne yazık ki kendine özgü, yerli ve milli bir okul sistemi kuramamıştır. Bu öylesine medeniyetten, kültürden, tarihten, Anadolu'dan uzak bir eğitim sistemiydi ki Gülen'in kurduğu okul sistemine yenik düştü. Bugün ülkede iki okulun, iki ayrı eğitim sisteminin savaşını veriyoruz dersek sanırım abartmış olmayız. Bakınız Cumhuriyet dönemi ders kitaplarında 600 yıl dünyayı yönetmiş bir imparatorluğun padişahları nasıl veriliyordu; " İstanbul'daki sarayında yüzlerce kadın arasında bir mirasyedi gibi yaşayan padişaha hesapsız para lazımdıu2026 Bütün milletin kan ve ter içinde kazanıp vergi diye verdiği parayı kendi keyfine savururdu. Böylece yurtta ne bir yol, ne bir okul, ne bir hastane yapılırdı."Evet, bugün ders kitaplarında bu tür abartılı bilgileri göremiyor olabilirsiniz ancak bu gerçek tarihin öğretildiği anlamına gelmesin. Çünkü biz henüz kendi okulumuzu/ekolümüzü yeniden kuramadık.

Yeni bir sistem olmalı

Hala köklerimizden, tarihimizden,ilim-irfan geleneğimizden uzak bize ait olmayan yabancı bir eğitim sisteminin tasallutu altındayız. Sınıf mevcutlarının sayısını azaltmaktan, derslik açmaktan, öğretmen atamaları yapmaktan, bedava ders kitapları dağıtmaktan ve bu çerçevede raporlar hazırlamaktan başlı başına yeni bir "okul" yeni bir "eğitim sistemi' kurma fikrine gelemiyoruz. Türkiye'nin ve İslam dünyasının yeniden özgüven kazanması, yeniden kendini bulması için yeni bir eğitim sisteminin kurulması gerektiği fikri kimsede yer etmiyor.Bakınız bugün eğitim sistemini düzenleyen kanun ve yönetmeliklerin hiçbir yerinde ahlak, erdem ve insan gibi değerlere yer verilmiyor. İnsan gerçeğini atlayan bir eğitimden ne fayda gelir ki?Ülkede üye sayıları yüzbinleri bulan onca eğitim derneği, vakıf ve sendika var ancak sivil toplumun da gündemi, yolu, hedefi; meclise vekil, devlet kurumlarına bürokrat ve müdür atamaktan öteye geçemiyor. Yeni bir eğitim sistemi kurma çalışmalarını bırakın mevcut eğitim düzeneğini eleştirme zahmetinde dahi bulunmuyorlar!

Tarihimizi bilmiyoruz

Kendi tarihimize, köklerimize, toplumsal irfanımıza, hafızamıza dayanarak köklü bir eğitim sistemini inşa edemezsek ne bu aşağılık kompleksinden kurtulabiliriz ne küresel sistemin tuzaklarına karşı sahici anlamda bir direnç sergileyebiliriz ne de ülkemizi büyütebiliriz. Bizler ilk emri "oku" olan ve kitabımız Kur'an'ın 49 yerinde "akıl" 84 yerinde de"düşünme" geçen bir dinin mensuplarıyız. Neden Haçlı düşünce sistematiğinin esiri olalım? Neden medeniyetimizin ürettiği bilim, kültür, sanat, mimari, felsefe, ilim, irfan birikiminden istifade etmeyelim? Neden kendimize ait farklı okullar kurmayalım?

Mevcut eğitimi, küresel sistemin emellerine hizmet eden bir aygıt olmaktan çıkarabiliriz. Her şeyden evvel, mekanikleşmiş olan ölçme-değerlendirme sisteminin yerine alternatif ölçme değerlendirme modelleri geliştirebiliriz. Örneğin ölçmenin yeni bir icat ya da düşünme üretme üzerinden değerlendirildiği yeni bir model kurabiliriz. Medeniyet tecrübesinden yola çıkarak kültür kodları üzerine yeni bir okul modeli hatta alternatif birçok okul modeli geliştirebiliriz. Tek merkezden kumanda edilen, planlanan, hiyerarşik eski Sovyet modeli bir düzeneğin dışında başka bir sistem yok mu? İnsan beyninin öğrenme süreçlerine ilişkin metafizik ve nörolojik çalışmaları keşfedip çocuklarımızı kendi yetenek ve ilgileri doğrultusunda okullara yönlendirebiliriz. Okullar Ortaçağ'dan kalma birtakım tuhaf kurallar silsilesiyle çocukları otoriteye itaat etme eğilimi kazandırmaktan başka ne işe yarıyor? Eğitim, liderimiz Erdoğan'ın elinde ülkemizin yeniden şahlanması için aktif rol oynayabiliru2026