Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2439.11
BIST 100
9995.37
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 May 2023

Nükleer/lamba şişesi

46 yıl önce bugün:

1 Mayıs 1977…

Kanlı 1 Mayıs…

İstanbul Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına katılanların üzerlerine ateş açıldı; 34 kişi katledildi.

Faili (malum)meçhul…

Türkiye’nin karanlık dehlizlere sürüklendiği, emperyalist katillerin sokakları cesetlerden geçilmez haline getirdiği, ülkeyi “kurtarılmış bölgelere” ayırdığı yıllar…

Siyasi kaos, ayı zamanda ekonomik krizleri de tetikliyordu.

Yağ, tüp, akaryakıt kuyruklarının sıradanlaştığı çileli yıllar…

1950 öncesi, tek partili yıllar ki tam bir facia…

Millîlik adına ne varsa imha edilmekle yüz yüze kalınmış…

Uçak fabrikalarının kapatılıp uçakların toprağa gömüldüğü, müteşebbislerin analarından emdiklerinin burunlarından fitil fitil getirtildiği yıllar…

14 Mayıs 1950’de iktidar değişince bir toplu iğne, kibrit dahi üretemeyen Türkiye, büyük bir kalkınma hamlesiyle hayatını değiştirmeye başlamış ancak bu durum 10 yıl devam edebilmiştir.

27 Mayıs 1960’ta bu kalkınma girişiminin bedeli çok ağır ödetilmiştir.

1959’da Türkiye’ye Kıbrıs’ta “garantör ülke” statüsü kazandıran hükümetin üyelerini 1961’de astılar.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı yapan koalisyon hükümeti, 3 ay sonra dağılmış ve ABD, Türkiye’ye ambargo uygulamaya başlamıştı.

Ara dönem hükümetlerinin hiçbir derde şifa olamayacağı da aşikârdı.

5 Haziran 1977 seçimlerine böylesi bir hengâmede gidildi.

Sonrası ise çok daha vahimdi.

Etnik, mezhebi ve ideolojik farklılıklar birer çatışma aparatına dönüştürülerek 1980 darbesinin gerekçeleri oluşturuldu.

Tarih öncesini anlayabilmek için Türkiye’nin 40 yıl öncesini bilmek yeterlidir.

Afrika belgesellerini seyretmek aslında Türkiye’nin 40 yıl öncesini seyretmek gibi…

Köyümüz, ilçe merkezine 15, Başkent’e 100 km…

Elektrik 1977’e bağlanabildi.

Babam, Batı Almanya’dan 1974’te kesin dönüş yaptığında bir de siyah beyaz televizyon getirmişti. İstanbul gümrüğünden çıkarabilmek için birkaç kez İstanbul’a gitti.

Televizyonu 1977’de çalıştıramadık; ekranda siyah bant halinde kaymalardan başka görüntü yakalanamadı.

Elektrik kesintileri hiç eksik olmadı.

Kesintiler haftalar, aylar boyunca devam ettiğinden yine gaz lambasına müracaat edilirdi.

17 numaralı lamba şişesi lükstü; her evde bulunmazdı.

Bir “Alamancı”nın izine geldiği “löküs” lambasından anlaşılırdı.

Otomobil de “ufo” gibi enteresandı…

İki elbisesi olan ayrıcalıklıydı.

Biri “gündelik” diğeri “bayramcalık”…

İlçeyi hiç görmemişler vardı…

Türkiye, gerçek anlamda, planlı programlı olarak geri bırakılmıştı.

Türkiye, Yusufeli Barajıyla yılık üretimin yüzde ikisini karşılıyor, Akkuyu Nükleer Güç Santraliyle yüzde onunu karşılıyor.

Nerden nereye?...